Doğrucu: İzmir lojistik merkez olmalı

Ege Lojistik Derneği Başkanı Osman Doğrucu, lojistik sektöründeki gelişmeleri değerlendirdi. Şubat ayında yapılacak olan lojistik zirvesinin önemine değinen Doğrucu, İzmir’in lojistik merkezi olabilmesi için özelleştirmelerin yapılması ve yasal mevzuatların iyileştirilmesi gerektiğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 22.01.2016 08:54
  • Güncelleme Tarihi : 22.01.2016 08:54
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Doğrucu: İzmir lojistik merkez olmalı

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Ege Lojistik Derneği’nin (ELODER) düzenleyeceği 1. Ege Lojistik Zirvesi için çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Ege lojistik Zirvesi’nde, bölgede lojistik sektörüne hizmet veren ve üreten profesyoneller katılımcılara görüşlerini anlatacak.

ELODER Yönetim Kurulu Başkanı Osman Doğrucu,  sektörün tüm paydaşlarının Ege Bölgesi’nde bu anlamda ilk kez bir zirvede bir araya geleceğini belirtti. Yapılacak olan zirve öncesinde lojistik sektöründeki sorunlara ortak akılla birlikte çözümler getirmeyi hedeflediklerini belirten Doğrucu, zirveye lojistik, perakende, üniversite ve kamu kuruluşlarının temsilcilerin konuşmacı olarak katılacağını söyledi.

“TARAFLARI BİR ARAYA GETİRECEĞİZ”

Ege Lojistik Zirvesi’nin lojistik sektörünün dirsek temasında bulunduğu tüm bileşenlerini bir araya getireceğini ifade eden Doğrucu, “Ege Bölgesi’nin merkezi olan İzmir’de böylesine bir zirvenin eksikliği vardı. Katılımcılarımız için gün boyunca sürecek faydalı bir program hazırladık. Zirveye gelecek katılımcılarımız sektördeki sorunların çözümlerinin yanı sıra dünyadaki son gelişmeleri de öğrenme fırsatı bulacak. Zirvede lojistik sektörünün tüm taraflarını bir araya getireceğiz. İzmir, limanı, demiryollarının ardından yeni yapılan Çandarlı Limanı ve İzmir İstanbul otoyolu ile lojistikte daha da avantajlı hale gelecek. Zirvede İzmir’in ve Ege Bölgesi’nin lojistik sektöründeki geleceğini de konuşacağız. Yine sektörün sorunlarını ve beklentilerini masaya yatıracağız. Umarım ilkini düzenleyeceğimiz zirveden olumlu sonuçlar çıkar” diye konuştu.

“LOJİSTİK SEKTÖRÜ GELİŞMELERDEN ETKİLENİYOR”

Doğrucu, iç ve dış politikaların ticareti yavaşlattığını belirterek, “Dolayısıyla lojistik aktiviteler de aksıyor. Limanlardan tutun nakliyeye kadar hacim küçülmesi yaşanıyor. Tahsilattaki sıkıntılar kısır döngüye dönüştü. Geciken tahsilat, bir sonraki firmaya olan tahsilatı geciktiriyor. Artık tahsilat yapmak, işin kendisi kadar zor olmaya başladı. Fakat şu anda dolardaki yükseliş seçimden sonra da devam ediyor. Terör bitecekti fakat terörün bitmesi henüz mümkün olmadı. Dolayısıyla insanların önünü göremiyor. İnsanların önünde yeni bir ufuk ve vizyon açılmış değildir. Bu tabiki de lojistik sektörünü de etkiliyor. Ticaret etkilenince ticaretin ürünlerini taşıyan lojistikçiler de bu durumdan etkileniyor” diye konuştu.

“LİMANLARI İŞLETENLER MUTLU DEĞİL”

İzmir’in coğrafi olarak limanıyla yüzyıllardan beri Avrupa’ya açılan bir konumda olduğuna vurgu yapan Doğrucu, “İzmir’in liman kenti olduğu doğrudur. Ama bu limanları işletenler çokta mutlu değil. İzmir’in lojistik merkezi yapılması gerekiyor. Bu konuda hareket başladı. Ancak seçimle veya siyasi bulanıklıktan dolayı adımlar atılamadı. Buna neden adım atılmıyor diye baktığımızda bakanlıklar arası koordinasyonun olmadığını görüyoruz. Ayrıca İzmir’deki yerel oyuncular, lojistik merkezinin büyüklüğü ve kapasitesi işletim sistemi hakkında konunun içine dahil değil. Emrivaki yapılan bir sistem söz konusu. Yerel oyunculara bir şey sorulmadığı için ortaya çıkan sonucun da herkesi tatmin etmeyeceğini düşünüyoruz. Devletin buradaki lojistik ileri gelenleri bir araya getirmesi gerekir. Biz dernek olarak da buna katılmaya hazırız. Çalıştaylar yapılarak lojistik merkezinin öyle hayata geçmesi en doğrusu olur. Her zaman söylediğim bir şey var ben devlete ait olan yerlerin özelleşmesinden yanayım. Her türlü devlete ait işletmeler ve özel sektöre ait işletmeler arasındaki farkı çok yaşadık. Mutlaka bir verimlilik artışı olacaktır. Biz çalışanlardan pratik olmalarını istiyoruz. Devlete ait işletmelerde pratikliği çok fazla göremiyoruz” dedi.

“YATIRIMLAR ERTELENİYOR”

Türkiye’nin 2023 yılında 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefi olduğunu hatırlatan Doğrucu, “Bu hedefe doğru gitmek zor. Şu andaki limanların sürekli yöneticileri değişiyor. Pazarlama sorunları var. Bu durumu en çok etkileyen tuzu biberi eken de siyasi durumdur. Yatırımcının eli yatırıma doğru gidiyor fakat karışıklık haberleri geldikçe duruyorlar. 30 bin 40 bin metrekarelik lojistik center yapacak müşterilerimiz var. Bu firmalar şu anda acaba yatırım yapmasam diye düşünüyor. En az 15-20 milyon TL’lik yatırımları insanlar önüne göremedikleri için yapamıyorlar. Çok daha büyük şirket grupları bile yatırım kararı almakta zorlanıyorlar. İzmir’de ise bu durum biraz daha karamsar. İzmir, İstanbul kadar girişken değil. Daha çok düşünüyorlar yatırım yapmadan önce. O yüzden duraksama mevcut. Sonuçta lojistik yatırım yapılacak doğru alan ama hareket yok. İki tane dış kaynaklı Ege Bölgesi’nde depoları olan şirket, şu anda depoları boş olduğu için depolarını elden çıkarmak istiyor. Kiracı olanlar da kiralamayı bırakıyor. Bunlar Türkiye’nin lojistik işi yapan firmaları olduğu için bu bakımdan baktığımızda giderek kötüye giden bir durumdayız.  Bu sebeplerden dolayı 2016 daha iyi olmayacak diye bekleniyor. Bütün bu gelişmeler de yatırımları kötü etkiliyor” ifadelerini kullandı.

“2016 KÖTÜ GEÇECEK”

Doğrucu, 2016 yılında elemelerin çok olacağını fakat satışların da devem edeceğini belirterek, “İstanbul’da lojistik firmaları Japon firmaları ile ortaklık yoluna gitti. Konsolidasyon anlamında lojistik sektöründe daha büyük adımlar olabilir. 2016’nın daha kötü geçeceğinde hemfikiriz fakat bu gelişmeler de yaşanabilir. Kimsede iş yapma hevesi ve motivasyon yok. Lojistik sektörü destekten ziyade düzenleme bekliyor. Ulaşım ile ilgili araçlarla ilgili L1 K1 belgelerinde düzenlemeler doğru yapılırsa bunlar bile sektör için yeterli olacaktır” şeklinde konuştu.

“MEVZUATLAR GERÇEKÇİ OLARAK UYGULANMALI”

Lojistik sektöründe en büyük sorunlarından bir tanesinin iş yapabilmek için devletin yasa koyduğunu ve bazı sınıflandırmalar yaptığını fakat uygulanan yaptırımlar veya kanunların herkese adil şekilde uygulanmadığını belirten Doğrucu, “Siz K1 belgesini aldığınız zaman yasal çalışmış oluyorsunuz. Ama bunun bir maliyeti var. Ben K1 belgesi almadan da çalışabiliyorum. Ama o zaman yasal çalışmış olmuyorum. Denetleyen yok. Rahat rahat çalışıyorum. Siz 5 TL’ye fiyat verirken ben 3 TL’ye fiyat veriyorum. Bu durumda ben nasıl para kazanacağım? Daha doğrusu yasal ve belgeli çalışan nasıl para kazanacak. Devletin koyduğu kanunları uygulaması gerekir. Büyük şirketler buna uyuyor ama küçük şirketler buna uymuyor. Bunun sonucunda da fiyatlarda dengesizlik oluyor. En büyük sorun yasal mevzuatın gerçekçi şekilde düzenlenmesi ve sektörün paydaşlarıyla konuşarak birlikte hareket edilmesi ve gerçekten uygulanabilir önlemler alınarak bu önlemlerin de denetiminin sağlanması gerekir. Bunlar olmayınca sorun çözülmüş olmuyor. Birinci sorun yasal mevzuatların gerçek hayata uygun olmayışı, ikinci sorun ise insan kaynakları sorunudur. Kış ayları ile birlikte lojistikteki en büyük sorun devamsızlık sorunudur. Devamsızlık arttığı zaman iş verimliliği de kayboluyor”  diye konuştu.

“UCUZ İŞ GÜCÜ TEKNOLOJİLEŞMEYİ ETKİLİYOR”

Lojistik sektöründe gelişim kaydetmek için yatırımın olması gerektiğinin altını çizen Doğrucu, “Yatırım yapmak için iş olması ve önünüzü görmeniz gerekir. Bu sebeplerden ötürü bir tıkanma var. Türkiye’de iş gücü ucuz olduğu için depolama sistemlerinde çok fazla teknolojik gelişmeye ihtiyaç duyulmuyor. İş gücünün ucuz olmasından dolayı makinelere milyonlarca lira verilmek istenmiyor. Dolayısıyla teknolojik gelişmede istenilen seviyede ve yeterlilikte değil” dedi.

“İZMİR’DE KAYITLI EKONOMİ ORANI YÜKSEK”

Lojistik sektörü açısından İzmir ve Ege’nin en büyük farkının kayıtlı ekonomi ile çalışması olduğuna değinen Doğrucu, “Burada yapılan her işlem kayıt altında tutuluyor. Kayıtlı ekonomi oranı yüksek olduğu için yapılan harcama ve emekler İzmir’in gelişimi açısından önemli oluyor. İzmir en hızlı gelişen ikinci şehir konumunda ama işsizlik oranına baktığımız zaman da insanlar işsiz. İzmir’de işsiz genç nüfus oranı oldukça yüksek. Böyle bir tezat durum var. İzmir’deki büyük depo sayısı az ama çeşitlilik ve limanlar dolayısıyla lojistik sektöründe oldukça iyi durumdayız” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi