Sayfa Yükleniyor...
Efemçukuru Altın Madeninin kapasite artırımına verilen ÇED olumlu kararı için yapılan itirazlar üzerine 6'ncı İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurdu. Aynı konuda, daha önce verilen iptal' kararı ise Danıştay tarafından bilirkişilerin İzmirli olması gerekçesiyle bozuldu
E. ÇAĞLA GENİŞ
İzmir'in su havzasında bulunan Efemçukuru Altın Madeninin kapasite artırımına ÇED olumlu raporu verilmesi üzerine rapora karşı dava açılmıştı. Açılan davada yapılan bilirkişi incelemesinde madenin yöredeki yeraltı ve yerüstü su kaynaklarında ağır metal kirliliği yaptığına dair tespitler üzerine yerel mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermişti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve altın madeninin bu karara yaptıkları itiraz sonrası Danıştay 14. Daire, Bakanlığın ve maden işletmesinin bilirkişilerin uzmanlık alanlarını ve görev yaptıkları kentle ilgili yapılan itirazları yerinde bularak, İzmir dışındaki üniversitelerde çalışan yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmasına ve bu heyetin raporundan sonra esas hakkında yeniden karar vermesine hükmetti.
İKİ AYRI MAHKEME KARARI BULUNUYOR
Öte yandan Danıştayın bu kararının hemen ertesinde aynı altın madeni ile ilgili açılan başka bir davada ilginç bir gelişme yaşandı. Altın madeni hakkında verilen ÇED olumlu kararının iptali davasında İzmir 6. İdare Mahkemesi, Danıştay'ın kararını gerekçe göstererek yeniden bilirkişi incelemesi ve raporu hazırlanana kadar telafisi imkansız zararlar oluşabileceğine işaret edip ÇED olumlu belgesinin yürütmesini durdurdu. Konuyla ilgili olarak Çevre Mühendisleri Odası, Peyzaj Mimarları Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası, İzmir Tabip Odası, Türkiye Barolar Birliği, Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği (EGEÇEP) tarafından basın açıklaması düzenlendi.
İZMİRLİ OLMALARI SONUÇLARI DEĞİŞTİRİR Mİ?
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı E. Helil İnay Kınay tarafından okunan açıklamada, 200 bin kişinin içme suyunu karşılamak için planlanan Çamlı Barajı'na su sağlayacak derelerin mutlak koruma alanı içinde yer alan Efemçukuru Altın Madeninin yarattığı ve yaratacağı çevresel risklerle mücadelenin sürdüğüne vurgu yapılarak, İzmir kentinin gelecekteki su kaynağına ilişkin hayati öneme sahip olan bölgede kirlilik yarattığı bilirkişi raporları ile bilimsel olarak tespit edilen tesis ile ilgili olarak bugün elimizde iki ayrı mahkeme kararı bulunmaktadır. Bir tarafta 31.12.2012 tarihli ÇED iptaline ilişkin karar Danıştayca bilirkişiler İzmirli oldukları için bozulmuştur. Diğer tarafta ise 17.11.2015 tarihli ÇED olumlu belgesinin iptali davasında yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir. 31.12.2012 Tarihli ÇED iptaline ilişkin kararın bozulmasında gerekçe olarak bilirkişilerin İzmirli olması gösterilmiştir. İzmirli olmaları, bilirkişi raporlarında ifade edilen maden alanından alınan numunelerle gerçekleştirilen analizlerde ortaya çıkan ağır metallerle ilgili sonuçları değiştirir mi? dendi.
ALTIN MADENİ DERHAL KAPATILMALI
Davacılar, Efemçukuru Altın Madeninin derhal kapatılması için yetkililere çağrı yaparak, madenin kapatılmaması halinde oluşacak kirlenmeden madeni işleten şirketle birlikte yetkili tüm kamu idareleri ve görevlilerinin doğrudan sorumlu olacaklarını belirtti. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: Yıllardır yürüttüğümüz haklı mücadelemizin sonunda yargı İzmir'in yaşamı koruyacak bir karar daha vermiştir, kararı uygulatma görevi bizlerin ve tüm İzmirlilerindir. Tüm İzmirlileri, İzmir milletvekillerini, İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi, başta olmak üzere tüm yetkili kurum ve kuruluşları bu sürece sahip çıkmaya, kentimizin geleceğine yaşam varlıklarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz. Kentimizde su kaynaklarımızın ve doğal varlıklarımızın korunarak geliştirilmesini yaşamsal bir olgu olarak değerlendiriyoruz. Bu süreçte taraf olduğumuzu, yaşamın ve kamu yararı tarafında olduğumuzu tekrarlıyor; İzmir kentinin yaşam kaynaklarının, insanımıza, doğamıza, yaşamımıza sahip çıkma inancımız ve kararlılığımızı kamuoyu ile paylaşıyoruz.
Haber Merkezi