- Gündem
- 21.04.2025 00:51
İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi İnşaat Mühendisi Levent Bendeş, emsal artışı kararını eleştirerek, “Sektörde müteahhitler için can sıkıcı bir döneme girildi. Uyarıyorum, yarın çok ciddi sorunlarla karşılaşabiliriz” dedi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Üyesi İnşaat Mühendisi Levent Bendeş, İZTO meclis toplantısında İzmir Büyükşehir Belediyesi meclisinden geçen ve İzmir depremi sonrası Bayraklı’da ağır ve orta hasarlı olarak tespit edilen binalar ile 1998 yılındaki yönetmelik öncesi ruhsat alan veya 6306 sayılı yasayla riskli kabul edilen yapıların dönüşümü için parsel bazında başvuru yapılması halinde yüzde 20, ada bazında başvuru yapılması halinde yüzde 30 emsal artışı hakkı tanıyan kararı eleştirdi.
VATANDAŞ DAVA AÇABİLİR
Bendeş, bir inşaat mühendisi olarak, emsal artışı kararının neresinde durması gerektiğini bir türlü ayarlayamadığını ifade ederek, “Bunu bir an kabul ettiğimizi düşünelim ama sorunlar var. Yüzde 20, yüzde 30 emsal artışını verdiniz, bu emsal artışı çok güzel bir şey değil. Haydi, arkadaşlar binamızı yıkalım, yeniden yapalım dediğiniz süreçte karşımıza çıkan sorun ne oluyor biliyor musunuz? Bir binayı yıkacaksınız, bir binayı yıktıktan sonra ruhsat alacaksınız. Bunun bir de yasal kısmı var, dava açacaklar var. Dava açacakları da sakın Odalar falan sanmayın. Yan tarafta ben neden bu hakkı almadım diyen vatandaş dahi dava açabilir. Dolayısıyla, siz binanızı yıktığınız anda dava açılır, yürütmeyi durdurma kararı alınır ve meclis kararı iptal edilirse, yıktığınız bina ile kalacaksınız. Nasıl tedbir almalısınız? Açıkçası hakikaten bilmiyoruz. Süreç biraz muammalı bir süreç, biraz sıkıntılı. Dolayısıyla bana onlarca yapısı olan insan geliyor, çeşitli şekillerde danışmanlıklarını yapıyoruz, fikir vermeye çalışıyoruz. Ama süreç bu aşamadayken gerçekten enteresan bir şekilde, benim hiç beklemediğim bir anda yüzde 20, yüzde 30 emsal artışının gelmesi beni çok şaşırttı ve endişelendirdi. Bu işin siyasallaşması bir yana alınan kararlar doğru gibi görünüyor birileri için. Ama bunun yasal kısmını hiç kimse düşünmüyor. Açılan davalarla yürütmeyi durdurma kararı olursa ve meclis kararı iptal edilirse o sırada siz binanızı yıkmış olursanız, o zaman ne olacak? O zaman bu sorunun cevabını nasıl bulabileceğiz, hep beraber düşünmemiz lazım. Benim önerim bu süreci iyi takip etmek, doğru kararlar vermek. İki kat ilave aldık, çok güzel müteahhide o iki katı ilave verdik, üzerine biraz da para verdik kurtardık demeyin. Bu süreci iyi değerlendirin. Bu süreci iyi analiz edin. Riskli bir süreç, Aldığınız kararlar size bir risk de getirebilir, sıkıntı da getirebilir ama K bölgesi ile ilgili bir karar aldınız, kat ilavesiyle ilgilenmiyorum dediniz. K bölgesi nispeten daha doğru ve aslında adaletli bir durum gibi gözüküyor. O yüzden kat artışıyla ilgilenmiyorsanız, yeniden yıkıp yapmak konusu söz konusu olmaz” diye konuştu.
CİDDİ SORUNLARLA KARŞILAŞABİLİRİZ
Sektörde müteahhitler için can sıkıcı bir döneme girildiğinin altını çizen Bendeş, “Bu ara şunlar yapılmaya başlandı. Binalarda oturanlar, binalarının beton testlerini yaptırıyorlar. Demirlerin röntgeni çekiliyor. Çıkan sonuç genelde olumsuz. C16 çıkması gereken bir beton, G10 çıkıyor, G8 çıkıyor, G6 çıkıyor. Ya yıkılması ya güçlendirilmesi gerekir, genelde yıkım kararı veriliyor. Vatandaş, binayı 20 yıl önce kim yapmıştı diye araştırıyor, o müteahhide ‘Tazmin et benim için, bana ayıplı mal sattın’ diyor. Şimdi süreç buraya doğru gidiyor. Vatandaş, kendi içinde de bu kavgayı yapmaya başlıyor. Dolayısıyla uyarıyorum, yarın çok ciddi sorunlarla karşılaşabiliriz. Bu konuyu acilen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görüşmemiz lazım. Birçok müteahhidin başı dertte. Benim bir arkadaşım, 8 aydır basit bir nedenden dolayı hapiste yatıyor. Yaptığı projedeki küçük bir hatadan dolayı. Aynı hatayı ben de yapmış olabilirim. Ben de yarın bir binadan dolayı tutuklanabilirim, hapse atılabilirim. Çok ciddi bir süreç var. Yarın daha da uyanacak bu vatandaşlar, daha da sıkıntıya sokacaklar. Artık böyle bir kavgaya girişildi çünkü. Bunları karşılamaya sermaye de yetmez. O yüzden aslında bir yerde bıçak gibi kestirip atmak lazım” dedi.
RİSKİ MİNİMUM GÖRÜYORUM
İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener de Levent Bendeş’in ilettiği sorun ile ilgili olarak konunun hassas bir konu olduğunu belirterek, “Emsal artışı konusunda uyarıları için teşekkür ediyorum ama bu artışın elzem olduğu konusunda da fikrimi sizinle paylaşmak istiyorum. Aslında kentsel dönüşüm konusunu Odamızı ziyaret eden bakanlarımıza arz etmiştik. Deprem mağdurları da beni ziyarete geldi ve hakikaten onları dinledikten sonra da bu kararın doğruluğu konusunda benim hiçbir tereddüdüm kalmadı. İş hayatının her kesiminde yasal süreçler oldu mu bir risk oluyor. Bu da çok doğal. O riski nasıl ne şekilde alınacak neticede inşaatı yapanla inşaatı verecek olan mal sahipleri arasında anlaşmaya bağlı. Burada böyle hukuki bir risk var diye böyle bir artışın olmaması da savunmamız doğru olmaz. Bu tip davalarda genellikle baktığınız zaman dava çok uzun sürse de ilk başta bir yürütmeyi durdurma kararı verilmediği takdirde de ben açıkçası inşaatların yapılmasında çok büyük bir risk görmüyorum. O kararda mahkemeye başvurduktan sonra maksimum altı ay içinde verilmiş oluyor. Dolayısıyla orada riski minimum görüyorum” diye cevap verdi.