- Gündem
- 18.06.2025 22:01
Yerli ve milli üretimin konuşulduğu tarımda; ithal son sürat devam ediyor. Öyle ki son olarak Sırbistan’dan 5 bin ton kırmızı etin de içerisinde olduğu 59 farklı tarım ürünü sıfır gümrükle ithal edilecek
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Sırbistan’dan 5 bin ton kırmızı etin de içerisinde olduğu 59 farklı tarım ürünü sıfır gümrük ile ithal edilecek, 16 kalem ürünün ithalatında ise yüzde 50 ile yüzde 70 oranında vergi indirimi uygulanacak. 14 Haziran 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile bazı tarım ürünlerinin sıfır gümrükle ithal edilmesi için açılan tarife kontenjanına göre; 5 bin ton taze, soğutulmuş veya dondurulmuş büyükbaş hayvan etinin de içerisinde olduğu 35 bin ton ayçiçeği tohumu yağı, bin 500 ton taze ya da soğutulmuş domates, bin ton havuç ve şalgam, 2 bin ton tatlı mısır gibi 59 farklı ürün sıfır gümrük vergisi ile ithal edilecek. KÖY-KOOP Başkanı Neptün Soyer ve Yüksek Ziraat Mühendisi Ferdan Çiftçi, konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Sıfır gümrükle ithal edilecek ürünler arasında Türkiye’nin kendine yetemediği ve üretemediği ürünler olmadığını belirten ikili, sürekli milli tarım vurgusunun yapılmasına karşın ithalatçı politikalara hızla devam edildiğinin altını çizdi.
TÜRKİYE TARIMINA YENİDEN DARBE
61 kalem gıda ve tarım ürününün ithalatında gümrük vergisi sıfırlanırken, 16 tarım ve gıda ürünü ithalatında ise gümrük vergilerinde yüzde 50 ile yüzde 70 oranında indirim yapıldığına dikkat çeken Çiftçi, “İlk defa aynı anda 80’e yakın tarım ve gıda ürününde ithalat yolu açıldı. Taze ve soğutulmuş olarak 5 bin ton et, buğday, yem bitkileri, yağlık bitkiler gibi aklımıza gelebilecek tarım ürünlerimizin çoğunda sıfır gümrük vergisi uygulanması Türkiye tarımına vurulan yeni bir darbedir” dedi. İthal edilmesinin önü açılan ürünlerin Türkiye’de üretilip üretilmediğinin sorgulanması gerektiğinin altını çizen Çiftçi, “Temel mesele, her zaman milli ve yerli tarım vurgusu yapılması ve buna karşın tarımda ithalat politikalarının uygulanmasıdır. Milli ve yerli söylemi devam ederken tarımda ithalata dayalı politikalara devam edilerek üreticinin tarımdan kopması hızlandırılıyor. Yaklaşık 80 kalem üründe ithalatının önü açıldığında, Türkiye’de bu ürünlerin hangisinin üretilemediğinin veya hangisinin yetmediğinin sorgulanması gerekir” ifadelerini kulandı.
ÜRETİCİYE DE TÜKETİCİYE DE YARAMIYOR
Kırmızı et ithalatının tüketicinin kırmızı ete ulaşmasını hiçbir zaman kolaylaştırmadığının altını çizen Çiftçi, kırmızı et ithalatının üreticiye ve tüketiciye fayda sağlamadığını, ithalattan üretici ve tüketici değil tek kazanan ithalat lobileri ve ithal edilen ülkelerin üreticileri olduğunu bildirdi. Çiftçi, “Tarife kontenjanına göre Sırbistan’dan sıfır gümrük vergisiyle 5 bin ton taze, soğutulmuş veya dondurulmuş büyükbaş hayvan eti ithal edilecek. İthalatçı politikalar ilerleyen zamanlarda daha büyük sorunlara yol açacak. Çiftçinin zaten zor koşullarda üretim yaptığı bir dönemde, tarımdan kopuşu hızlandıracak bir adım daha atılmış oldu. Miktar bazında bakıldığında az denilebilir ancak sürekli olarak ithalata dayalı tarım politikaları kısa vadede faydası olmadığı gibi uzun vadede de üreticiyi ve tüketiciyi olumsuz etkileyecek. Bugüne kadar uygulanan hiçbir ithalat politikası üreticinin ucuz ürüne ulaşmasını sağlamadı. İthalatçı tarım politikaları uzun vadede üretimi bitirerek tüketicinin gıdaya daha yüksek fiyatlarla ulaşmasına neden olacak” şeklinde konuştu.
“TARIM BAKANLIĞI BİZE AÇIKLASIN”
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan ve sıfır vergiyle yapılacak ithalata kesinlikle karşı olduklarını söyleyen KÖY-KOOP Başkanı Neptün Soyer ise ülkenin tarım ve hayvancılık üreticileri olan çiftçilerin ne kadar vergi verdiğini bakanlığın açıklamasını istedi. Soyer, “Bizim üreticimizin ürünlerinin pazarlanmasıyla ilgili sorun olmazsa ‘uluslararası ilişkilerde ithalat doğrudur’ der tartışmayız. Ama biz üreticiler olarak pazarlamayla ilgili her üründe hem ihracatta hem iç piyasada sorun yaşıyoruz. Bu sorunlarımız çözülmemişken, tam anlamıyla tarım politikamızı ortaya koymamışken, pazarlamada da sıfır vergiyle ithalatı uygun görmemiz mümkün değil. Bizim üretici olarak ne kadar vergi verdiğimizi bakanlık açıklasın, biz vergi veriyor muyuz, vermiyor muyuz bir açıklasınlar. Hem de nasıl vergi veriyoruz. Biz bu kadar vergi veriyorken, dışardan ithal edilen ürünlerden vergi alınmamasını biz üreticilere açıklamaları lazım. Sıfır vergiyle ithalatı kesinlikle uygun bulmuyorum. İthalatın önüne nasıl geçeceğiz? Bununla ilgili çözüm önerilerinin tartışılması lazım. Tarım ve Orman Bakanlığından tarım politikamızın ne olduğunu duymak istiyoruz. Sürekli ithalat programlarıyla önümüze geliyorlar. Ülkemizde aklınıza gelecek her türlü ürün üretiliyor. Bu kadar bereketli bir tarım ülkesi olmamıza rağmen neden ithalat? Bunu bize açıklamalarını istiyoruz” diye konuştu.
SÖYLENECEK SÖZ KALMADI
Artık söylenecek sözün kalmadığını dile getiren Soyer, kooperatiflerin ülkenin tarımını daha da kötü olmasını engellediğini savundu. Soyer, “Bu ithalatı biz üretmediğimiz için mi yapıyoruz? Biz kötü ürettiğimiz için mi ithalat yapıyoruz? Biz niye bu kadar ithalata yöneldik? Bu sorularımızın cevaplarını kimden öğreneceğiz. Çünkü biz kendi ürünlerimizin pazarlamasını yapmadan dışardan ürünlerin ithalatını doğru bulmuyoruz. Söylenecek söz kalmadı, tamamen ithalata yönelik hareket ediliyor. Bu kadarı çok yanlış. Kooperatifler olmazsa durumumuz daha da vahim olurdu. Mesela Küçük Menderes bölgemizde süt çok yaygın. Burada süt ile ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi Süt Kuzusu Projesi uyguluyor. Küçük Menderes, Tire Bölgesindeki bütün kooperatiflerden süt alıyor. Büyükşehir’in yaptığı Süt Kuzusu projesini Tunç Soyer ‘İki katına çıkaracağım’ dedi. Burada amaç hem taze süt üretimin sağlanması hem de hayvancılığın genişlemesinin yanında süt hayvancılığının desteklenmesi. En azından süt üreticisi nefes alsın diye İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Kooperatifler olarak bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ege Bölgesinde tarımı ve hayvancılığı kooperatifler ayakta tutuyor” ifadelerine yer verdi.