Eğitim-İş: Eğitim sistemi, deneme tahtası değildir

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni gündemine alan Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş), Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), eğitim-öğretim yılı devam ederken öğretmenleri müfredata ilişkin toplu eğitime aldığını belirtti. Derslerin aksadığını söyleyen Eğitim-İş, plansız ve programsız bir sürecin eğitim sistemine dayatıldığını vurguladı.

“MEB’in müfredat dayatması ve plansızlığı eğitim hakkını gasp ediyor!” başlıklı yazılı açıklamada, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2024-2025 eğitim-öğretim yılında hiçbir bilimsel temele dayanmadan hayata geçirdiği ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’, eğitim sistemimizi daha da kaotik hale getirmektedir. Daha önce defalarca dile getirdiğimiz gibi bu müfredat, laik ve bilimsel eğitimden uzak, öğrencileri eleştirel düşünceden koparan, dogmatik bir yaklaşımı benimseyen ve çağın gereklerinden uzak bir eğitim anlayışını dayatmaktadır” eleştirisi yapıldı.

PLANSIZ VE PROGRAMSIZ BİR SÜREÇ

Açıklamanın devamında, “Müfredat değişiklikleri eğitimde köklü dönüşümler gerektirir ve bilimsel yöntemlerle, geniş katılımla hazırlanmalıdır. Ancak müfredat değişikliğinin hazırlanma usulü başta olmak üzere yaşanan bütün süreç ‘eğitimin anayasa belgesi’ olarak değerlendirilmesi gereken bir çalışmayı en baştan ‘ölü doğmaya’ sevk etmiştir. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli adı verilen program değişikliğinde ne bir ihtiyaç analizi ne de bir pilot uygulama yapılmış; eğitimcilerin, sendikaların ve uzmanların görüşleri tamamen yok sayılmıştır. Bunun sonucu olarak, Bakanlık şimdi de eğitim-öğretim yılı devam ederken öğretmenleri müfredata ilişkin toplu eğitime alarak dersleri aksatacak plansız ve programsız bir süreci eğitim sistemimize dayatmaktadır” sözlerine dikkat çekildi.

İDEOLOJİK BİR DAYATMA

Son olarak ise, “Eğitim-öğretim yılı içerisinde öğretmenlerin derste olmaları gereken saatlerde gönüllülük esasına dayanmayan program eğitimleri, okullarda eğitimin sağlıklı ve güvenli bir şekilde yapılmasını zorlaştırmakta, nöbetçi öğretmenlerin iş yükünü artırmakta ve en önemlisi öğrencilerimizin eğitim hakkını engellemektedir. Eğitim emekçilerinin en doğal hakkı olan sendikal mücadelelerinde ‘1 günlük iş bırakma eylemi’ hakkında öğrencilerin eğitim hakkı üzerinden demagoji yapan Bakanlık, kendi eliyle eğitim hakkını gasp etmektedir. Bu eğitimlerin temel amacının öğretmenlere müfredat değişikliğini anlatmaktan çok ideolojik bir dayatma olduğu açıktır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın plansızlığının ve ideolojik dayatmalarının öğrencilerimizin eğitim hakkının önüne geçmesine, öğretmen ve öğrencilerimizi denek olarak kullanmasına izin vermeyeceğiz. Eğitim sistemi, deneme tahtası değildir!” mesajı iletildi.

SULTAN GÜMÜŞ KAYA