Sayfa Yükleniyor...
Edebiyat öğretmeni Özgül Çalım ile gümrük müşaviri eşi Utku Çalım, ‘Meftun’ adını verdikleri 1978 model turuncu renkli vosvos minibüsleriyle çocuklara mutluluk taşıyor
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
‘Dünyanın gösterişli halleri,
Yapmacık, çıkarcı insanları çekmiyor dikkatimi…
Bana bir parça; yüreği güzel, samimi insan lazım.”
İzmir’de yaşayan edebiyat öğretmeni Özgül Çalım (30) ile gümrük müşaviri eşi Utku Çalım (36) bahsini ettiğimiz o yüreği güzel insanlardan. İki yıl önce evlenen çift henüz çocuk sahibi değil. Ancak onlar şimdi birden fazla çocuğun anne ve babası. Öncesinde tavuk kümesi olan 1978 model turuncu renkli vosvos minibüsü satın alarak tamamen yeni hale getiren çift, elleriyle ürettikleri reçel, sirke benzeri organik yiyecekleri ve Japon tarzı amigurumi bebekleri ortaya koyarak gelirini kimsesiz ve dezavantajlı çocuklar için harcıyor. Kendi mesleklerini bırakarak ‘Meftun’ adını verdikleri düşler karavanı ile hayalini kurdukları yaşama yolculuk yapan Çalım çifti, aynı zamanda hiçbir kimyasal kullanmadan organik ip ile hazırladıkları 60 bebeği Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Servisi’ne teslim etti; 30 gönüllü kadının bir nevi meslek sahibi olması sağlandı. Renkli gözlü, sarışın, uzun saçlı oyuncak bebeklerin aksine kanser hastası çocuklara saçı olmayan, maskeli örgü bebekler hediye eden çift, “Kedimizin adı meftun, vosvosumuzun adı meftun, çocuklara meftun, doğaya meftun, iyi olan her şeye meftun” diyor.
‘DÜŞLER KARAVANI’ HİKAYESİ
Çeşitli fuar ve festivallere katılarak organik ürün satışı yapan Özgül Çalım, ‘Düşler Karavanı’ adlı sosyal sorumluluk hareketini ‘nasıl?’ hayata geçirdiklerini şöyle anlattı: “Ben edebiyat öğretmeniyim, eşim gümrük müşaviri. Eşim ofise gitmiyordu, evden çalışıyordu. Ben de haftanın belirli günleri özel ders veriyordum. Bir yandan da bizim bir vosvos aşkımız vardı, karavan alıp onunla gezmek istiyorduk. Sonra düşündüm ki hep aynı şey, herkes benzeri şeyleri yapıyor ve bireysel yaşamlar sürdürülüyor. Gidip karavanımızı aldık, ayrıca bir kuş kafesiydi, tavuklar falan varmış içinde. Tam bir çöplüktü. Alıp çocukların hoşuna gidecek şekilde dizayn ettik ve bunu bir amaç için kullanmaya başladık. Bizim bir farkımız olmalıydı ve bir şeye hizmet etmeliydik. Bu da çocuklar oldu. Öncelikle kimsesiz çocukları düşündük. Daha sonra onkoloji servisindeki kanser hastası çocukları düşündük, ardından ihtiyaç sahibi, maddi durumu yetersiz olan ailelerin çocuklarını düşündük.”
“TAM BİR KEŞİF”
Yaptıkları uğraşın kendileri için tam bir ‘keşif’ olduğunu vurgulayan Çalım, “Kendi yeteneklerimizi keşfettik. Eşim evde şarap, reçel yapmaya başladı. Ben ise Japon tarzı amigurumi bebekler yapmaya başladım. Ahşap masalar, sandalyeler yapmaya başladık. Ekolojik çalışmalara başladık diyebilirim. Evde bu ürünleri oluşturduk ve kendimizi keşfetmeye başladık. Sonrasında ise fuarlara, festivallere gidip yer almaya başladık. İlk deneyimimiz Alaçatı Ot Festivali idi. Bunun geliri ile ilk önce ailelere gittik. Ayakkabıdan, mamaya kadar tüm ihtiyaçları aldık. Maddi olarak güçlendikçe Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Servisine gittik. Aynı zamanda 30 ev kadınına amigurumi bebek yapmayı öğrettim. Onlara birer meslek edindirdim. Kendileriyle beraber 60’a yakın bebek ördük. Hepsi maskeli ve saçsız bebekler. Onkoloji servisindeki çocukların özdeşim kurabilmesi için kendilerine ait bebeklerdi. Gördüğümüz bebeklerin hepsi çok güzel, saçları uzun, renkli gözlü. Ama bebekler böyle olmamalıydı” dedi.
“İYİLİK İÇİN ÜRETİN”
“Kedimizin adı meftun, vosvosumuzun adı meftun, çocuklara meftun, doğaya meftun, iyi olan her şeye meftun aslında” diyen Çalım, şunları ekledi: “İyi ki kendi mesleklerimizden vazgeçtik. Çok güzel işlerimiz vardı ama sistemin dışına çıkmak istedik. Daha minimal bir yaşam kurmak istedik. Ekstra işler yapıp çok para kazanmak gibi bir hayalimiz yoktu. Dışarıdan yemek yemekten, markalardan vazgeçip maaşı indeksledik. Yaptığımız ürünlerin gelirine ihtiyacımız yok. Şu an İzmir’de yaklaşık 10 ailemiz var. Maddi hiçbir yardım talep etmiyoruz.” İnsanların bu tarz sosyal faaliyetlerin farkında olması gerektiğini aktaran Utku Çalım ise “Bizlerin yarattığı farkındalığı görmelerini istiyoruz, bizleri sosyal medyadan takip etmelerini istiyoruz. Takipten tatmin olmak için bunu istemiyoruz. Ne kadar insan takip ederse o kadar fazla insanın da haberi oluyor” dedi. Tüm duyarlı vatandaşları üretmeye davet eden Utku Çalım, “İyilik için üretin” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi