Sayfa Yükleniyor...
İzmire özgü 7 endemik çiçeğin kokularıyla kolonya üreten Eczacı Enver Olgunsoy, Türkiyede kolonya ilk kez İzmirde üretildi. Bunu hatırlatmak ve İzmirin kolonyalarını dünyaya duyurmak istiyoruz diye konuştu
KENAN YEŞİL / ÖZEL HABER
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyesi ve Olgunsoy İlaç ve Kozmetik Sahibi Eczacı Enver Olgunsoy, sosyal sorumluluk projesi olarak İzmir markasıyla kolonya üretimine başladı. İzmir Marşında geçen İzmirin dağlarında çiçekler açar sözünü tam anlamıyla kolonyaya işleyen Olgunsoy, tüm dünyanın İzmir gibi kokması için çalışmalarını sürdürüyor. Enver Olgunsoy, Selluka, Jakaranda, Yasemin, Nergis, Anemon, Şeftali Çiçeği ve Mimoza olmak üzere İzmire özgü 7 endemik çiçeğin karışımından oluşan 8 çeşit kolonya ile kentin tanıtımına katkı sunmayı hedefliyor. Türkiyede kolonyanın ilk kez İzmirde üretildiğini dile getiren Enver Olgunsoy, Biz de hem bunu hatırlatmak, hem İzmirin kolonyalarını dünyaya duyurmak, hem de kentin tanıtımına katkıda bulunmak için bu projeyi başlattık. İzmir kolonyalar şehri. 1912 yılında Süleyman Ferit Eczacıbaşı tarafından İzmirde üretilen kolonya, daha sonraki yıllarda Türkiyede bir sanayi kolu haline geldi dedi.
KOLONYANIN İLK ÜRETİLDİĞİ ŞEHİR
Çeşitli kuruluşlara İzmirin kolonyalarını üretmeleri için öneride bulunduklarını ama olumlu yanıt alamadıklarını ifade eden Olgunsoy, Geçmişte Altın Damla, Beyaz Zambak, Gizli Çiçek gibi İzmire özel kolonyalar vardı. İzmir kolonyanın ilk üretildiği şehir olması bakımından sektör için büyük önem taşıyor. İzmirin eski kolonyalarının şişeleri bile koleksiyoncular tarafından saklanıyor. Geçmişte İzmirde kolonya üreticileri kıyasıya rekabet ederlerdi. Amacımız bu değeri İzmire yeniden kazandırabilmek, İzmirin kolonyalarını yurtiçi ve yurtdışında tanıtmak ifadesini kullandı.
16 BİN ŞİŞE KOLONYA ÜRETİMİ
İzmirin 7 adet endemik çiçeğini seçerek üretime başladıklarını açıklayan Olgunsoy, Selluka, Jakaranda, Yasemin, Nergis, Anemon, Şeftali Çiçeği ve Mimoza kokularını ayrı ayrı ürettik. Bir de bütün bunların karışımından bir koku elde ettik. Buna da İzmirin simgelerinden olan imbat rüzgarının adını verdik. Başlangıç itibariyle her bir kokudan 2 biner adet olmak üzere 16 bin şişe üretim yaptık. 170 cllik kutularda bulunan kolonyalarımızı maliyetine yakın fiyatlarla satışa sunacağız. Logomuz ve markamızı hali hazırda İzmirin kullandığı, nazar boncuklu İzmir olarak belirledik ve kolonya ürünleri için tescil ettirdik diye konuştu.
50 BİN TLLİK YATIRIM
50 bin TLlik yatırımla bu yolculuğa çıktıklarını dile getiren Olgunsoy, sözlerine şöyle devam etti: Bu çalışmayı bir sosyal sorumluluk projesi olarak görüyoruz. İzmirin kokularını dünyaya duyurmak istiyoruz. İmalat aşaması zorlu, ancak halihazırda ilaç ve kozmetik ürettiğimiz için yürüyen bir sistemimiz var. Amacımız bu projeyi gerçekleştirerek İzmirin kolonyalarını dünyaya sunmak. Önce İzmire gelen insanlara sunarak tanıtıma başlayacağız.
EAU DE COLOGNE VEYA KOLONYA
Kolonyanın ortaya çıkışı ile ilgili tarihi bilgiler de paylaşan Olgunsoy, kolonya geçmişinin 18. yüzyıla kadar dayandığını belirtti. Kolonyayı en çok kullanan ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Olgunsoy, Eau de Cologne ya da Köln suyu bildiğimiz kolonyanın diğer isimleri. İlk defa 18. yüzyılda Almanyanın Köln şehrinde yapıldığı için Köln suyu diye isimlendirilen kolonya, 19. yüzyılın başlarında Fransada üretilmeye başlıyor ve dünya kamuoyunda ismi Fransızca Eau de Cologne olarak yer ediyor. Ancak kolonya, ülkemizde Almanyadan da Fransadan da daha çok tutuyor ve halen dünyanın en çok kolonya kullanan ülkesi Türkiye. Aslında, Türk ailesinin misafir kabulündeki ritüelde kolonya çok önemli bir yer tutuyor. Yabancı bir ortamdan kabul edilen misafire öncelikle kolonya ikram ediliyor, bu da hem ellerinin dezenfekte edilmesini hem de yaşam alanının havasının daha hoş kokmasını sağlıyor. İşte bu yararlı alışkanlık Türkiyeyi en çok kolonya kullanan ülke haline getiriyor dedi.
İZMİRDEN TÜRKİYEYE DAĞITILDI
Enver Olgunsoy, şöyle devam etti: Peki, Türkiyenin ilk kaliteli ve büyük çapta kolonya imalatı hangi şehirde oluyor dediğimizde İzmir karşıza çıkıyor. 1931 yılında 1. Beyler Sokağında İzmirin tanınmış Türk eczacısı Süleyman Ferit Eczacıbaşı tarafından profesyonelce kolonya üretilmesi kayıtlara geçmiştir. O tarihe kadar genellikle eczacılar tarafından eczanelerinde üretilen kolonya, böylece özel üretim alanına geçerek oradan da Türkiyeye dağılmıştır. Aynı süreç 1922 yılında Eczacı Kemal Kamil Aktaş tarafından Hilal Eczanesinde başlamış, 1954 yılından sonra da Aktaş Kolonya Sanayi olarak tüm Türkiyeye kolonya satar hale gelmiştir. Hatta Ege Ünivesitesi İnkılap Tarihi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Karayamanın Kemal Kamil Aktaşı anlatan kitabında Türkiye ve Orta Doğunun en çok esans kullanıcısı Kemal Kamile yurtdışından esanslar şahsa özel kontratlı gelmektedir diye bir ifade geçmektedir. Kemal Kamil, 1930lu yıllarda İstanbulda 4 bayi olmak üzere Ankara, Kuşadası, Balıkesir, Aydın, Kırkağaç, Isparta, Muğla hatta Edirnede bile bayiler aracılığı ile kolonyalarını satmakta idi. Daha sonraları Ankarada Eyüp Sabri Tuncer, İstanbulda Kanzuk Ailesinin kendi isimleriyle, Has Ailesinin Pereja ismiyle, Kemal Müderrisoğlunun da Rebul ismiyle kolonya yaptıklarını görüyoruz. Daha önce Kemeraltı Caddesinde Şifa Eczanesinde 1911 yılından bu yana Ecz. Süleyman Ferit Eczacıbaşı tarafından üretilen kolonya, sözünü ettiğim gibi 1. Beyler Sokağında bir tür sanayi tipi üretime geçiyor. Bir anlamda bu günkü Eczacıbaşı topluluğunun ilk üretimi bu küçük imalathaneden başlıyor ve gelişerek bugünkü Eczacıbaşı imparatorluğu oluyor.
KOLONYA İSİMLERİ
Süleyman Ferit Eczacıbaşı tarafından üretilen kolonyalara o dönemde yaşayan ünlü edebiyatçılar tarafından isimler verildiğini belirten Olgunsoy, Unutma Beni, Bahar, Manolya, Beş Çiçek, Yaz Yağmuru, Dalya, Kamelya, Siyah Lale, Nergiz, Ful, Fuar, Yasemin, Kır Çiçekleri, Menekşe Eczacı Süleyman Feritin kolonyalarının isimleridir. Bu isimlerin çoğunu Eczacı Süleyman Feritin o tarihte arkadaşları olan ünlü şair ve edebiyatçılarımız Reşat Nuri Güntekin, Celal Sahir, Ahmet Haşim, Orhan Seyfi, Halit Fahri Ozansoy koyuyor. En çok ünlenecek Altın Damlasının isim babası ise bizzat Süleyman Ferittir. Süleyman Ferit, Eczacıbaşı kolonyaları için Ürünlerin çoğu çevrede öylesine sevildi ve tutuldu ki, ürünleri kısa sürede İzmiri aştı, tüm ülkeye yayıldı. İzmire gelenler, dönüşlerinde Altın Damlasını bu güzel kentin bir simgesi olarak dostlarına armağan diye götürür oldular. Bu tutum gelenekleşti diyor. Bu değerlendirme aslında İzmirimizin bir kolonyalar şehri olarak anılmasına da sebep olduğunun en güzel kanıtıdır. Çok daha sonraki yıllarda bile İzmirimizi ziyarete gelen veya fuar için gelenler İzmirden hatıra olarak kolonya almadan gitmez olmuşlardır. Kolonyalar için çeşit çeşit şişe türleri yapılmış, çoğu da beğeni ile karşılanmıştır diye konuştu.
KOLONYALAR ŞEHRİ
İzmirin kolonyalar şehri olarak anılmasına Süleyman Ferit kadar, bacanağı Eczacı Kemal Kamilin de katkıda bulunduğunu söyleyen Enver Olgunsoy, şöyle konuştu: Altın Rüya, Bahar Çiçeği, Gönül, Fulya, Akşam Güneşi, Amber, Leylak, Son Hatıra, Zümrüt Damlası ve Gizli Çiçek Kemal Kamilin Kemeraltında bacanağı Süleyman Ferite ait Şifa Eczanesinin tam karşısındaki Hilal Eczanesinde imal ettiği kolonyaların isimleridir. Bu iki bacanak İzmire kolonyalar şehri unvanını kazandırırken, tüm Türkiyeye kolonyayı yaymışlardır. Günümüzde de başta TARİŞ olmak üzere birçok kolonya üreticisi İzmirin bir kolonyalar şehri olarak anılmasına katkıda bulunmaktadır. İzmirimizin yerel çiçek kokuları ile birçok kolonya günümüzde de başarı ile üretilmektedir. Zeytin Çiçeği, Tütün Çiçeği, Şeftali Çiçeği, Beyaz Zambak, Jakaranda, Selluka, Mimoza, Anemon, Yasemin, Nergis, İmbat bugün de İzmir kokuları olarak tüm Türkiyenin ve dünyanın beğenisine sunuluyor. İzmirin dağlarında çiçekler açar, benzersiz kokularını da İzmir kolonyaları dünyaya saçar.
Haber Merkezi