Eğitim emekçileri alanlarda hak aradı

Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayıp, Gündoğdu Meydanı’nda bir araya gelen eğitim emekçileri, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yeniden düzenlenmesi için iş bırakma eylemi yaptı ardından miting gerçekleştirdi


  • Oluşturulma Tarihi : 02.11.2022 11:41
  • Güncelleme Tarihi : 02.11.2022 11:41
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Eğitim emekçileri alanlarda hak aradı

SULTAN GÜMÜŞ KAYA

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası’nın (Eğitim-Sen) İzmir’de bulunan 13 şubesi, kamuoyunda uzun süredir tartışılan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun iptal edilerek yeniden düzenlenmesi için iş bırakma eylemi yaptı. Türkiye genelinde büyük bir mitinge imza atan ve bunu ilk olarak İzmir’den başlatan sendika üyeleri, Cumhuriyet Meydanı’nda toplandıktan hemen sonra Gündoğdu Meydanı’na doğru yürüyüş yaptı. Kalabalık bir kortej eşliğinde Cumhuriyet Meydan’ında başlayan mitingde sloganlar atıldı, halaylar çekildi.

Son durağı Gündoğdu Meydanı olan eğitimciler, hak mücadelesine girerken, Eğitim-Sen’in İzmir’de bulunan şube başkanları sahneye davet edildi. Saygı Duruşu ve okunan İstiklal Marşı’nın ardından tüm emekçi öğretmenler adına basın açıklaması yapan Eğitim-İş Genel Sekreteri Cengiz Sarıyer, “Bir Başöğretmenin kurduğu ülkede eğitim emekçisini değersizleştirmek, başöğretmenimizin yeni nesilleri emanet edecek kadar güvendiği öğretmenlerin uzmanlığını, kendi yeterliliğine bakmadan teste tabi tutmak, öğrencileri anayasal hakları olan laik, bilimsel ve kamusal eğitimden mahrum bırakmak kimsenin haddi değildir” dedi.

ELİMİZDE KALANLARA DA GÖZ DİKTİLER

Sarıyer, öncelikle şunları aktardı: “Bugün, eğitim emekçilerinin, haksızlıklar karşısında susmayacağını, baskılara boyun eğmeyeceğini, mesleğinin onuruna, çocuklarının geleceğine sahip çıkacağını göstermenin günüdür. Yıldan yılda haklarımızı gasp ettiler; bizi ayın başında kara kara ay sonunu düşünür hale getirdiler. Evimize başımız dik, sınıflarımıza kafamız rahat girmemizi engellediler. Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimize laik, bilimsel, kamusa, adil ve çağdaş bir eğitim vermemizin önüne geçtiler. Yaşanabilir bir emeklilik hayalimizi bile çaldılar. Sistematik itibar suikastleri düzenlediler. Şimdi ise bu tabloyu daha da beter hale getirecek, hakaret niteliğinde bir Öğretmenlik Meslek Kanununu önümüze getirdiler. Onlar, elimizde kalanlara da göz diktiler; şimdi biz de haklarımızı ve saygınlığımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz.”

TALEPLERİMİZ ÇOK AÇIK

“Taleplerimiz çok açık” diyen Sarıyer, şöyle devam etti: “Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilsin ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlensin. Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır. Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve birinci dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına net bir maaş tutarında ödenmelidir. Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı, eş ve dost yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.”

GÜCÜMÜZ ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZDE

Sarıyer, son olarak, “Tarih, eğitim emekçilerinden, çocuklarımızın geleceğinden ve nitelikli eğitim hakkından yana olanları mutlaka yazacaktır. Emeğimize, alın terimize ve mesleki itibarımıza saldıranlar ile çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkını gasp edenler ise tarihle yargılanacaktır. Bir Başöğretmenin kurduğu ülkede eğitim emekçisini değersizleştirmek, başöğretmenimizin yeni nesilleri emanet edecek kadar güvendiği öğretmenlerin uzmanlığını, kendi yeterliliğine bakmadan teste tabi tutmak, öğrencileri anayasal hakları olan laik, bilimsel ve kamusal eğitimden mahrum bırakmak kimsenin haddi değildir. Bu gerçeği anlamayanlara cevabımızı hep birlikte vereceğimiz mücadeleyle göstereceğiz. Gücümüz birliğimizde, gücümüz örgütlülüğümüzde” sözlerini kullandı.

EN BÜYÜK SALDIRI

Söz hakkı alan Eğitim iş İzmir 3 No’lu Şube Başkanı Sevda Ketenci de “Bizler, Cumhuriyet aydınlanmasının ve onun önderi Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ve devrimlerinin yılmaz savunucusu eğitimcileriz. Bizler geleceğin mimarlarıyız. Bizler öğretmenleriz. Ve ne acıdır ki bugün burada mesleğimizin itibarını, emeğimizin onurunu korumak için bulunuyoruz. Çünkü 20 yıldır öğretmenliğe sistematik olarak itibar suikasti düzenleyenler, haklarını gasp edenler; bu kez hakaret niteliğindeki sözde meslek kanunuyla en büyük saldırıyı yapmaya girişmişlerdir” ifadelerini kullandı.

MESLEK İTİBARSIZLAŞTIRILIYOR

Konuşma yapan bir diğer isim ise Eğitim İş 1 İzmir Nolu Şube Başkanı Adem Yıldırım oldu. Yıldırım, “Bütün öğretmenler ayakta, sadece özel sektörde çalışan arkadaşlarımız değil. Bakın onların sosyokültürel, ekonomik durumları ile ilgili sıkıntıları gündemimizi meşgul ettiği gibi aynı zamanda kamuda çalışan öğretmen arkadaşlarımızın yani bizlerin de son dönemde en çok yaşadığımız sıkıntılardan bir tanesi; bile isteye bu mesleğin itibarsızlaştırılması ve kamuoyunda öğretmeni tartışılır hale getirilmesidir. Siz kamuoyunda öğretmeni bu kadar kolay tartışılır hale getirirseniz, itibarsızlaştırırsanız öğrencinin gözündeki öğretmen kavramı değersizleşir dolaysıyla eğitimde beklenen sonuçlar ve hedeflere ulaşma konusunda bu ülke sıkıntılar yaşar” açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi