- Gündem
- 10.05.2025 18:44
Dünya Anadili Gününde yaptığı açıklamada Eğitim Sen, “Bir taraftan anadilinde eğitim hakkına yasak getirip, diğer taraftan eğitim hakkının karşılandığını iddia etmek sadece gerçekleri çarpıtmak anlamına gelmektedir” dedi
SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), 21 Şubat Dünya Anadili Gününde yaptığı açıklamada, anadilinde eğitim alabilen çocukların okuma, yazma, düşünme ve ifade becerilerinde olumlu gelişmeler kaydettiğini belirtti.
Yapılan yazılı açıklama şöyle: “Anadilinde eğitim alamamak, bir yandan akademik becerileri ve başarıyı çocuğun yaşına ve gelişim dönemine uygun düzeyde yakalamasını güçleştirirken, özellikle ergenlik döneminde sadece dil ve ifade becerilerinde değil, duygusal ve sosyal gelişim süreçlerinde de olumsuz yansımalar yaratmaktadır. Eğitim bilimi açısından bakılacak olursa bir bireyin anadilini okul yaşamına katmamak, çocukların sağlıklı düşünmesinin ve yetişmesinin okul dışında bırakılması ve okul çağına kadar yaşadıkları, yaptıkları dilsel faaliyetin yok sayılması demektir. Kuşkusuz bu durumun birçok olumsuz sonucu vardır. Her şeyden önce anadili eğitiminin engellenmesi ve çocukların, onlar için çok yeni olan bir dilde eğitime zorlanması, çocukları çok gerilerde bıraktıkları bir yerden yeniden başlamaya mahkûm etmek anlamına gelmektedir.”
BU KOŞULLAR SAĞLANMADIĞINDA…
“Eğitim hakkının yaşama geçirilmesinin en temel koşullarından biri kamu tarafından yürütülmesi ise en az onun kadar önemli bir diğer koşul da içeriğinin demokratik, bilimsel ve laik olması, farklı dil ve kültürlerin özgürce gelişmesini sağlamayı hedeflemesidir” denilen açıklamada, “Bu koşullar sağlanmadığında eğitimin, o anki mevcut siyasal yapıyı yeniden üreten, bu haliyle eğitimin bireyler için temel hak olmaktan çıkıp, yapılması zorunlu bir görev haline gelmesi kaçınılmazdır. Eğitim hakkı, gerçek anlamda diğer hakların da güçlü biçimde yaşam bulması sağlandığında gerçek anlamını kazanmaktadır. Dolayısıyla eğitim biliminin temel ilkeleri ve uluslararası sözleşmeler yok sayılarak bir taraftan anadilinde eğitim hakkına yasak getirip, diğer taraftan eğitim hakkının karşılandığını iddia etmek sadece gerçekleri çarpıtmak anlamına gelmektedir” bilgisi paylaşıldı.
BÜTÜN ENGELLER KALDIRILMALI!
Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi: “21 Şubat Dünya Anadili Günü, ülkemizde özellikle anadili Türkçeden farklı olan Kürtçe, Arapça, Lazca, Hemşince, Çerkezce vb. gibi milyonlarca çocuğun kendi anadillerinden koparıldığı bir ortamda kutlanmaktadır. Anadilinin kullanımının engellenmesi toplumun bireylerini değişik boyutta etkilese de tartışmasız en fazla çevresi ile iletişimini anadili ile sağlayan çocukları etkilemektedir. Gerek dil bilimi, gerekse eğitim bilimleri açısından anadilin önemi ve gerekliliğinin yanı sıra anadilin pedagojik ve insanı boyutunun sürekli geri plana itilmesinin en acı sonuçlarını çocuklarımız yaşamakta, anadili resmi dilden farklı olan çocukların öğrenme becerilerinde iki yıl geri kaldığı görülmektedir. 21 Şubat Dünya Anadili Günü'nde milyonlarca çocuk kendi anadilini kullanamadığı, anadilinde eğitim göremediği için başta eğitim süreçleri olmak üzere, toplumsal yaşamın bütün alanlarında mağduriyet yaşamaktadır. Kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim anlayışının ayrılmaz bir parçası olan farklı anadilleri üzerindeki sınırlamalara son verilmeli, her bireyin kendi anadilini öğrenmesi ve bu dilde eğitim almasının önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.”