Dolar düştü gıda fiyatları da düşsün algısına uzmanlardan yanıt: “Gıda fiyatları üretimle düşer!”

Gıda fiyatlarında yaşanan artışın üretimsizlikten kaynaklandığını savunan uzmanlar, ‘kentten köye göçün’ sağlanması gerektiğine vurgu yaparak “Gıda fiyatları ancak üretimle düşer” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 24.12.2021 07:14
  • Güncelleme Tarihi : 24.12.2021 07:14
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Dolar düştü gıda fiyatları da düşsün algısına uzmanlardan yanıt:  “Gıda fiyatları üretimle düşer!” haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Dolar kurunun yükselmesiyle beraber market çalışanları etiket değiştirme yarışına girerken, dolar bir anda 6 TL düşmesine rağmen etiket fiyatlarını sabit tutuyor. Bu duruma isyan eden vatandaş, etiket fiyatlarının da düşürülmesini istiyor ancak Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Uğur Toprak, dolar yüksekken alınan hammadde ile elde edilen ürün fiyatlarının bir anda düşürülmesinin mümkün olmadığını söyledi. Yerli ve milli üretim vurgusu yapan Uğur Toprak, “Gıda fiyatlarını düşürmek istiyorsak, kendi öz kaynaklarımıza dönerek üretim yapmalıyız” dedi. Artan girdi maliyetleriyle beraber çiftçinin üretimden uzaklaştığını söyleyen Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Hakan Çakıcı ise “Gıda fiyatlarını düşürmek istiyorsak çiftçiyi-üreticiyi yüksek girdi maliyetlerinden kurtarmalıyız” diye konuştu.

ASIL ETKEN ÜRETİMSİZLİK!

Gıda fiyatlarındaki artışın sadece dolardan kaynaklanmadığını dile getiren Uğur Toprak, asıl etkenin ise üretimsizlik olduğuna dikkat çekti. Tedarik maliyetlerinde de fiyatların yüksek olmasına vurgu yapan Uğur Toprak, şöyle konuştu: “Biz hep şunu diyoruz; bu fiyat artışları sadece dolardan kaynaklanmıyor. Doların artmasıyla birlikte benzin fiyatları da arttı ve benzin fiyatları şu an düşmüyor. Buradan baktığımızda Türkiye’de tedarik maliyetleri de oldukça yüksek. Bu ayrı bir etken. Fiyatların bu kadar yüksek olmasının esas temelini oluşturan faktör ise üretimsizlik. Üzerine basa basa söylediğimiz ve söylemeye devam ettiğimiz konu yerli ve milliliğin gereklerini yerine getirelim. Bakın biz kendi kendimize yeten bir ülkeydik ama şimdi değiliz. Buğdayı bile Rusya’dan ithal ediyoruz, mercimek Karadağ’dan geliyor. Başka ürün başka bir ülkeden geliyor. Artık Türkiye’de bir üretim sıkıntısı var. Üretmiyoruz, üretmediğimiz için de ürünü ithal etmek zorunda kalıyoruz. İthal ettiğimizde de fiyatlarda artışı görebiliyoruz.”

ÖZ KAYNAKLARIMIZA DÖNMELİYİZ

“Köyden kentte değil, kentten köye göçü sağlamalıyız” diyen Uğur Toprak, öz kaynak vurgusu yaptı. Toprak, “Bizim ülke olarak yerli tohum başta olmak üzere derhal kendi öz kaynaklarımıza dönüp, kendi üretimimizi yapmamız lazım. Gıda fiyatlarını ancak bu şekilde düşürebiliriz. Ürettiğimiz süre boyunca fiyatları düşürebiliriz. Özellikle bu pandemi döneminde de ülkelerin kendilerine döndüklerini ‘Önce yurttaşım’ dediği bir süreçten geçiyoruz. Dolayısıyla hep söyledik, yine söylüyoruz. Gıda egemenliğine dayalı tarım ve gıda politikasını inşa etmezsek bu gıda fiyatlarını düşürmek çok akılcı olmayacak. Ancak kendi üretimimizi yapacağız, kendi öz kaynaklarımızı kullanacağız, gıda egemenli ülkelere dayalı bir ürün üreteceğiz. Bu arada topraklarımızı, tarım arazilerimizi, meralarımızı koruyacağız. İnciraltı gibi, Çeşme projesi gibi tarıma dayalı ihtisas sanayi bölgesi gibi söylemlerle, projelerle tarım arazilerimizi ve meralarımızı kaybetmeyeceğiz. Çiftçimizi doğru zamanda doğru bir şekilde teşvik edeceğiz. Artık köyden kente değil, kentten köye bir göçü sağlayıp çiftçimizi tekrardan üretime yönelmesini sağlayacağız. Bunu başardığımızda da tabii ki ürünlerin fiyatları da düşmüş olacak” şeklinde konuştu.

ÇİFTÇİ ÜRETİMDEN UZAKLAŞIYOR

Gıda fiyatlarının bir süreçten sonra oluştuğuna dikkat çeken Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, fiyatların bir anda düşmesinin mümkün olmadığını söyledi. Önünü görmeyen çiftçinin üretimden uzaklaştığını da sözlerine ekleyen Dr. Hakan Çakıcı, “Çiftçi üretirken oluşan bir masraf var bir de ürünün mamul ürün haline gelene kadar olan bir maliyeti var. Bu masraflar ürün fiyatına zaman içinde yansıyor. Piyasada şu anda kaç ay önceki maliyetlerin yansımasını görüyoruz. Bir düşüş olacaksa yeni üretilecek ürünlerde olacaktır. Tarım ve gıda üretimindeki girdilerimizin büyük çoğunluğu ithal. Bu da ister istemez etiket fiyatlarına yansıyor. Biz şu anda önceki maliyetleri yaşıyoruz. Hem çiftçi hem de satan kişi de önünü görmek istiyor. Tarımsal üretimin de bir sanayi üretiminden farkı yok. Girdi maliyetlerin artmasıyla üretimden uzaklaşan çiftçiler de var” değerlendirmesinde bulundu.

AKLIMIZLA DALGA GEÇİYORLAR

Marketlerin fiyatlarında acilen güncellemeye gitmesi gerektiğini dile getiren bir vatandaş, şunları söyledi: “Dolar yükseldiği zaman marketler etiket fiyatlarını her gün değiştiriyordu hatta bu etiket değiştirme için ek bir personel alan marketler bile vardı. Raflara yaklaşmaktan korkuyorduk. Fiyatlar neden bu kadar yükseldi? Diye sorduğumuzda da aldığımız cevap ‘Dolar fiyatlarından haberiniz yok herhalde’ oluyordu. Dolar bir günde 6 TL düştü, aynı markete gidiyorum etiket fiyatları aynı, değişen bir şey yok. Yani gerçekten bizim aklımızla dalga geçiyorlar. Dolar fiyatları nasıl düştüyse gıda fiyatlarının da düşürülmesini istiyoruz. Yetkililer bu konuda bir çalışma yaparlarsa vatandaş olarak çok seviniriz.”

FİYATLARI DÜŞÜRÜN

3 harfliler olarak geçen zincir marketlere seslenen bir diğer vatandaş ise, “Balon yaptığınız fiyatları indirmenin vakti gelmedi mi? Biz vatandaşlar olarak zaten enflasyon altında eziliyoruz. Alım gücümüz kalmadı ama marketler de dolardaki fiyat artışını bahane ederek etiket fiyatlarını çok fazla abartıyor. Bir yağın, tuvalet kağıdının fiyatı bu kadar pahalı olmamalı. Ben kendi adıma şunu söylemek istiyorum; asgari ücretle çalışıyorum ve gıda fiyatları arttığından beri yemek-içmek dışından başka bir şey alamıyorum, çünkü yetmiyor. Elimde para kalmıyor, hatta eksiye giriyorum” diye konuştu.