- Gündem
- 18.05.2025 18:28
İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, Türk yargısının uzun yıllar sorgulanmadığını belirterek “15 Temmuz’da yargı ilk kez darbenin karşısında durdu. Bu bir kırılmaydı” dedi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı, EBSO Meclis salonunda gerçekleştirildi. EBSO Meclis Başkanı Salih Esen ve Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ile meclis üyesi sanayicilerin ekonomik gündemi değerlendirdiği meclis toplantısına İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre de katıldı. Sanayicilerin konuğu olan Başsavcı Kamil Erkut Güre yargı mensubu olarak zor bir iş yaptıklarını söyleyerek kanunlar ve mevzuat çerçevesinde çalıştıklarını ifade etti. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Diyarbakır’da olduğunu açıklayan Güre, o dönemde topyekun mücadele ile üzerlerine düşeni yaptıklarını ve hukuka uygun olarak soruşturma başlattıklarını anlattı. Güre, hukukla ilgili devamlı bir kaygının ön planda olduğunu söyledi. Devletin bir parçası olduklarını ve hukuka bağlı olarak devlete hizmet ettiklerini kaydeden Güre, “Hukuka uygun deliller varsa, o kişinin ya da kurumun sıfatına bakmadan yasal gereğini yaparız. Türkiye dışarıda büyük bir beka mücadelesi veriyor. İş dünyası, yargı, emniyet, istihbarat, polis herkesin el ele vermesi gerekir. Adaleti ayakta tutmalıyız. Siyasi iktidarlar değişebilir ama yargıyı ayakta tutamazsak hiçbir şeyin faydası yok. Buna herkes katkı vermeli. Kanunlara uyanlar açısından yargıdan korkulacak bir şey yok. Sermaye huzurlu ve güvenli bir ortama adaletli bir düzene gelir. Bunu yargı, güvenlik güçleri ve iş dünyası birlikte sağlayacağız. Bu bir sac ayağıdır” dedi.
İZMİR HAK ETTİĞİ YERDE DEĞİL
Yargı reformu sürecinden geçildiğini ifade eden İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, yeni uyuşmazlıkların ortaya çıktığını ve yargı sisteminin hepsine ayak uydurması gerektiğini savundu. Bir İzmirli olarak İzmir’in hak ettiği yerde olmadığını öne süren Güre, bunda iş hayatı, siyaset ya da yargının birlikte sorumlu olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “Adil yargıyı bütün topluma kabul ettirmeliyiz. Kapımız herkese açık. Meslektaşlara, baroya ve size kapımız açık. Bizden korkmanıza gerek yok. Sizin için, bu şehrin huzuru için hizmet vermeye çalışıyoruz. Diyarbakır’da yaptıklarımız ortada. Bu şehre de güzel şeyler katacağımız konusunda iddialıyım.”
YARGIYA VURMAK KOLAY
Meclis üyelerine hitabının ardından kendisine yöneltilen soruları cevaplayan İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, ‘Türkiye’de adalet yok’ eleştirilerine yanıt verdi. Yargının sorgulanabilir hale geldiği sürece gelişebileceğini anlatan Güre, yargının uzun yıllar sorgulamadan uzak tutulduğunu dile getirdi. Güre, “Bu ülkede 15 Temmuz’dan önce de darbe girişimleri oldu. Yargı da üniversiteler de darbe girişiminin yanında durdu. Öz eleştiri yapmamak doğru değil ama artık yapıyoruz. 15 Temmuz’da yargı ilk kez darbenin karşısında durdu. Bu bir kırılmaydı. Ama sadece biz değil sokaktaki vatandaş da darbenin karşısında durdu” dedi. Yargının darbe girişiminin ardından yüzünü milletine döndüğünü belirten Güre, “Kendimizi eleştirmemiz gereken nitelikli hakim ve savcılara ihtiyacımız vardı. Hızlı sonuç almayı kolaylaştırmak gerekiyordu. Yüzde 40’ı yenilenmiş bir teşkilat düşünün. Aramızda 3-4 yıllık kıdemi olan meslektaşlar var. Yargıya vurmak kolay. Çünkü biz konuşamıyoruz. Böyle bir dezavantajımız var” ifadelerini kullandı.
KADINA ŞİDDET MEVZUATLA ÇÖZÜLMÜYOR
İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Güre, kadına uygulanan şiddetle ilgili yargının gücü konusunda şunları söyledi: “Bu konu toplumun bir yarasıdır. Ortada mevzuat var. Yargı ve kolluk ayağı var. Mevcut sistem bu işi çözemiyor. Çözümü sağlama konusunda başka bir sorun var. Bu da toplumdaki dejenerasyondur. Kadına verilen değerde sorun var. Bu sorunu mevzuatla çözemiyoruz. Değişiklikler yapılır çözüm önerileri dile getirilir. Şiddet gören bir kadın savcılığa müracaat ediyor. Uzaklaştırma kararı veriliyor. Ama bir şekilde kadın şikayetinden vazgeçiyor. Yargının aldığı karar çözüm olmuyor. Bizim yetkimizi aşıyor. Bu sorun rakamlara bakıldığında kısa vadede de çözülmeyecek gibi görünüyor. Herkesin şapkasını önüne koyması lazım. Bunun ekonomik, siyasal, sosyolojik sebepler var. Hep beraber beyin fırtınası yapılmalı ve toplumun yapısına uygun çözüm bulunmalı. Kadın şikayetinden neden vazgeçiyor, bunu anlamak lazım.”
150 BİN SAVCILIK SORUŞTURMASI
Yabancı ve yerli sermayenin Türkiye’ye gelmesi konusunda yargının rolüne dikkat çeken EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar yargının toplumun tüm kesimlerine gerektiğini söyleyerek yargının hızlı çalışması ve şeffaf olması gerektiğini savundu. Yorgancılar’ın ardından konuşan İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre de yargıdaki hızın en önemli konu olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Hızlanmamız gerektiği doğru. İzmir Adliyesi’nde teknoloji konusunda yeterli karşılığımız var. Ama uyuşmazlıkların sayısı artıyor. Adliyedeki yargı personelinin yarıya yakını 10 yılın altında kıdeme sahip. Onlar bu yargı yükünün altındalar. Bizden beklentiyi karşılamaya çalışıyoruz. Fiziki şartlar birçok adliyeye göre iyi. İzmir’de 1 yılda 150 binden fazla savcılık soruşturması yapılıyor. Hızlı sonuç almak için kendi içimizde çözüm üretiyoruz.”
ALGI OPERASYONU YAPILIYOR
Meclis bölümünde konuşan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Türk ordusunun Barış Pınarı Harekatı ile sınır güvenliğini sağlamaya çalıştığını söyleyerek bunun bir savaş olmadığına dikkat çekti. Batı ülkelerinde yapılan haberlerde masum sivil halka yönelik acımasız bir savaş içindeymiş gibi gösterildiğini ifade eden Yorgancılar, bunun bir algı operasyonu olduğunu söyleyerek, “Türk Ordusu sahip olduğu değerlerden dolayı, sivil halka zarar verecek en son ordudur. Aksine, sivilleri öldürenler teröristlerdir. Ayrıca, ABD’nin teröre son vermek teziyle kilometrelerce uzaktan kalkıp coğrafyaya yerleşmesi meşru da, bizim kendi sınırımızdaki terörü önleme girişimi nasıl meşru olamaz? Türkiye’yi siyasi ve ekonomik anlamda oldukça kritik günler bekliyor. Geçen hafta Almanya’dan gelecek bir heyeti Ticaret Odası ile birlikte Ege İhracatçı Birlikleri’nde ağırlayacak ve bir protokol imzalayacaktık. Ancak, iptal ettiler. Volkswagen Manisa’daki yatırımını erteleme kararı aldı. Birçok ülke adeta yaptırım yarışına girdi. Bu haksız önyargı ve algı operasyonu dileriz tekrarlanmaz. Tüm dünya bilmelidir ki, hakkımız olan bu mücadelede Türk milleti tüm kurum ve kuruluşlarıyla tek yürektir, her zaman olduğu gibi Ordusunun yanındadır. Ve hiçbir güç, bu topraklardaki kardeşliği bozamayacaktır” dedi.