En çok hak ihlali Geri Gönderme Merkezlerinde

Dünya Mülteciler Günü özelinde bir açıklama yapan İHD, en çok hak ihlallerinin yaşandığı yer olarak Geri Gönderme Merkezilerini işaret etti: “Mülteciler bir pazarlık konusu olamaz”


  • Oluşturulma Tarihi : 21.06.2021 10:27
  • Güncelleme Tarihi : 21.06.2021 10:27
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
En çok hak ihlali Geri Gönderme Merkezlerinde haberinin görseli
En çok hak ihlali Geri Gönderme Merkezlerinde haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ

İnsan Hakları Derneği (İHD), Dünya Mülteciler Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, en önemli hak ihlallerinin yaşandığı ve kurumlarına başvuru yapılan mekanların başında Geri Gönderme Merkezleri'nin geldiğini belirtti.

Açıklama özetle şöyle: “2020 yılı içinde Geri Gönderme Merkezleri içerisinde yaşanmış olan hak ihlallerine dair yapılan başvurularda; şiddet, darp, hakaret, bulundukları odalardan telefon veya avukat görüşü dışında çıkarılmama, intihar vakası vb. hususlar dile getirilmiştir. GGM'lerde çocuklarıyla birlikte kalan kadınlar için bu sorunlar daha da derinleşmekte ve ihlaller çeşitlenmektedir.”

DIŞLAYICI SÖYLEMLER VE POLİTİKALAR…

“Çocuklar eğitim, sosyal yaşamdan uzak bir çeşit hapislik durumuna maruz kalmaktadırlar” ifadelerinin yer aldığı açıklama şöyle devam ediyor: “Yine hapishanede kalan yabancı uyruklu mahpuslar kitap, mektup, sosyal aktivite imkanlarından mahrum kalmakta, dil engeli nedeniyle iletişim kuramamakta, şiddet görmekte ve adil yargılanma imkanlarına ulaşamamaktadırlar. Yine kurumuza deport edilme tehlikesi ile karşı karşıya kalan mülteciler de başvuru yapmaktadırlar. Mültecilerin yaşamış oldukları hak ihlallerini tetikleyen en önemli unsurlardan biri de ırkçı-nefret içerikli söylemler ve dışlayıcı politikalardır. Özellikle politikacıların bu dili bir araç olarak kullanarak siyasi rant üretmeye çalışması ayrı bir sorundur ve siyasi partiler bunun önüne geçmek için hak odaklı politika geliştirmemektedir.”

PAZARLIK UNSURU YAPILIYORLAR!

Açıklama da şunlara da yer verildi: “Mülteciler konusu, iktidar tarafından da Avrupa Ülkeleri ile yapılan görüşmelerde bir pazarlık unsuru olarak ortaya sürülmektedir. Mülteciliğin bir neden değil, sonuç olduğu unutulmamalıdır. Zorunlu nedenlerden kaynaklı olarak göç etmek zorunda kalmış olmaları, insanın doğuştan gelen haklarından mahrum olacakları anlamına gelemez ve mülteciler bir pazarlık konusu olamaz. Mültecilerin tüm haklarının korunması ve vatandaşlık bağı ile bağlı herkesle eşit haklara erişimlerinin sağlanması devletlerin sorumluluğundadır.”