EBSO’dan üyelerine hukuki ve mali uyarılar

İşletmelerde finansman krizinin boyutları, EBSO’da düzenlenen seminer ile tartışıldı. Çeşitli üniversitelerden konusunda uzman olan isimler, sanayicilere borca batmadan ve krize girmeden önce yapmaları gerekenleri aktardı


  • Oluşturulma Tarihi : 03.06.2016 08:44
  • Güncelleme Tarihi : 03.06.2016 08:44
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
EBSO’dan üyelerine hukuki ve mali uyarılar haberinin görseli

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Maliye Bölümü ile işletmelerde finansman krizlerinin hukuki ve mali sonuçlarını ele alan bir toplantı düzenledi.

EBSO Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantıya İKÇÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölüm Başkanı Prof.Dr. Keramettin Tezcan, Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Oğuz Atalay ile Yeminli Mali Müşavir Tayfun Şenol katıldı. Toplantıda, işletmelerde mali krizler, borca batıklık, iflas erteleme, konkordato, uzlaşma yoluyla yapılandırma, vazgeçilen alacak, bilanço maskelemenin sonuçları gibi konularda EBSO üyeleri bilgilendirildi.

İŞLETMELERİN EN BÜYÜK SORUNU...

Sanayi işletmelerindeki finansman krizinin masaya yatırıldığı toplantının açılışında konuşan EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Hüseyin Vatansever, oda üyelerini değişen mevzuatlar hakkında bilgilendirmeye devam ettiklerini söyleyerek, “Ülkemizdeki işletmelerin yüzde 98’ini aile şirketleri ve KOBİ’ler oluşturuyor. Bu işletmelerin de en büyük sorunu finansal kaynaklı sorunlardır” dedi.

“KRİZİN 2 TEMEL SORUNU VAR”

EBSO Danışmanı ve Yeminli Mali Müşavir Tayfun Şenol ise, günümüzde büyük şirketlerin yerini küçük ve karlı şirketlerin aldığını ifade etti. Şenol, “İşletmelerde krizin 2 temel sorunu var. Kontrol edilebilen etkenler ve kontrol edilemeyen etkenler. Kontrol edilemeyen etkenler öngörü ile etkileri en aza indirilebilir. Kontrol edilebilen etkenleri denetimler ile öngörebilirsiniz” diye konuştu.

“KARLILIK VE LİKİDİTEYE DİKKAT”

Şenol, işletmelerde karlılık ve likiditenin şirketin devamlılığı açısından büyük etkisi olduğunu aktararak, “İşletmeler karlılık için kurulur. Asıl amaç kar etmektir. Fakat sadece kar etmek yeterli değil, likiditeyi de ayarlamak gerekir. Karsızlık hastalık gibi işletmeyi yavaş yavaş eritirken, likiditesizlik (nakitsizlik) resmen trafik kazası gibi şirketin bir anda kapanmasına yol açar. Nakit döngüsü iyi yönetilmelidir. Alacakla borç ödenmez. Borçlarınız fazla ise iflas etmişsiniz demektir” şeklinde konuştu.

“ÇÖMELMEDEN SIÇRAYAMAZSINIZ”

İflas ertelemenin işi biraz durdurmak olduğunu belirten Şenol, kriz anında yapılacakları sıralayarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şirketiniz krize girdiği ve borçları artmaya başladığı zaman yapacağınız şey çok basittir. Krize neden olan etkeni bulup maliyetleri kısmanız gerekir. En iyi büyüme, kriz anında gerçekleşir. Kriz zamanlarında çömelmelisiniz yani küçülmelisiniz. Çömelmeden sıçrayamazsınız. Borçlarınızı yapılandırın. Kur riskinizi minimize edin. Gerekiyorsa rakibinizle birleşin. Sizi krizden çıkaracak kilit personelinize sahip çıkın ve maaşını zamanında ödeyin. İşletmenize kaynak sağlayın. Stoklarınızı azaltın. Riskli satış yapmayın. Üretimde verimi artırın. Raporlamalarınızı düzgün yapın. Ne yaparsanız yapın hızlı yapın.”

“RAPORLAR DOĞRU TUTULMALI”

Gediz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Oğuz Atalay da işletmelerde temel problemin kaynak sorunu olduğunu belirterek, “Ödeme aciz ve borca batıklık hali işletmelerin kriz anında karşılaştığı en büyük sorundur. Şirketler için bu durumdan kurtulmak adına doğru raporlama hayati önem taşır. Türkiye’deki şirketlerin büyük çoğunluğu yabancı sermaye ile çalıştığı için gelir tablosu ile gerçek bilanço her zaman saklanır. Ancak doğru raporlar ile kriz gelmeden krizin önlemini alabilirsiniz” dedi.