EBA’daki idam görüntüleri eğitim sendikalarını ayaklandırdı!

EBA’nın ilk gününde ilahi söylenince eğitim sendikalarından tepki gecikmedi. Hem yayın aralarında hem de ders içeriklerinde yaşanan sorunları eleştiren eğitimciler, Bakanlığa açık bir çağrıda bulunarak, “Elimizi taşın altına koymaya hazırız” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 27.03.2020 09:39
  • Güncelleme Tarihi : 27.03.2020 09:39
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
EBA’daki idam görüntüleri eğitim sendikalarını ayaklandırdı! haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Birçok dünya ülkesi gibi Türkiye de koronavirüs ile boğuşuyor ve bilindiği gibi bu salgının en çok zarar verdiği alanların başında eğitim geliyor. Salgın nedeniyle ara verilen eğitim, pazartesi itibariyle uzaktan, internet ve televizyon aracılığıyla devam etmeye başladı. Peki, Türkiye’de ilk kez uygulanmaya konan Eğitim, Bilişim Ağı (EBA), öğrenciler ve eğitimciler için sağlıklı bir sistem oldu mu? Görüşlerine yer verdiğimiz Eğitim-İş Sendikası İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Adem Yıldırım, EBA’nın ilk gününe dair değerlendirmelerde bulunarak, hem yayın aralarında hem de ders içeriklerinde yaşanan sorunları sıraladı. Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrıda bulunan Yıldırım, “Açık öğretim garabeti nedeniyle Türkiye'nin uzaktan eğitim tecrübesi dünyanın birçok ülkesinden fazladır. Gelin bir kez olsun bu tecrübe, başarıya dönüşsün. Biz Eğitim-İş olarak elimizi taşın altına koymaya hazırız” dedi.



ÖNE ÇIKAN BAŞLICA SORUNLAR
Yıldırım, sözlerine şöyle başladı: “Ne var ki Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un çağrısıyla bugün okula gider gibi hazırlanıp TRT EBA (EĞİTİM BİLİŞİM AĞI) TV'nin başına geçen öğrenciler ve aileleri şok yaşamışlardır. Bu ilk gün, EBA TV'nin biçimsel olarak çağdaş eğitim ve iletişim bilimlerinin hakikatlerinden uzak olduğunu ortaya koymuştur.” Öne çıkan başlıca sorunları aktaran Yıldırım, “EBA TV, ders aralarında, bir eğitim kanalından çok ‘çocuklar için kuran kursu’ yayınına dönüşmüştür. İlahiler ve cami videolarıyla doldurulan ders araları, eğitimden / pedagojiden uzaklığın göstergesi olmuştur. EBA'da kütüphane kısmındaki ‘eğlence ve oyun’ bölümünde ‘Yusuf'un Dünyası’ içeriğinin, 1.bölümden 26. bölüme kadar tamamen dini içerikle hazırlandığı görülmüştür. Zaten yayın yapan ekranda TRT Diyanet logosunun görünüyor olması, başlı başına bir skandal olmuştur. Buradaki hikayelerde annelerin hep türbanlı, dedelerin hep sakallı ve tesbihli, her odada muhakkak bir seccade bulunması gibi ayrıntılar, niyetin eğitimle ya da çocukların teneffüs saatlerini güzel geçirmesiyle hiç alakası olmadığını göstermektedir” dedi.



KAVRAMLAR DOĞRU KARŞILIK BULAMADI
Ortaokul öğrencileri için verilecek yayından 5 dakika önce koyulan içeriği de eleştiren Yıldırım, “Bilimi, aklın yolunu, hayatı öğrenmek için ekran başına geçen çocuklar, Adnan Menderes'in idamını ‘belgesel’ adı altında izlemek zorunda kalmıştır. Belgeselde Menderes'in idamının ‘sehpaya atılan tekme’ye kadar ince ince tariflenmesi ise 10 dakikada pedagojinin tüm kurallarının nasıl çiğnenebileceğini göstermiştir. Her ne kadar Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, gelen tepkiler üzerine ‘Gözden kaçırdığım birkaç dakikalık bir görüntünün üzerine titrediğim sisteme verdiği zararı konuşuyor olmanın ne kadar rahatsız edici olduğunu anlatamam. O görüntüleri onaylamıyorum’ dese de, bu rezaletin anlaşılabilir bir tarafı bulunmamaktadır” dedi. EBA TV'nin lise yayınları için ekran başına geçenlerin de benzer mağduriyetleri yaşadığını söyleyen Yıldırım, “Derslerden geri kalmayacakları yayınlar umarak TV karşısına geçen gençleri, bir cami görüntüsü önünde ‘Sordum sarı çiçeğe’ diye ilahi söyleyen bir grup adam karşılamıştır. Lise öğrencileri için yapılan yayınlardan bazılarında kavramların da yanlış, çarpıtılarak öğretildiği görülmüştür. Örneğin, materyalizm kavramı, ‘Günümüzde siyasi, sosyal, ekonomik, vb. alanda etkisini gösterir. Pahalı ev, lüks araba, yüksek makam, hayattaki başarıların göstergeleri olmaktadır’ gibi saçma bir biçimde öğretilmiştir” diye konuştu.

ÖĞRETMEN SEÇİMİ MANİDAR BULUNDU
“İlkokullara ders anlatan öğretmenlerin, üniversite öğrencilerine konferans verircesine hareketsiz olduğu, yaşı itibariyle dikkatini toparlamakta güçlük yaşayacak minik öğrencilere uygun olmadığı görülmüştür” ifadelerine de yer veren Yıldırım, “Ders anlatımlarında eğitimcilerin genellikle tutuk olduğu, anlatılan konuların daha ilgi çekici olması konusunda kafa yorulmadığı anlaşılmaktadır. EBA TV içeriğinin kadın öğretmenlerin tamamına yakınının türbanlı olması üzerinden eleştirilmesini doğru

bulmasak da, daha önce sınıflarda dağıttığı kitapçıklarda türbanlı anneyi iyi, başı açık anneyi kötü gösteren, afişlerinde muhakkak türbanı bir araç olarak kullanan MEB'in, bu yayınlardaki seçiminin de manidar olduğunu söylemek durumundayız. Sonuç olarak EBA, daha ilk günden başarısıyla değil rezaletleriyle anılır bir sistem olmuştur. Bunda eğitim konusunda atılacak hiçbir önemli adımı eğitim çevrelerine sormaya lütfetmeyen anlayışın da payı büyüktür” cümlelerini kullandı.

EĞİTİM-İŞ’TEN BAKANLIĞA ÇAĞRI
Eğitim-İş olarak Milli Eğitim Bakanlığı'na açık bir çağrıda bulunan Yıldırım, son olarak, “Bir kez olsun eğitim alanında faaliyet gösteren tüm demokratik kitle örgütlerine kulak verin. Eğitim alanında faaliyet gösteren tüm demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinin içinde bulunduğu bir Eğitim Bilim Kurulu oluşturulsun. Bu yayınları, bu içerikleri, halihazırda zaten okuldan koptuğu için mağduriyet yaşayan çocuklarımızı eğitimden geri bırakmayacak şekilde, çağdaş eğitim ilkeleriyle hep birlikte hazırlayalım. Açık öğretim garabeti nedeniyle Türkiye'nin uzaktan eğitim tecrübesi dünyanın birçok ülkesinden fazladır. Gelin bir kez olsun bu tecrübe, başarıya dönüşsün. Biz Eğitim-İş olarak elimizi taşın altına koymaya hazırız. Ama bu makul adımlar atılana kadar ‘uzaktan eğitim’ adı altında ekranlara çıkaracağınız her gericiliği yılmadan deşifre edeceğimizin altını çiziyoruz” dedi.