- Gündem
- 14.05.2025 14:19
Döviz kurlarının rekor kırması ile bazı ilaçlarda yoklukların yaşandığını belirten Sayılkan, “Ağırlıklı olarak kanser ilaçları bulunamıyor” dedi
ÇAĞLA GENİŞ
Seçimlerin ardından döviz kurları TL karşısında değer kazanmaya devam ederken, güncel avro kuru ile ilaç kuru arasındaki fiyat farkı 2 katını aştı. Devletin belirlediği fiyatlandırmada kur Aralık 2022’den bu yana 10,76 TL olarak sabit tutulurken, oluşan kur farkı ilaçlara ulaşımda da soruna yol açtı. Harekete geçilmezse yeni bir ilaç krizinin daha yaşanacağını vurgulayan İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, öncelikli olarak ilaç fiyatlandırma sisteminin değiştirilmesi gerektiğini savundu. İthal ürünlere ulaşmakta güçlük çektiklerini sözlerine ekleyen Sayılkan, bunların başında hayati önem taşıyan kanser ilaçlarının geldiğini açıkladı. Sayılkan, “Ülkemizdeki ilaç pazarı ithal ve ağırlıklı olarak da ithal ilaçların temininde sorun yaşıyoruz. Ağırlıklı olarak kanser ilaçları, kan ürünleri, tüp bebek ilaçları bulunamıyor. Avrodan bağımsız TL’ye dayalı bir sisteme geçiş yapmak gerek. Enflasyon oranına göre senede 3-4 defa güncelleme sorunu çözer” vurgusu yaptı.
SİSTEM İFLAS ETMİŞTİR
Döviz kurundaki artışı endişeyle takip ettiklerini belirten Sayılkan, “Yıllardan beri devam eden bir fiyatlandırma sistemi var, İlaç Fiyat Kararnamesi bunun adı. Enflasyon düşük olsa sorun yok. Ama enflasyon yüksek olduğu için gerçek avro kuru bugün 25 lirayken, ilaçtaki avro kuru 10 lira 76 kuruş. Yapılması gereken birkaç tane hamle var. Birincisi İlaç Fiyat Kararnamesi’nden vazgeçmek lazım... Çünkü kararname şu an için ihtiyacı karşılamıyor. Yılda bir kez zam sağlıklı değil. Sistemin yanlışlığını, çarpıklığını ve hastaları mağdur ettiğini yıllardır anlatmaya çalışıyoruz. Özellikle enflasyonun çift hanelere çıktığı son 4 ila 5 yıldır bu mağduriyet giderek artıyor fakat bir değişiklik yapılmıyor. Biz artık İlaç Fiyat Kararnamesi’nin misyonunu tamamladığını düşünüyor, yeni bir düzenlemenin gelmesini bekliyoruz. Avro kuruna dayalı bu sistem artık iflas etmiştir. Döviz kurundaki artışı endişeyle takip ediyoruz. Dövizin dalgalanma süreçlerinde bu sıkıntıları yaşıyoruz. Çünkü ithal ilaçları firmalar yurtdışından getiriyor. Oradaki avro kuruna göre alıp Türkiye’deki kura göre neredeyse yarıdan daha fazla indirim yaparak ilaç getirmeye çalışmak ithalatçı firmaları zarara sokuyor. Kararname güncelliğini yitirdi ve yüksek enflasyon ile beraber artık çözüm sunamıyor” dedi.
İTHAL ÜRÜNLERİ BULAMIYORUZ
Yılda en az 3 kez fiyat artışına gidilmesi gerektiğini savunan Sayılkan, “Ne yazık ki Türkiye’de ilaçların büyük çoğunluğu ithal. Böyle bir ortamda avro kurunu 10 lira 76 kuruş olarak belirlerseniz ilacın bulunmamasıyla ilgili sorun kaçınılmaz olur. Yaşamın temeli sağlık. İnsanların sağlığa ulaşımı kolay olmalı. Hayatın birçok alanında sıkıntı yaşıyor insanlar zaten. Bari sağlık hizmetlerinin çok daha nitelikli halde yürümesi lazım. İlaç Fiyat Kararnamesi’nden kaynaklanıyor bütün sorun. Çünkü tuhaf bir şekilde devlet her yıl şubat ayında bir zam takvimi oluşturuluyor. Her şeyin fiyatı her ay artarken, siz yalnızca şubat ayında zam yaparsanız ve avro kurunu 10,76 liraya sabitlerseniz böyle olur. Dövizdeki artış normalin çok üstüne çıkınca aradaki makas açıldı. İthal ediyorsanız ilacı bu kurla getirme şansınız çok yok. Dolayısıyla ithal ürünleri bulamıyoruz. Ülkemizdeki ilaç pazarı ithal ve ağırlıklı olarak da ithal ilaçların temininde sorun yaşıyoruz. Ağırlıklı olarak kanser ilaçları, kan ürünleri, tüp bebek ilaçları bulunamıyor. Avrodan bağımsız TL’ye dayalı bir sisteme geçiş yapmak gerek. Enflasyon oranına göre senede 3-4 defa güncelleme sorunu çözer” ifadelerini kullandı.