Engelli bakım merkezlerinde çile bitmiyor

Engelli bakım merkezlerinde yaşanan ihmallere ve yetersizliğe tepki gösteren KEDİ Otizm Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, “Bakımevlerindeki koşulların insan haklarına yakışır bir düzeye getirilmesini istiyoruz” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 13.06.2025 08:58
  • Güncelleme Tarihi : 13.06.2025 08:58
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Engelli bakım merkezlerinde çile bitmiyor haberinin görseli

AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER/ Türkiye genelinde engelli bakım merkezlerindeki alan yetersizliği ve engellilere uygulanan kötü muamele sebebiyle birçok engelli birey ve ailesi çeşitli sıkıntılar yaşıyor. Özellikle İzmir, İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerde daha yoğun hissedilen bu eksiklik sebebiyle birçok kişi mağdur olurken, bu sorunların giderilmesi adına yetkililere yapılan tüm çağrılar yanıtsız kalıyor. Öte yandan yaşanan bu sorunun, gerekli düzenlemeler ve etkin denetimler yapılmaması halinde artarak devam edeceğine değinen 365 Gün Engelliyiz Platformu ve Kabul, Eşitlik, Dahil Olma, İstihdam Otizm Derneği (KEDİ Otizm) ise sorumluların cezalandırılması ve şartların iyileştirilmesi için bir kez daha yetkilere sesleniyor.

AHMETOĞLU: ÖNLEM ALINMAZSA…

Mevcut engelli bakım merkezi sorularına her geçen gün bir yenisi daha eklendiğini belirten KEDİ Otizm Derneği Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu, yetkililerin bu soruna kulak tıkamasının daha derin sorunlara yol açacağını vurgulayarak, “Bakım merkezileri konusunda gerekli önlemler alınmaz, düzenlemeler ve etkin denetimler yapılmazsa artarak devam edecek. Birleşmiş Milletler (BM) Engelli Hakları Sözleşmesi’nde şöyle bir madde var: ‘İmzacı devlet, engelli bireylerin azami bağımsızlıklarını, tam fiziksel, zihinsel, sosyal ve mesleki becerilerini elde etmelerini ve yaşamın her alanına tam katılımlarını sağlamak için akran desteği dahil uygun tedbirleri etkin bir şekilde almak, bu bakımdan özellikle sağlık, istihdam, eğitim ve sosyal hizmetler alanlarında kapsamlı rehabilitasyon ve rehabilitasyon hizmetleri sunmak, mevcut hizmetleri güçlendirmek ve genişletmekle yükümlüdür.’ Bizim bakım merkezlerimizde bugün yaşananlar özellikle bu maddenin uygulanmamasından kaynaklanıyor. Bütün bunları beceremedik, ama mevcut bakım merkezlerinin koşullarını insan haklarına yakışır bir düzeye getirilmesini istiyoruz. Şiddet ve ihmalle ölümler yaşanıyor. Bakım merkezlerindeki işkence, Niğde’deki davada artık gün yüzüne çıkmıştır” dedi. 

PERSONEL SIKINTILARI DÜZELTİLMELİ

Ülke genelinde yaşanan bu durumun düzelmesi adına gerek yerel gerekse merkezi yönetimler tarafından yapılabilecek düzenlemelere ve çalışmalara değinen Ahmetoğlu, “Personel alt yapısındaki sıkıntılar acilen düzeltilmeli. Yeterli sayıda ve kalifiye personel alınmalı ve mevcutlar sürekli eğitilmelidir. Ayrıca bakım merkezlerindeki güvenlik kameraları düzenli olarak denetim amaçlı kullanılmalı ve bu merkezlerin denetiminde sivil toplum örgütleri etkin olarak yer almalıdır” diye konuştu. 

BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN

Engelli hakları ve bakım merkezi şartları açısından ülkemizin diğer ülkeler ile kıyaslandığında ortaya olumsuz bir tablo çıktığını belirten Ahmetoğlu, “Bizim ülkemizdeki bakım merkezinden ziyade, yaşam merkezleri diye adlandırabileceğimiz yapılar var ancak diğer ülkelerde engelli bireyin kendisine ait bir odada kalabildiği, ortak alanları ve bireysel alanını kullanabildiği, bu kaldığı merkezden işe gidip gelebildiği örnekler biliyoruz. Ve bu örnekleri bilmek bizi daha da üzüyor, çünkü biliyoruz ki çocuklarımız için başka bir dünya mümkün” açıklamasında bulundu.

TÜREN: ENGELLİLER BİR YÜK OLARAK GÖRÜLÜYOR

Sorunun kaynağının toplumsal anlayışta olduğunu dile getiren 365 Gün Engelliyiz Platformu Üyesi Necmettin Türen ise “Sorunu gidermek için anayasadan başlayıp yönetmeliklere kadar incelenerek, bazı düzenlemeler yapılmalıdır. Ayrıca gerek yerel gerekse merkezi yönetim ve bakımevlerinin yöneticileri tarafından engelliler bir yük olarak görmemelidir. Çünkü zaten engelliler, tarihsel süreç içerisinde de kültür ve dini inançlar etkisiyle toplumlarda farklı davranışlara maruz kalmışlardır. Çoğu zaman aşağılanmış, hor görülmüş ve insan yerine koyulmamıştır. Özellikle bedensel engelliler (ortopedik, görme) toplum içinde yok sayılmışlardır ve varlıklarını sürdürebilmek için dilencilik yapmak zorunda bırakılmışlardır. Zihinsel engelliler ise bazı toplumlarda üstün güçleri olan kişiler olduğu düşünülerek saygı görmüşler, bazı toplumlarda ise lanetli, cadı olduğu sanısıyla yok edilmeye çalışılmıştır. Yani, engellileri, hemen her toplum işe yaramaz, yardıma muhtaç, acınası varlıklar olarak görmüşlerdir. Bu anlayış günümüze kadar gelmiş ve hala sürmektedir. Doğal olarak bu anlayışa sahip toplumlarda yetişen insanların da engellilere davranışları farklı olmuyor. Her ne kadar ‘Biz de engelli adayıyız’ deseler de toplumun yüzde 85’den fazlası engelli komşu istemiyor. Toplumun bakış açısını değiştirecek eğitim de verilmeyince bakim evleri sorunu karşımıza çıkıyor” diye konuştu. 

NE ALAN NE DE PERSONEL YETERLİ

Anayasa ve yönetmeliklerde engelliler için haklar verilmiş olsa da uygulamaların sorun oluşturduğunu söyleyen Türen, “Ülkemizde 179 bakımevi var. Ancak birçok bakım evinde bulundurulması gerek personel de ne yazık ki yok. Engeliler hasta bakıcı konumundaki personelin eline bırakılmışlardır ve bu kişilerin engelli türleri hakkında gerekli bilgileri olmadığından hepsine aynı davranıyorlar. Engellilerin hepsi aynı karşılığı veremiyor ve cezalandırılmaya gidiliyor. Cezanın dozu kaçınca da istenmeyen sonuçlar ortaya çıkıyor. O yüzden öncelikle şeffaf denetim olmalı, teknolojik aparatlarla bu denetimler desteklenmeli. Bu denetimlere ilgili STK’larda katılmalı. Bakımevlerinde kalan engelliler ticari bir meta değil, bir birey, bir insan olarak görülmeli. Çalışanlar özel eğitime tabi tutulmalıdır. Öte yandan kurumda bulundurulması gereken doktor, hemşire, psikolog gibi görevliler her an bakımevlerinde olmalıdır” dedi.