Dünya İzmir gibi kokacak

İzmir’e özgü 7 endemik çiçeğin kokularıyla kolonya üreten Eczacı Enver Olgunsoy, “Türkiye’de kolonya ilk kez İzmir’de üretildi. Bunu hatırlatmak ve İzmir’in kolonyalarını dünyaya duyurmak istiyoruz” diye konuştu


  • Oluşturulma Tarihi : 26.01.2018 07:02
  • Güncelleme Tarihi : 26.01.2018 07:02
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Dünya İzmir gibi kokacak

KENAN YEŞİL / ÖZEL HABER

Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Üyesi ve Olgunsoy İlaç ve Kozmetik Sahibi Eczacı Enver Olgunsoy, sosyal sorumluluk projesi olarak ‘İzmir’ markasıyla kolonya üretimine başladı. İzmir Marşı’nda geçen ‘İzmir’in dağlarında çiçekler açar’ sözünü tam anlamıyla kolonyaya işleyen Olgunsoy, tüm dünyanın İzmir gibi kokması için çalışmalarını sürdürüyor. Enver Olgunsoy, Selluka, Jakaranda, Yasemin, Nergis, Anemon, Şeftali Çiçeği ve Mimoza olmak üzere İzmir’e özgü 7 endemik çiçeğin karışımından oluşan 8 çeşit kolonya ile kentin tanıtımına katkı sunmayı hedefliyor. Türkiye’de kolonyanın ilk kez İzmir’de üretildiğini dile getiren Enver Olgunsoy, “Biz de hem bunu hatırlatmak, hem İzmir’in kolonyalarını dünyaya duyurmak, hem de kentin tanıtımına katkıda bulunmak için bu projeyi başlattık. İzmir kolonyalar şehri. 1912 yılında Süleyman Ferit Eczacıbaşı tarafından İzmir’de üretilen kolonya, daha sonraki yıllarda Türkiye’de bir sanayi kolu haline geldi” dedi.

KOLONYANIN İLK ÜRETİLDİĞİ ŞEHİR

Çeşitli kuruluşlara İzmir’in kolonyalarını üretmeleri için öneride bulunduklarını ama olumlu yanıt alamadıklarını ifade eden Olgunsoy, “Geçmişte Altın Damla, Beyaz Zambak, Gizli Çiçek gibi İzmir’e özel kolonyalar vardı. İzmir kolonyanın ilk üretildiği şehir olması bakımından sektör için büyük önem taşıyor. İzmir’in eski kolonyalarının şişeleri bile koleksiyoncular tarafından saklanıyor. Geçmişte İzmir’de kolonya üreticileri kıyasıya rekabet ederlerdi. Amacımız bu değeri İzmir’e yeniden kazandırabilmek, İzmir’in kolonyalarını yurtiçi ve yurtdışında tanıtmak” ifadesini kullandı.

16 BİN ŞİŞE KOLONYA ÜRETİMİ

İzmir’in 7 adet endemik çiçeğini seçerek üretime başladıklarını açıklayan Olgunsoy, “Selluka, Jakaranda, Yasemin, Nergis, Anemon, Şeftali Çiçeği ve Mimoza kokularını ayrı ayrı ürettik. Bir de bütün bunların karışımından bir koku elde ettik. Buna da İzmir’in simgelerinden olan imbat rüzgarının adını verdik. Başlangıç itibariyle her bir kokudan 2 biner adet olmak üzere 16 bin şişe üretim yaptık. 170 cl’lik kutularda bulunan kolonyalarımızı maliyetine yakın fiyatlarla satışa sunacağız. Logomuz ve markamızı hali hazırda İzmir’in kullandığı, nazar boncuklu İzmir olarak belirledik ve kolonya ürünleri için tescil ettirdik” diye konuştu.

50 BİN TL’LİK YATIRIM

50 bin TL’lik yatırımla bu yolculuğa çıktıklarını dile getiren Olgunsoy, sözlerine şöyle devam etti: “Bu çalışmayı bir sosyal sorumluluk projesi olarak görüyoruz. İzmir’in kokularını dünyaya duyurmak istiyoruz. İmalat aşaması zorlu, ancak halihazırda ilaç ve kozmetik ürettiğimiz için yürüyen bir sistemimiz var. Amacımız bu projeyi gerçekleştirerek İzmir’in kolonyalarını dünyaya sunmak. Önce İzmir’e gelen insanlara sunarak tanıtıma başlayacağız.”

EAU DE COLOGNE VEYA KOLONYA

Kolonyanın ortaya çıkışı ile ilgili tarihi bilgiler de paylaşan Olgunsoy, kolonya geçmişinin 18. yüzyıla kadar dayandığını belirtti. Kolonya’yı en çok kullanan ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Olgunsoy, “Eau de Cologne ya da Köln suyu bildiğimiz kolonyanın diğer isimleri. İlk defa 18. yüzyılda Almanya’nın Köln şehrinde yapıldığı için ‘Köln suyu’ diye isimlendirilen kolonya, 19. yüzyılın başlarında Fransa’da üretilmeye başlıyor ve dünya kamuoyunda ismi Fransızca “Eau de Cologne” olarak yer ediyor. Ancak kolonya, ülkemizde Almanya’dan da Fransa’dan da daha çok tutuyor ve halen dünyanın en çok kolonya kullanan ülkesi Türkiye. Aslında, Türk ailesinin misafir kabulündeki ritüelde kolonya çok önemli bir yer tutuyor. Yabancı bir ortamdan kabul edilen misafire öncelikle kolonya ikram ediliyor, bu da hem ellerinin dezenfekte edilmesini hem de yaşam alanının havasının daha hoş kokmasını sağlıyor. İşte bu yararlı alışkanlık Türkiye’yi en çok kolonya kullanan ülke haline getiriyor” dedi.

İZMİR’DEN TÜRKİYE’YE DAĞITILDI

Enver Olgunsoy, şöyle devam etti: “Peki, Türkiye’nin ilk kaliteli ve büyük çapta kolonya imalatı hangi şehirde oluyor dediğimizde İzmir karşıza çıkıyor. 1931 yılında 1. Beyler Sokağı’nda İzmir’in tanınmış Türk eczacısı Süleyman Ferit Eczacıbaşı tarafından profesyonelce kolonya üretilmesi kayıtlara geçmiştir. O tarihe kadar genellikle eczacılar tarafından eczanelerinde üretilen kolonya, böylece özel üretim alanına geçerek oradan da Türkiye’ye dağılmıştır. Aynı süreç 1922 yılında Eczacı Kemal Kamil Aktaş tarafından Hilal Eczanesi’nde başlamış, 1954 yılından sonra da Aktaş Kolonya Sanayi olarak tüm Türkiye’ye kolonya satar hale gelmiştir. Hatta Ege Ünivesitesi İnkılap Tarihi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Karayaman’ın Kemal Kamil Aktaş’ı anlatan kitabında ‘Türkiye ve Orta Doğu’nun en çok esans kullanıcısı Kemal Kamil’e yurtdışından esanslar şahsa özel kontratlı gelmektedir’ diye bir ifade geçmektedir. Kemal Kamil, 1930’lu yıllarda İstanbul’da 4 bayi olmak üzere Ankara, Kuşadası, Balıkesir, Aydın, Kırkağaç, Isparta, Muğla hatta Edirne’de bile bayiler aracılığı ile kolonyalarını satmakta idi. Daha sonraları Ankara’da Eyüp Sabri Tuncer, İstanbul’da Kanzuk Ailesi’nin kendi isimleriyle, Has Ailesi’nin Pereja ismiyle, Kemal Müderrisoğlu’nun da Rebul ismiyle kolonya yaptıklarını görüyoruz. Daha önce Kemeraltı Caddesi’nde Şifa Eczanesi’nde 1911 yılından bu yana Ecz. Süleyman Ferit Eczacıbaşı tarafından üretilen kolonya, sözünü ettiğim gibi 1. Beyler Sokağı’nda bir tür sanayi tipi üretime geçiyor. Bir anlamda bu günkü Eczacıbaşı topluluğunun ilk üretimi bu küçük imalathaneden başlıyor ve gelişerek bugünkü Eczacıbaşı imparatorluğu oluyor.”

KOLONYA İSİMLERİ

Süleyman Ferit Eczacıbaşı tarafından üretilen kolonyalara o dönemde yaşayan ünlü edebiyatçılar tarafından isimler verildiğini belirten Olgunsoy, “Unutma Beni, Bahar, Manolya, Beş Çiçek, Yaz Yağmuru, Dalya, Kamelya, Siyah Lale, Nergiz, Ful, Fuar, Yasemin, Kır Çiçekleri, Menekşe Eczacı Süleyman Ferit’in kolonyalarının isimleridir. Bu isimlerin çoğunu Eczacı Süleyman Ferit’in o tarihte arkadaşları olan ünlü şair ve edebiyatçılarımız Reşat Nuri Güntekin, Celal Sahir, Ahmet Haşim, Orhan Seyfi, Halit Fahri Ozansoy koyuyor. En çok ünlenecek Altın Damlası’nın isim babası ise bizzat Süleyman Ferit’tir. Süleyman Ferit, Eczacıbaşı kolonyaları için ‘Ürünlerin çoğu çevrede öylesine sevildi ve tutuldu ki, ürünleri kısa sürede İzmir’i aştı, tüm ülkeye yayıldı. İzmir’e gelenler, dönüşlerinde Altın Damlası’nı bu güzel kentin bir simgesi olarak dostlarına armağan diye götürür oldular. Bu tutum gelenekleşti’ diyor. Bu değerlendirme aslında İzmir’imizin bir ‘kolonyalar şehri’ olarak anılmasına da sebep olduğunun en güzel kanıtıdır. Çok daha sonraki yıllarda bile İzmir’imizi ziyarete gelen veya fuar için gelenler İzmir’den hatıra olarak kolonya almadan gitmez olmuşlardır. Kolonyalar için çeşit çeşit şişe türleri yapılmış, çoğu da beğeni ile karşılanmıştır” diye konuştu.

KOLONYALAR ŞEHRİ

İzmir’in “kolonyalar şehri” olarak anılmasına Süleyman Ferit kadar, bacanağı Eczacı Kemal Kamil’in de katkıda bulunduğunu söyleyen Enver Olgunsoy, şöyle konuştu: “Altın Rüya, Bahar Çiçeği, Gönül, Fulya, Akşam Güneşi, Amber, Leylak, Son Hatıra, Zümrüt Damlası ve Gizli Çiçek Kemal Kamil’in Kemeraltı’nda bacanağı Süleyman Ferit’e ait Şifa Eczanesi’nin tam karşısındaki Hilal Eczanesi’nde imal ettiği kolonyaların isimleridir. Bu iki bacanak İzmir’e kolonyalar şehri unvanını kazandırırken, tüm Türkiye’ye kolonyayı yaymışlardır. Günümüzde de başta TARİŞ olmak üzere birçok kolonya üreticisi İzmir’in bir ‘kolonyalar şehri’ olarak anılmasına katkıda bulunmaktadır. İzmir’imizin yerel çiçek kokuları ile birçok kolonya günümüzde de başarı ile üretilmektedir. Zeytin Çiçeği, Tütün Çiçeği, Şeftali Çiçeği, Beyaz Zambak, Jakaranda, Selluka, Mimoza, Anemon, Yasemin, Nergis, İmbat bugün de İzmir kokuları olarak tüm Türkiye’nin ve dünyanın beğenisine sunuluyor. İzmir’in dağlarında çiçekler açar, benzersiz kokularını da İzmir kolonyaları dünyaya saçar.”

Haber Merkezi