Ege Üniversitesi yerli ve milli ilaç geliştirmeye hazırlanıyor

Ege Üniversitesi yerli ve milli ilaç geliştirme konusunda ilk adımını atarak İlaç Ar-Ge 2019 Çalıştayı’nı gerçekleştirdi. Çalıştayda 11. Kalkınma planı içerisinde yeri olan bu konuya değinilerek neler yapılması gerektiği konuşuldu


  • Oluşturulma Tarihi : 16.12.2019 11:25
  • Güncelleme Tarihi : 16.12.2019 11:25
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Ege Üniversitesi yerli ve milli ilaç  geliştirmeye hazırlanıyor haberinin görseli

BURCU YANAR
İlaç Araştırma Geliş+ tirme (Ar-Ge) 2019 Çalıştayı Ege Üniversitesi ev sahipliğinde, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Muhittin Erel Amfisi’nde gerçekleştirildi. Çalıştaya Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Necdet Budak, İlaç Ar-Ge 2019 Çalıştayı Başkanı ve Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ayfer Yalçın, İlaç Endüstrisi İşverenleri Sendikası’ndan (İEİS) Dr. Vedat Eğilmez, Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumu Başkan Yardımcısı (TİTCK) Dr. Ecz. Harun Kızılay, Sağlık Ürünleri Derneği’nden (SURDER) Dr. Müh. Evren Dinç, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Üyesi Prof.Dr. Zeliha Koçak Tufan, Ege Üniversitesi Senato Üyeleri ve öğrenciler katılım gösterdi.

GELİŞTİRMEK ZORUNDAYIZ
Çalıştayın açılış konuşmasını gerçekleştiren Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Necdet Budak, ilk kez düzenlenen İlaç Ar-Ge 2019 Çalıştayı hakkında şunları söyledi: “Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, eczacılık fakülteleri içerisinde özellikle ilaç Ar-Ge anlamında ARGEFAR olmak üzere çok ciddi alt yapılara sahip. Araştırma üniversitesi olma yolunda iddialı bir şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Sağlık güçlü olduğumuz alanlardan birisi ve sağlık içerisinde eczacılık ve ilaç geliştirme de bizim güçlü olduğumuz ve patentlerimizin olduğu, özel sektör ile projelere yaparak patent aldığımız bir alandır. Bu alanda ülkemizdeki çalışmaları da yakından takip ediyoruz. Daha da ilerisi 11. Kalkınma Planında özellikle yerli ve milli ilaç Ar-Ge’sine özel bir vurgu ve önem addediliyor. Bu anlamda da akademik kadromuz ve alt yapımızla birlikte biz de bir katkı sunmak istedik ve başlangıcı yapmak istedik.” Budak, Türk bilim insanlarına güvendiklerinin altını çizerek “bizim bunu yapabilecek akademik kadromuz ve alt yapımız var. En azından belli alanlarda ilaç geliştirmede diğer üniversitelerimizle ve özel sektörle iş birliği yaparak yerli ve milli ilaç geliştirmek zorundayız” dedi.



GÜÇLÜ OLMAMIZ GEREKEN BİR ALAN
Türkiye’de ilaç endüstrisine bakıldığı zaman 15-20 yıl önce eczanelerin önünde ilaç kuyruklarının olduğuna dikkat çeken Rektör Budak, “Şu an ilaca ulaşmak çok kolaylaştı. Bu güzel bir şey fakat bir de dezavantajları var. Dezavantajı da şu özellikle sağlık ve milli güvenlik açısından önemli olan ilaç bizim devlet olarak güçlü olmamız gereken bir alan. Biz ilacı dışarıdan alıyoruz ve ilaca bir bağımlılığımız oluşuyor. Halbuki bizim bunu yapabilecek akademik kadromuz ve alt yapımız var. En azından belli alanlarda ilaç geliştirmede diğer üniversitelerimizle ve özel sektörle iş birliği yaparak yerli ve milli ilaç geliştirmek zorundayız. Türk bilim insanlarının bunu yapabileceğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.



6 MİLYAR TL PARA HARCANIYOR
Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumu Başkan Yardımcısı Dr.Ecz. Harun Kızılay, son yıllarda ilaç sektörünün biyoteknoloji devrimi olarak adlandırılan Ar-Ge ve İnovasyon temelli bir süreçten geçmekte olduğunu belirterek, “Görüyoruz ki küçük, sentetik veya yarı sentetik moleküller artık yerlerini daha büyük moleküllere bırakıyor. Biyoteknolojik ilaçların sayısı da giderek artıyor. Yenilikçi ilaçların patent sürelerinin dolması ile birlikte piyasaya verilen biyobenzen ürünler ile birlikte bu ilaçların toplam ilaç pazarındaki yeri yüzde 302lara gelmiş durumdadır. Ülkemiz ise biyoteknoloji alanında çok ciddi bir atılım içerisinde bulunuyor” diye konuştu. Geçtiğimiz yıl yapılan sağlık harcamalarının içerisinde biyoteknolojik ilaçlara ve biyobenzen ilaçlara harcanan paranın yaklaşık olarak 6 milyar TL’lik bir rakama teşkil ettiğini vurgulayan Kızılay, “İlaç nakliyesinin aşamaları keşif, üretkenlik ve klinik aşamalardan oluşmaktadır. Ülkemizde ulusal ve uluslararası klinik araştırmalar aktif bir şekilde yürütülüyor. Kuşkusuz ki ilaç sektörü dönüşümüne devam edecektir. Biyoteknolojik ürünler çağı da kısa bir süre sonra yerini gen terapileri, hücre programa gibi yeni konuşulmaya başlanan alanlara bırakacaktır. Yenilikçi ürünlere ulaşmak için harcanan para, zaman ve insan kaynağı ise her geçen gün artmaktadır. Bu konuda konuşulan rakamlar yeni bir ilaç geliştirilmesi için yapılması gereken harcamanın giderek arttığı sonucunu da gözler önüne sermektedir. Ülke olarak yeni ilaçlar geliştirilmesi için hızlı adım atmamız gerekliliği, milli imkanlarımızla yeni tedavi seçeneklerinin kullanıma sunulabilmesinin taşıdığı önem aşikardır” ifadelerine yer verdi.



“ÜNİVERSİTEMİZE KAZANDIRILAN BİR İVMEDİR”
İlaç Ar-Ge 2019 Çalıştayı Başkanı ve Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Ayfer Yalçın gerçekleştirdiği konuşmada “İlaç araştırma geliştirme hususunda fakültemizin, tıp fakültesinin ve üniversitemizin diğer birimlerinin en temel ortak noktasını oluşturan ve üniversitemiz için büyük bir ivme kaynağı olacak olan alanda ilk kez böyle bir toplantı düzenlemekten son derece mutluluk duymaktayız” diyerek “Bu çalıştay, üniversitemizin araştırma üniversitesi olma sürecinde sayın rektörümüzün bizlere kazandırdığı bir ivmedir” ifadelerini kullandı. YÖK Üyesi Prof.Dr. Zeliha Koçak Tufan ise yaptığı konuşmada, “YÖK’ün gözüyle Ar-Ge dediğiniz zaman bizim kapsamımıza çok farklı alanlar giriyor. Ar-Ge çalışmaları için ön lisans programlarına ara eleman yetiştirmekten tutun, lisan üstü programlar akademisyen yetiştirmeye kadar, üniversitemizin alt yapıları sahaya sunmaya kadar bu ekosistemin oluşturulmasına kadar kapsamımızda olan alanlar var. Türkiye’de 37 adet eczacılık fakültesi var. Geçen yıl ki kontenjanlarımız 3 bin 400, tıp fakültesi sayımız 104 ve geçen yılki kontenjanımız ise 15 bin olarak görünüyor. Eczacılık fakülteleri için yüksek lisans program sayısı 41 ve doktora sayısı da 23 olarak görünüyor. İçinde ilaç geçen yüksek lisans ve doktora programlarına baktığımız zaman 11 yüksek lisans, 3 doktora programı, 14 araştırma merkezimiz var” diyerek bu alandaki ayrıntılara yer verdi.