Sayfa Yükleniyor...
Dünya ticareti daha önce eşi benzeri bulunmayan bir taktik ve savaştan geçiyor. Piyasada boş konteynerlerin bulunmaması ihracatta yeni sıkıntıların önünü açtı
Dünya, ABD Başkanı Donald Trump döneminde uzun bir süre ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşlarına tanıklık etti. Trump sonrası tam işler yoluna girecek derken dünyada bu kez de konteyner savaşları başladı. Sektör temsilcileri konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Dünyada olduğu gibi Türk ihracatçıları olarak ham maddeye erişim noktasında ciddi sıkıntılar yaşadıklarını ifade eden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, hammadde temininde yaşanan zorluklar nedeniyle üretimin aksadığını, navlun ve konteyner fiyatlarının artması ve ihtiyaca cevap verecek sayıda konteyner bulunamamasından dolayı da ihracat partilerinin geç yüklenmesine neden olduğunu kaydetti.
STOK MALİYETLERİ ARTTI
Eskinazi, her ihracatçının ortalama 45 günlük ürün stokunun oluştuğunu belirterek “İhracatçılarımız ihraç mallarını ithalatçılara ulaştıramadıkları için ihraç ürünlerinin bedellerini tahsil etmede gecikmeler yaşarken, ürettikleri ürünleri depolama alanları yetersiz olduğu için yeni depo kiralama yoluna gittiler. Yeni depo ve bu depoya ürünlerin nakliyesi maliyetleriyle karşı karşıya kaldılar. Sorunun çözülmesinin ve dünya ticaretinin eski ritmine kavuşmasının ön koşulunun dünyada aşılamanın yüzde 60-70 seviyesine ulaşması olarak görüyoruz” dedi.
İHRACATTA BELİRSİZLİK HAKİM!
Konteyner yokluğu ve hammadde tedarikinde yaşanan sıkıntılardan dolayı ihracatta önümüzdeki dönemde belirsizlik yarattığını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, “Dünya ticareti şu anda konteyner savaşları yaşıyor. Konteyner yokluğu dünya ticaretinde dengeleri tamamen değiştirdi. Çin bu süreçte konteyner stokuna başladı ve bu yaşanan sıkıntılı süreci daha da kötüleştirdi. Konteyner fiyatları katlanarak arttı. Dolayısıyla ihracatçının maliyeti ikiye, hatta bazı ek maliyetlerle üçe katlandı. Navlun fiyatlarının artmasının yanında biz ihracatçıları bu kez de hammadde tedarikinde sıkıntıya soktu. Şu anda arz talebi karşılayamıyor. Bu durum elbette dünyada olduğu gibi ülkemiz ihracatçısını da oldukça derinden etkiledi. İhracatçımız konteyner bulmada derin sıkıntılar yaşarken, yine dünya ticaretinde olduğu gibi ham maddeye ulaşmakta sıkıntılar yaşıyor. Tüm bu sıkıntılara rağmen ülkemizin Mart ayı ihracat rakamları elbette ki yüzümüzü güldürdü. Ancak rakamlara bakıldığında bu sıkıntılar olmasaydı, ihracatımızın ciddi bir patlama yapacağı da aşikardı. Zira ülkemizin ihracatı; 2021 yılı Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 42,2 artarak 18 milyar 985 milyon dolar oldu. Ege İhracatçı Birlikleri ihracatımız ise yüzde 18 artarak 1 milyar 286 milyon dolara yükseldi” diye konuştu.
HÜKÜMETİN ÇÖZECEĞİ BİR SORUN!
Yaşanan konteyner sorununun hükümetler arası bir sorun olduğunu ve bu sorunun ancak hükümetlerin çözebileceğini belirten Aliağa Organize Sanayi Bölgesi (ALOSBİ) Yönetim Kurulu Başkanı ve Ege Bölgesi Un Sanayicileri Derneği (TUSAF) Başkanı Haluk Tezcan ise şöyle konuştu: “Bu konu tamamen hükümetler arası bir konu ve ancak hükümetler aracılığıyla çözülür. Burada bireylere görev düşmüyor. Bu sorun hükümetin sorunu ve hükümetin çözmesi gereken bir konu. Devletin çözebileceği bir mesele, devletin bizlere konteyner desteği vermesi lazım. Bize destek verirse ancak ihracatımız baltalanmaz. Aksi takdirde rakiplerimizle rekabet edemiyoruz. Alıcımız mal bekliyor ama mal gönderemiyoruz. Açıklanan Mart ayı ihracat rakamları daha çok AB ülkeleri ile yaptığımız ihracatın sonucu oluştu. Ancak konteyner sıkıntısı Orta Doğu ve Afrika pazarımızı ciddi şekilde olumsuz etkiliyor. Bu sorunlar olmasaydı elbette ki ihracat rakamlarımız çok daha yüksek olacaktı.”
PLASTİK TEDARİKÇİLERİ SIKINTILI
Plastik hammaddelerinde kasım ayından bu tarafa dünyada yaşanan krizi ve bu krizin bizlere yansıyan sonuçlarıyla ilgili konuşan tedarikçiler, “Çin’in piyasa fiyatlarının çok üzerinde olacak şekilde Ortadoğu ve diğer bölgelerden hammadde bağlantıları yapması ile başlayan bu süreç, Avrupa ve Amerika’da yaşanan sert artışlarla hiç olmadığı seviyelere ulaşmıştır. Pandemi nedeniyle son 1 yıl içerisinde tüm dünyada yakıt tüketimleri azalmış, bu da rafinerilerdeki plastiğin ana malzemesi olan monomer üretimlerini olumsuz yönde etkilemiştir. Bu nedenle hammadde üreticileri son dönemlerde Force Major ilan etmeye başlamışlardır. Bunun yanı sıra, birçok hammadde üretim tesisi bakıma alınmış ve son dönemde Amerika’da yaşanan soğuk hava koşulları nedeniyle, Amerikan petrokimya tesislerinin durması sonrasında, Orta Doğu ve Avrupa da zaten kısıtlı imkanlarla üretilmekte olan plastik hammaddeler ABD’ye doğru fiyat ve talep nedeniyle kaymıştır. Plastik hammadde arzında yaşanan bu sıkıntılara ek olarak, navlun/konteynır/lojistik problemleri hem hammadde maliyetlerini hem de tedarik riskini olumsuz yönde etkilemektedir. Geldiğimiz nokta itibari ile polimer fiyatları tahmin edilemez bir şekilde yukarı doğru seyrini devam ettirmektedir ve tedarik anlamında Force Major bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşanan bu kaotik ortam takip edilen fiyat endekslerini anlamsız bir hale getirmiş ve güncel durumda son 2 aylık süre zarfında, artış oranı yüzde 100’ün üzerinde gerçekleşmiştir. Üzülerek belirtmek isteriz ki polimer fiyatların da ki artışın nerede, nasıl ve ne zaman duracağını bilmek şu an için mümkün değildir” görüşünde birleşiyor.
Haber Merkezi