Dünyada benzeri olmayan; Tur Abdin Bölgesi

Tarih Profesörü, Araştırmacı Yazar, Akademisyen Prof.Dr. Mehmet Çelik, 32 yıl üzerinde çalıştığı Tur Abdin bölgesi hakkında ilk kez konuştu


  • Oluşturulma Tarihi : 18.06.2021 09:23
  • Güncelleme Tarihi : 18.06.2021 09:23
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Dünyada benzeri olmayan; Tur Abdin Bölgesi

ERDAL EREK - ÖZEL HABER

Süryaniler hakkında doktora yapmak üzere 1982 yılında Mardin’e giden Tarih Profesörü, Araştırmacı Yazar, Akademisyen Prof.Dr. Mehmet Çelik, Mardin’in tarihi yapısına hayran kaldı. 40 yıldır bölge ile hiç bağını koparmadığını söyleyen Çelik, Tur Abdin olarak bilinen Midyat ve Çevresi hakkında 32 yıldır üzerinde çalıştığı ve hiç yayınlanmayan 3 ciltlik kitabını basacağını söyledi. Çelik, bölgenin tarihi açıdan çok önemli ve örnek bir yer olduğu vurgusunu yaptı. Ayrıca Çelik, doğru çalışmalar ile ülkeye turizm bakımından büyük katkısının olacağını da belirtti.

Çalışmaları üzerinde yaptığımız söyleşide Mardin’e olan sevgisi, heyecanı gözlerinden okunuyordu Mehmet Hocanın…

70 KİLOMETRELİK ALANDA 107 DİNİ YAPI

3 ciltlik kitap haline gelen 32 yıllık serüvenin başlangıcı hakkında Prof.Dr. Mehmet Çelik şu sözlerle anlattı, “1982 yılında Süryaniler hakkında doktora yapmak üzere Mardin Midyat’ta Mor Gabriel Manastırı’na gittim. O manastırda hem Süryanca öğrenmek hem de Süryani kaynaklarına dayalı olarak, Süryanilerin tarihini yazmak üzere 5 yıl çalıştım. 5 yıllık süre içerisinde de Midyat ve çevresi (Tur Abdin) bölgesinin tamamını da gezdim. Oradaki dini yapıları, kiliseleri, manastırları tek tek gezdim ve inceleme imkanı buldum. Orada 70 kilometrelik bir mesafede 107 tane dini yapının olduğunu gördüm. Onların bir kısmı epeyce tahrip olsa da büyük bir kısmı ayakta ve bir kısmı da halen işlevini sürdürmektedir. Bütün Süryani kroniklerini elden geçirdiğim halde. Yani rahiplerin günlük defterlerini, hatırat şeklinde yazdıkları makaleleri ve kaynak olarak not aldıkları tüm yazılı örnekleri inceledim. Başta Deyrulzafaran Manastırı ve Mor Gabriel Manastırı olmak üzere hiçbirisinin tarihçesi yoktu. Bunu Şam’a gittiğimde bir önceki Patrik Vekke Aybars’a sordum, ‘Bu manastır ve kiliselerin neden tarihçesi yok’ diye. Sadece restore edilmiş yapıların bir kısmında kısa bir bilgi veriliyor. Örneğin diyelim ki 1800’lü yıllarda restorasyonu yapılmış olanlarda bir restorasyon kitabesi şeklinde gördüm. Ama inşa kitabesi hiç birinde yok. Tabi bu beni büyük bir merak içerisinde bıraktı. Doktorayı bitirdikten sonra manastır ve kiliselerin tarihçesini yazma kararı aldım.”

Prof.Dr. Mehmet Çelik'i en çok meraklandıran şeyin dünyada benzeri olmayan bu kadar kısa alanda neden bu kadar fazla dini yapının olması…

BENZERSİZ MİMARİ YAPISI

Bununla ilgili Prof.Dr. Çelik, “Özelliği şuydu; dünyada 70 kilometre mesafe gibi dar bir çerçevede 107 tane dini yapı, dünyanın hiçbir yerinde yok. Bu bir ilk ve ikinci bir örneği de yok. İkinci ve en önemli olan detay ise Süryani dini mimarisi, Hristiyan dünyasındaki dini mimarilerden hiç birisine benzemiyor. Bir de böyle bir orijinalliği var. Bu da bölge ile ilgili daha çok dikkatimi çekmesine sebep oldu” değerlendirmesinde bulundu.

ÇALIŞMA TAM 32 YIL SÜRDÜ

O günden itibaren kafama koydum Tur Abdin bölgesindeki kilise ve manastırların mutlaka tarihçelerini yazacağım diye’. Bölge ile hiç bağını koparmadığını söyleyen Prof.Dr. Mehmet Çelik sözlerini şöyle sürdürdü, “40 yıldır bölge ile ilişkimi kesmedim. Asistanların halen o bölgede. Mardin Artuklu Üniversitesi’nde Süryani Dili ve Edebiyatı’nı kuran öğretim elemanları benim asistanlarım. Oraya onları ben gönderdim. Asistanlarım ile beraber bu belgelerin hepsini taradık. Tabii bu arada Süryani vakayinamelerini, hatıratlarını, kilise defterleri gibi birçok arşivi elden geçirdik. Bulduğum her cümleyi, her paragrafı, her kitabeyi fişlere çektim ve zarfların içerisine koydum. Bu çalışma tam 32 yıl sürdü. 32 yıl sonra artık yaşımın biraz ilerlemesiyle, ‘Ölüm haktır, ne zaman geleceğini de bilmiyoruz. 32 yıllık emeği ben bunu hemen yazıya geçireyim’ diyerek çalışmalarımı incelemeye başladım. Fişlerimi çıkardım, tasniflerin de yaptım ve yeterli bilgi haline geldiğine karar verdim. Bir de bölgeye gelen başka yazarların, Avrupalı Seyyahların yapılar hakkındaki çalışmalarını, yazdıkları gözlemleri de elde ettim.”

6 YILDA 9 BİN FOTOĞRAF ÇEKMİŞ

Arşiv çalışmaları sırasında Orta Doğu tarihi ile ilgili önemli bir rol oynayan ve yaşam hikayesi sinemaya da uyarlanan yazar, gezgin, arkeolog, araştırmacı Gertrude Bell’in çalışmalarına da ulaştığını söyleyen Çelik, “İngiltere’nin bir zamanlar Mısır’daki Kuzey Afrika İstihbarat Şefi olarak görev yapan yazar, gezgin, arkeolog, araştırmacı Gertrude Bell’in bu bölgedeki manastırların bir kısmı hakkında, sanat tarihi açısından yazdığı hatıratlar ve fotoğrafları var. Bell, daha sonra Bağdat’a gönderildi. Çölün Kraliçesi ismi ile bilinen Bell müthiş bir tarihçi. Tüm çalışmaları Amerika’daki bir üniversiteye bağışlanmış. Bir şekilde çektiği arşivine ulaştım. Bizim Güneydoğu Anadolu bölgemiz üzerinde 1903 ile 1909 yılları arası 6 yılda 9 bin fotoğraf çekmiş o günün şartlarında. Bölge ile ilgili köyler dahil bilgileri var. Etnik ve dini yapı ile ilgili arşivlerinin tamamını taradım. Taradıktan sonra da yazmaya başladım” şeklinde konuştu.

ÇALIŞMA ÜÇ CİLT OLDU

Son şekli ile ilgili bilgi veren Çelik, “Şu anda üç cilt halinde Tur Abdin Kilise ve Manastırları Tarihi kitabım. Kitaba bölgenin eski fotoğrafları ile yenilerini de koydum yanlarına. Ondan sonra bunları üç cilt halinde hazır hale getirdim. Bu ciltlerden Kültür Bakanlığının haberi oldu. Bakanlık, orijinal anlamda uzun süredir kendileri bünyesinde böyle bir çalışmanın olmadığını o yüzden bu tarihi çalışmayı Kültür Bakanlığı bünyesinde basılmasını talep etti. Turizm açısından özellikle tanıtıcı bir fonksiyonu olduğu için ülkeye de büyük hizmet olur. Bu arada TRT devreye girdi. Kültür Bakanlığı bastıktan sonra bunların yani dini yapıların, kilise ve manastırların örneğin yarım saatlik, 30 bölümlük bir belgesel, hatta İngilizce diline çevirip History kanalına verebiliriz ve dünyanın çok büyük ilgisini çeker, turizm patlamasının yaşanmasına sebep olur’ şeklinde açıklamaları oldu” dedi.

HALİL ARSLAN ESKİ DOSTUM

Kitabın basım süreci ile ilgili konuşan Prof.Dr. Çelik, sözlerini şöyle tamamladı: “Daha sonra İş Bankası Yayınları ve Yapı Kredi Yayınları da talip oldu. Henüz ne şekilde yayınlanacağına karar vermedim. Bazı yerleri eksik kalmış, bazı yerlerde kısa geçmişim, bazı fotoğrafların çekimi iyi değil onları değiştireceğim diyerek erteledim. Fakat tüm bu çalışmaları son bir kez daha elden geçireceğim. Nihayetinde doğrusu Halil Arslan çok eski dostum. Çok sevdiğim insan. Şu anda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Kültür Sanat Derneği’nin 23 İlden Sorumlu Teşkilat Başkanlığını yapıyor. Son olarak Halil Bey ile karar vereceğiz. Halil Bey ne derse onu öyle değerlendireceğim.”

Haber Merkezi