Eğitime adanmış bir ömür

Devrimci ve mülteci bir annenin yaşam mücadelesini ele aldığı belgeseli ile adından söz ettiren yönetmen Can Adiloğlu, bu kez çok farklı bir belgesel ile karşımızda. Adiloğlu, Doç. Peyman Eren’in yaşamını kamerasına yansıttı


  • Oluşturulma Tarihi : 18.03.2018 10:14
  • Güncelleme Tarihi : 18.03.2018 10:14
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Eğitime adanmış bir ömür

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL RÖPORTAJ

Can Adiloğlu, genç yaşında yönetmenliğe adım atan ve gerçek yaşamları gözler önüne seren bir kişi. ‘Montajı var ancak kurgusu yok’ diyebiliriz. Çünkü kendisi hayali senaryolar üretmiyor tam olarak yaşamdan / bizden kesitler sunuyor. Öyle ki Suriye Devrimi’ne katılmış Halepli Fatma Tatari’nin yaşam mücadelesini ele alan bir belgesel çekerek kendini kanıtlamıştı. Ve gazete olarak biz onun bu çalışmasına da yer vermiştik. Adiloğlu şimdi ise, Türkiye’de kız eğitimine ömrünü adamış Doç. Peyman Eren’in mücadelesini siz seyircilere aktarıyor. Herkesin kendinden veyahut bir yakınından, yolda tanışıp hikayesine dokunduğu bir kişiden bir şeyler bulacağı bu belgeseli yakın zamanda Youtube üzerinden izleyebilirsiniz. Şimdi gelin yönetmen Can Adiloğlu ile belgesele yönelik yaptığımız o keyifli röportajımızı okuyalım…

Çekimin türü ve konusu nedir?

Doç. Peyman Eren, Türkiye’de kız eğitimine ömrünü adamış, Türkiye’nin her köşesinde görevlerde bulunmuş, sonrasında Milli Eğitim Bakanlığında Kız Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü yapmış bir öğretmen. Gerçekleştirdiği başarılı uygulamalar nedeniyle Türkiye’nin yakın geçmişinde eğitim alanında önemli görevler üstlenen Peyman Hanım, bugün 80 yaşında ve emekli. Yaptığımız film, Peyman Hanım’ın hayatı ve tecrübeleri üzerinden Türkiye’deki Kız Teknik Eğitiminin dünü ve bugününü ortaya koymayı amaçlayan bir belgeseldir.

Peyman Hanım’ın yaşamını biraz daha açar mısınız?

Öğretmenlik kariyerine başlamasıyla Anadolu’ya atanan Peyman Hanım’ın annesi, genç yaştaki kızını geri kalmış illere göndermek istemez. Annesiyle büyük bir çatışma yaşayan Peyman Hanım, kararlı duruşuyla ailesini de ikna eder ve aldığı eğitimini Türkiye’nin her köşesine aktarmak idealiyle çalışma hayatına başlar. Uzun yıllar yaptığı öğretmenlik ardından Milli Eğitimdeki görevlerini sürdürmüş, kız teknik eğitimi için her türlü fedakârlık ve kararlılıkla mücadele etmiştir. Görevi gereği Türkiye’nin dört bir yanına gitmiş, gerektiğinde terör bölgelerini ziyaret etmiştir. Peyman Hanım çalışkanlığı ve başarıları nedeniyle farklı hükumetler dönemlerinde görevini hep sürdürmüş, Türkiye’nin yakın geçmişine damga vuran önemli politikacılar, bürokratlar ve işadamlarıyla çalışmalarda bulunmuştur. Adeta tırnağıyla kazıyarak, gerektiğinde bizzat sponsorlar bularak çok başarılı okullar kurmuş, kız teknik öğrencileri sanayiyle bir araya getirmiştir. Fransa’da devlet bursuyla eğitim almış, Hollanda Büyükelçiliğimizde Eğitim Müşavirliği yapmıştır. Belgesel için yaptığımız röportajda da farklı dönem Milli Eğitim Bakanlarıyla, Kenan Evren’le, Sakıp Sabancı’yla ve daha birçok önemli şahısla yaşadığı hatıraları, keyifli anekdotları anlatmaktadır.

Belgeselin çekim ekibinde kimler var?

Bu belgeseli arkadaşım Işıl Muslu ile birlikte çekiyoruz. Konuyu bulan ve Peyman Hanım’a ulaşan Işıl’ın önerisiyle Peyman Hanımla röportaj ağırlıklı çekimlerde bulunduk. Belgesel, şu anda yapım aşamasında. Röportaj çekimleri henüz yapıldı. Kısa bir süre içerisinde kurgusu yapılacak. Teknik anlamda çekimleri ve kurguyu bizzat ben yapıyorum.

Belgeseli yaptığınız süreçte yaşadığınız zorluklar nelerdi?

Genelde bir belgesel çekiminin en zor yanı, çekimler haricinde doküman ve arşiv çalışmalarında oluyor. Peyman Hanım’ın anlattıkları da Türkiye’nin yakın geçmişinde farklı siyasi dönemlere rastlayan, bu dönemlere özgü konuları ortaya koyan hatıralar ve deneyimleri içeriyor. Bunların araştırılması, incelenmesi ve belgesele yansıtılabilmesi, gerçekten emek ve zaman isteyen bir süreç.

Ancak Peyman Hanım, önemli bütün evraklarını saklamış. Röportajda anlattığı konulara ait fotoğraflar, raporlar, belgeler ve gazete kupürlerini bizimle paylaştı. Bu bize büyük kolaylık sağladı.

Çekim sonrasındaki bu süreçte, bizim de bu evrakları dikkatlice inceleyerek röportajda anlatılanlarla araştırmalarımızı, film düzeni içerisinde bir araya getirmemiz gerekiyor.

Belgesel ne zaman yayınlanacak?

Belgeselin çekimleri bitti. Şimdi montajına başlanılacak. Bu süreç içerisinde montaja girdi sağlayan araştırmaların yapılması gerekiyor. Hedef, nisan ayı içerisinde belgeseli tamamlamak ve yayınlamak. Bunun için bizi yoğun bir uğraş bekliyor.

Heyecanınızı / duygularınızı dile getirir misiniz?

Kız eğitimi, Türkiye’nin önemli bir sosyal sorununa cevap olması açısından son derece önemli bir konu. Ülkemizdeki uygulamalara bakıldığında, aslında bu sorunun önemli ölçüde çözülmesi için oldukça emek harcanmış. Buna rağmen, çok önemli adımlar ve büyük çalışmalar, çoğu zaman siyasi nedenlerle geri gitmiş, terk edilmiş. Peyman Hanım’ın anlattıkları da bu yapılanlardan bazılarını ortaya koyuyor. Büyük zorluklar altında neler başarıldığı, neler gerçekleştirildiği ortaya konuyor. Bütün bunları dinledikten sonra ‘acaba bunlar sürdürülseydi ve ülke geneline yayılmış olsaydı, bugün yaşadığımız sorunları yine de yaşar mıydık?’ diye sormadan edemiyor insan. Peyman Hanım’ın kız eğitimine adadığı ömrünü, inandıkları uğruna sarf ettiği mücadeleyi dinlemek gerçekten heyecan vericiydi. Yeri geldiği zaman inandıkları için bakanlara dahi karşı gelişlerini duymak, korkusuzca sorunların üzerine gidişlerini dinlemek bizim için röportaj sürecini çok keyifli kıldı. Umuyorum ki biz de bu röportajın bu duygularını ve heyecanını aynı şekilde belgesele yansıtabilelim.

Diğer çalışmalarınıza kıyasla bu belgeselin farkı nedir?

Bu belgesel, Türkiye’de eğitim sisteminin ilerlemesi ve gerilemesini, dününü ve bugününü, olanları ve olması gerekenleri sürecin en içinde yer almış, önemli görevler üstlenmiş bir öğretmenin gözünden ortaya koyuyor. Filmin özellikle Türkiye’nin eğitim sistemine, kız eğitimine ve kadın haklarına ilgi duyanlar açısından ilgi çekici olabileceğini düşünüyorum. Şu anda Peyman Eren belgeseli haricinde, farklı birkaç belgesel üzerinde daha çalışıyorum. Bunlardan bir tanesi, Ankara’da Metastatik Meme Kanseri Derneği ile birlikte yürüttüğüm Metamazon - Metastatik Meme Kanseri Belgeseli. Metastatik, yani 4.Evre meme kanserine yakalanan, ancak mücadeleyi bırakmayan, hayata sıkı sıkı bağlı, hatta hayatı sağlıklı şahıslardan daha dolu yaşayan kadınların hikâyesini anlatıyor. Diğer çalışmalarım arasında mültecilerle yürüttüğüm, onların yaşadıkları farklı hikâyeleri ve zorlukları anlatan belgeseller var. Ayrıca çekimleri süren, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı süresince savaşmış bir aile büyüğümüzle ilgili bir belgeselim var. Henüz çekimlerine başlamadığım, çekim öncesi hazırlık aşamasında olan farklı konular da var. Bunlardan birisinin ön hazırlıkları için de şimdi İzmir’deyim.

Haber Merkezi