Sayfa Yükleniyor...
İzmir Eğitim-İş 2 Nolu Şube Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci, Öğretmenler Gününün yaklaşması dolayısıyla bazı araştırmalar yaptıklarını ve 24 Kasım Pazartesi günü herkesi düzenleyecekleri yürüyüşe davet ettiklerini açıkladı
DAVUT İPEK - İzmir Eğitim-İş 2 Nolu Şube Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci, Öğretmenler Gününün yaklaşması dolayısıyla bazı araştırmalar yaptıklarını ve 24 Kasım Pazartesi günü düzenleyecekleri yürüyüşe herkesi davet ettiklerini açıkladı. Öğretmenler Gününün yaklaşmasından dolayı öğretmenlerin ekonomik durumlarını ortaya koyan bir araştırma yaptıklarını belirten Değirmenci, Yaptığımız araştırma sonuçlarına göre, öğretmenlerin yüzde 81inin kredi kartı borcu bulunurken, her üç öğretmenden biri ek iş yapıyor dedi.
BORÇLARI BİTMİYOR
Sendika olarak öğretmenler ile ilgili yaptıkları araştırmaların ilginç sonuçlar ortaya koyduğunu belirten Değirmenci şunları kaydetti: Biz araştırmamızı, 33 ilde tam 1004 öğretmenle görüşerek yaptık. Öğretmenlerin borç durumlarına ilişkin öğretmen görüşlerine yer verdiğimiz bu araştırma sonuçları, öğretmenlerin karşı karşıya olduğu ekonomik sorunları ortaya koydu. Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 81i kredi kartına, yüzde 79u bankaya, yüzde 41i esnafa, yüzde 39u ise şahıslara borcu olduğunu belirtirken, yüzde 40ı ise annesinden ve babasından maddi destek alıyor. Bu açıdan araştırmanın son derece dikkat çekici sonuçları ortaya konmuş oldu.
İLGİNÇ İSTATİSTİKLER VAR
Yaptıkları araştırmada önemli istatistikler elde ettiklerini söyleyen Değirmenci şunları da ekledi: Araştırmamıza katılan öğretmenlerin % 55i kendine ait evi olduğunu, % 45i ise kendine ait bir evi olmadığını belirtmiştir. Öğretmenlerin % 57si kendine ait arabası olduğunu, % 43ü ise kendine ait bir arabası olmadığını belirtmiştir. Öğretmenlerin % 53ü kirada oturduğunu belirtmiştir. Öğretmenlerin % 29u ek iş yaptığını belirtmiştir Öğretmenlerin % 41 i esnafa borcu olduğunu belirtmiştir. Borcu olanların % 51i borcunun 0-5000 TL arası, %21i ise 5000-10.000 TL arası olduğunu ifade etmiştir Öğretmenlerin % 39u şahıslara nakit borcu olduğunu belirtmiştir. Borcu olanların % 50si borcunun 0-5000 TL arası, %26sı ise 5000-10.000 TL arası olduğunu ifade etmiştir. Öğretmenlerin % 79u herhangi bir bankaya borcu olduğunu belirtmiştir. Borcu olanların % 48i borcunun 20.000 TL ve üzeri olduğunu ifade etmiştir. Öğretmenlerin % 81 i kredi kartı borcu olduğunu belirtmiştir. Borcu olanların % 64ü borcunun 0-5000 TL arası, % 21i ise 5.000- 10.000 TL arası olduğunu ifade etmiştir. Öğretmenlerin % 40ı annesinden, babasından ya da arkadaşlarından maddi destek aldığını belirtmiştir.
YÜRÜYÜŞÜMÜZÜN BİR AMACI VAR
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demirin açıklaması ise şöyle: Araştırma sonuçları öğretmenlerin, çoğunun kirada oturduğunu, esnafa, şahıslara, bankalara borcu olduğunu, üçte birinin ek iş yaptığını, anne babasından ya da arkadaşlarından maddi yardım aldığını, hemen hepsinin kredi kartı borçlusu olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yani durum ortada. Eğitim-İş 2 Nolu Şube Başkanı Prof. Dr. Ömer Lütfi Değirmenci, Bildiğiniz gibi 24 Kasım Gazi Mustafa Kemal Atatürkün başöğretmenlik unvanını Kabul ettiği günün yıldönümüdür. Bakanlar Kurulu, 11 Kasım 1928 günü yaptığı toplantıda Atatürk'e Ulus Okullar Başöğretmenliği unvanı verdi. 24 Kasım ise Atatürk'ün başöğretmenlik unvanını Kabul ettiği tarihtir. Atatürk ülkemizin en zor savaş koşullarında bile eğitime büyük önem vermiştir. Harf Devrimi ve Tevhid-i Tedrisat Yasası gibi düzenlemeler ile eğitimde yaşanan geri kalmışlığı ortadan kaldırarak çağdaş, bilimsel ve kamucu bir eğitim anlayışını hayata geçirmeye çalışmıştır. Cumhurbaşkanı olmasaydım Milli Eğitim Bakanı olurdum diyen Atatürk ulusumuzun kendisine sunduğu başöğretmen unvanını sonuna kadar hak etmiştir. Atatürkün başöğretmenlik unvanını Kabul ettiği 24 Kasım günü 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.24 Kasım 2014 günü yapacağımız yürüyüşümüz bu açıdan anlamlıdır. Eğitim-İş üyesi eğitim emekçileri olarak öğretmenler gününde mesleki sorunlarımızı ve ekonomik taleplerimizi dile getirecek ve kamuoyu ile paylaşacağız.24 Kasım günü yapacağımız meşaleli yürüyüş Eğitim-İşin İzmirde örgütlü üç şubesi tarafından düzenlenmektedir. Yürüyüşümüze konfederasyonumuza bağlı sendikalarımız da destek verecekler. Son iki hafta içerisinde İzmirdeki bütün okulları gezerek etkinliğimizi anlattık ve bütün eğitim emekçilerini davet ettik. Katılımın oldukça yüksek olmasını bekliyoruz. Meşaleli yürüyüşümüz Saat 18.30da Fuar Basmane Kapısından başlayacak ve Konak Büyükşehir Belediyesinin önünde sona erecektir.
TALEPLERİMİZ OLACAK
Eğitim-İş olarak bazı taleplerinin olduğunu belirten Değirmenci, Eğitim-İş ve bağlı olduğumuz konfederasyonumuz Birleşik Kamu İşin bir ilkesi vardır ve bunu her fırsatta dile getiriyoruz. Bir emek örgütü olarak bizim bir elimizde ülkemiz, diğer elimizde de emeğimiz vardır. Eğitim iş ve Birleşik Kamu İş bu iki alandaki mücadelesini kesintisiz devam ettirmektedir. Ülkemizin içerisinden geçtiği tarih kesiti ne yazık ki ülke mücadelesinin, emek mücadelemizin bir adım önüne geçmesi gibi bir gerçekliği ortaya çıkarmıştır. Ulusal değerlerimize yapılan saldırılar karşısında sendika olarak bugüne kadar sayısız eylem ve basın açıklaması yaparak bir duyarlık oluşturmaya çalıştık. Bu mücadelemiz devam etmektedir. 24 Kasım günü yapacağımız meşaleli yürüyüşte ise emek mücadelemizi ön plana çıkaracak ve ekonomik taleplerimizi dile getireceğiz. AKP iktidarında öğretmenlik mesleği olabildiğince değersizleştirilmiştir. Bu dönemde öğretmenlerimize az çalışıyor, çok kazanıyorlar diyen başbakan ve bakan gördük. Bu iddia en tepedeki yetkililer tarafından ileri sürülünce bizler de zaman zaman bunun doğru olmadığını ispatlama gibi bir gayret içerisinde olduk. Şimdi biz iddia ediyoruz: Türk öğretmenleri Avrupadaki meslektaşlarından daha az çalışmıyor, hatta birçok ülkedeki meslektaşlarından daha fazla iş yüküne sahiptirler, fakat onlardan daha az kazanıyorlar. Bu aslında bir iddia değildir ve istatistiklere dayanmaktadır. Şimdi bu yürüyüşümüzde istatistikleri görmezden gelerek, kamuoyunu yanıltan yetkililere seslenecek ve ekonomik taleplerimizi ileteceğiz. Geleceğin yurttaşlarını, bireylerini emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin ekonomik taleplerini kamuoyunun da desteklediğini biliyoruz.Biz bu yürüyüşümüzde taleplerimizi dört başlıkta topladık. Bunlar;Eğitim Emekçilerinin maaşlarında iyileştirme,emeklilikte insanca yaşayacağımız bir maaş,2014 yılı enflasyon farkının telafisini ve nöbet görevine ücret ödenmesinitalep ediyoruz dedi.
HÜKÜMETE DE ÖNERİLERİMİZ VAR
Değirmenci sözlerini şöyle sonlandırdı: AKPnin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana öğretmenlerin alım gücünde çok fazla bir düşüş olduğu bilinen bir gerçektir. 2002 yılında mesleğe yeni başlayan bir öğretmen maaşı ile 24 çeyrek altın alırken, 2014 yılında sadece 14 çeyrek altın alabilmektedir. Bu hesaba göre 2002 yılından bu yana öğretmenlerin maaşlarındaki alım gücü %41,6 oranında düşmüştür. 24 Kasım Öğretmenler Gününün yaklaştığı şu günlerde Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı çeşitli platformlarda öğretmenlerin maaşlarının 2002den bu yana ne kadar arttığı konusunda konuşmalar yapacaklardır. Şimdiden açıklıyoruz bu konuşmaların tamamı büyük bir yalandır. Gerçek, Eğitim-İşin yaptığı araştırma sonuçlarındadır. Öğretmenler ekonomik sorunlar içerisinde zorlu bir mücadele vermektedir. Öğretmenlerin maaşları en az yoksulluk sınırı olan 3900 TL olmalıdır. Öğretmenlerin ek ders ücretleri en az 20 TL olmalıdır. Öğretmenlere ödenen eğitim öğretime hazırlık ödeneği, tüm eğitim çalışanlarına ödenmeli ve en az bir maaş tutarında olmalıdır. 24 Kasım Öğretmenler Gününde öğretmenler bir maaş ikramiye verilmelidir. İnternet hizmeti öğretmenlere ücretsiz olmalıdır. Öğretmenlere toplu taşıma araçları ücretsiz olmalıdır. Öğretmenlerin sınav görev ücretleri en az iki katına çıkarılmalıdır. Öğretmenlere temsil tazminatı ödenmelidir. Öğretmenlerin maaşlarına enflasyon farkı ve refah payı eklenmelidir. Öğretmenlere kira yardımı verilmelidir.
ATANMAK İSTİYORUM
Öğretmenlerin emekli maaşlarının yeterli olmaması sonucunda kimsenin emekli olmak istemediğini ve uzun yıllar bu görevi yapmaya çalıştıklarını belirten Değirmenci, bu durumun, yeni mezun olan ve atanamayan 350 bin öğretmen adayının da geleceğini etkilediğini belirtti. Geçtiğimiz dönem Akdeniz Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünden mezun olan Ahmet Bircan Sözeri ise atanamayan öğretmenler ile ilgili şunları belirtti: Ülkemizde her yıl sınırlı sayıda öğretmen ataması yapılmaktadır. Bu atamalar genellikle Eylül ayında yapılıyor ve Şubat ayında destekleniyor. Bu yıl yaklaşık 40 bin öğretmen ataması yapıldı. Ama bu atamalar, geride kalan 300 bin öğretmenin yarasına ne yazık ki merhem olamadı. Ben de ataması yapılmayan 300 bin öğretmenden sadece biriyim. Kuş uçmaz kervan geçmez, doğunun en ücra köşelerine kadar eğitim götürmeye hazır bir sınıf öğretmeniyim. Bizlere ve ailelerimize yaklaşan 24 Kasım Öğretmenler Gününde verilecek en güzel hediye şüphesiz ki atama müjdesi olacaktır.
Haber Merkezi