- Gündem
- 10.05.2025 22:13
‘Geleceğimiz Güneşimiz’ seminerinde konuşan EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, “Türkiye’de enerjiye yatırım yapan kaybetmez. Güneş paneli eken, rüzgar türbini diken asla pişman olmaz” dedi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
‘Karbon emisyonlarını azaltmak istiyorsak, enerji sektöründeki sera gazı salınımlarını azaltmalıyız ve yenilebilir enerji kaynaklarından enerji üretimine yönelmemiz gerekiyor’ diyen Ege İhracatçı Birlikleri, Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstri Derneği ile birlikte çevrimiçi “Geleceğimiz Güneşimiz” seminerini düzenledi. Seminerin açılışında Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Başkanı Halil Demirdağ, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz ve T.B.M.M. San. Tic. Enerji, Tabii K., Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız konuşmacı olarak katıldı.
ENERJİNİN OLMASI YETMİYOR
Seminerin açılışında konuşan Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği Başkanı Halil Demirdağ, Mini YEKA projeleri Türkiye’de yeşil enerji pahalıdır imajını yerle bir ettiğini belirterek, “Herkes bu fiyata bu iş yapılabilir mi diye soruyor ve evet bu fiyata bu iş yapılabiliyor. Ülkemizde bu iş sektör haline geldi. Dünyada oluşan ticari rekabette bizlere gösterdi ki enerjinin olması tek başına yetmiyor. O enerjinin aynı zamanda yeşil olması da gerekiyor. Dünyada artan elektrikli araç trentlerinde enerji ihtiyacı 3 katına çıkacak. Ve bu enerji ihtiyacının da büyük kısmı yeşil enerjiden sağlanacak. Artık dünyada sürdürülebilirlik içermeyen şirketlerden hiçbir şirket mal almayacaktır” dedi.
FOSİL YAKITLARA BAĞLIYIZ
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi de dünyanın enerji ihtiyacını sürdürülebilir bir şekilde karşılamanın 21. yüzyılda insanlığın karşılaştığı en büyük zorluklardan birisi olduğuna değinerek, “Yüzde 85’i fosil yakıtlara dayalı olan küresel enerji sistemi, iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının yüzde 70’inden fazlasından sorumludur. Sanayi sektörünün elektrik tüketiminde yüzde 45 gibi bir oranla birinci sırada yer aldığına dikkat çekmek isterim. Kömür, sıvı yakıt ve doğalgazdan üretilen elektrik, toplam üretimimizin yüzde 56’sına tekabül ediyor. Yenilenebilir enerji ve atıklardan elde edilen elektrik üretimimiz geçen on yılda on kattan fazla artış göstermiş. Ama buna rağmen, toplam elektrik üretimimizdeki payı yüzde 17 seviyelerinde. Ne yazık ki, hala elektrik üretimimiz önemli derecede fosil yakıtlara bağlı. Kısacası, iklim değişikliği ile mücadelede ise en büyük pay biz sanayicilere düşüyor. Bu konuda Paris Anlaşması gibi çok önemli adımlar atıldı. Paris Anlaşmasıyla hedeflenen iklim değişikliği tehlikesine karşı küresel sosyo ekonomik dayanıklılığın güçlendirilmesidir. Uzun dönemli hedeflenen ise sanayileşme öncesi döneme kıyasla küresel sıcaklık artışının 2 santigrat derecenin olabildiğince altında tutulmasıdır. Bu hedef petrol, kömür gibi fosil yakıt kullanımının azaltılarak, yenilenebilir enerjiye yönelmeyi özendirmektedir. Avrupa Yeşil Mutabakatı da, ihracatçıların üretim şekillerini değiştirerek sürdürülebilirlik kavramının en önemli gündemleri olmasını sağlamıştır. EİB olarak bizim diğer gündemimiz ise, Yenilenebilir Enerji Ekipmanları İhracatçıları Birliği’nin kurulması. Bu yönde değerlendirmelerimiz devam etmektedir” ifadelerini kullandı.
BİR NUMARALI TERCİH OLACAĞIZ
Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle, Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak, sağlıklı bir kalkınma modelinin ancak ve ancak kaynakların sürdürülebilir kullanılmasıyla sağlanacağına inandıklarına değinerek şunları kaydetti: “Kalkınma yolunda, var olan kaynakları yönetmek bir mesele; fakat alternatif enerji olarak adlandırılan, yenilenebilir enerji kaynaklarını verimli bir şekilde kullanmak başka bir mesele. Hibrit bir şekilde hem kaynak verimliliğini sağlayıp, hem de yenilenebilir enerji yatırımlarını tamamlayan ülkeler, yakın gelecekte diğerlerinden pozitif ayrışacak. Hedeflerimiz arasında, her alanda yenilenebilir enerji kaynaklarına odaklanmak da bulunuyor. Bu kapsamda, Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Sistemi için sertifikasyon süreçlerini uluslararası geçerliliği olacak şekilde teşvik etmeyi planlıyoruz. Ayrıca, Döngüsel Ekonomi Eylem Planı ve Avrupa Yeşil Mutabakatı odağındaki AB fonlarından ihracatçılarımızın daha fazla yararlanmasına katkı sağlayacağız. İnşallah, çalışmalarımızın sonucunda, yeşil büyümeye ve yeşil geleceğe odaklanmış bir Türkiye olarak, dünyayı tüketmeden, dünya için üreten bir ülke olarak, sürdürülebilir kalkınma modeliyle ihracatla yükselerek; çevreye değer veren herkesin bir numaralı tercihi haline geleceğiz.”
GÜNEŞ, SEKTÖRÜN D VİTAMİNİ
T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanı Mustafa Yılmaz da pandeminin ülkemizdeki etkilerinin azaldığını ve aşılamanın hızlandığına dikkat çekerek şunları dile getirdi: “Bundan sonra daha fazla konuşup daha fazla istişare edeceğiz. Yüzümüzü güneşe döndük ve güneş enerjisi sektörü, sektörümüzün d vitamini olarak görüyoruz. Bugün güneşte Avrupa’da ve dünyada 10 bin megavatları zorluyoruz. Yenilenebilir enerji kaynak garanti sistemi üzerine çalışıyoruz. Haziran’da hava sıcaklığı yüksek değildi ama sektörümüzün enerjisi yüksekti. Pandeminin etkisinin azalması ile enerji sektörünün çok daha hızlı koşması gerekecek. El birliği ile hızlı ve doğru adımlar atamazsak ekonomi için önemli bir fırsatı kaçırmış oluruz. Yurt çapında güneş seferberliği başlatmalıyız. Bütün vatandaşlarımız bu seferberliğin parçası olsun. İnşallah dinamik bir kurum olarak tüm sektörün problemlerini çözme noktasında 7/24 hazırız. Türkiye’de enerjiye yatırım yapan kaybetmez. Özetle güneşe yatırım yapmanın tam zamanıdır. Güneş paneli eken, rüzgar türbini diken asla pişman olmaz.”
DÜNYA BİR DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE
T.B.M.M. San. Tic. Enerji, Tabii K., Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız ise EPDK başkanının çağrısını anlamlı bulduğunu ve yatırımcıların da bu çağrılara uyacağını belirterek, “Enerjinin olmazsa olmazı yenilenebilir kaynaklardan üretilmesidir. Dünya bir dönüşüm sürecinde ve şans hazır olanlara gülüyor. İhracat ve büyüme hedeflerine yaklaşabilmek için yeni yatırımlara ihtiyacımız var. Pandemide küresel tedarik zincirinde kırılmalar yaşandı. Bu yüzden yeşil dönüşüme en hızlı adapte olan ülke olabilirsek o kadar çok yeni yatırım kazanacağız. Ve etrafımızdaki coğrafyanın tedarik ve üretim merkezi olacağız. Türkiye’nin geleceğine ve güneşine inanıyoruz” dedi.