Engelli çocukları sahiplenmede İzmir birinci sırada

Gönül Elçileri Projesi Koordinatörü, İzmir Valisi Erol Ayyıldız’ın eşi Dilek Didem Ayyıldız, İzmir’in koruyucu aile sayısında Türkiye ikincisi, engelli çocukları sahiplenen aile sayısında ise Türkiye birincisi olduğunu söyledi

  • Oluşturulma Tarihi : 21.03.2019 07:07
  • Güncelleme Tarihi : 21.03.2019 07:07
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Engelli çocukları sahiplenmede İzmir birinci sırada haberinin görseli

BURCU YANAR
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen ve İzmir Valisi Erol Ayyıldız’ın eşi Dilek Didem Ayyıldız tarafından İzmir’de sürdürülen Gönül Elçileri Projesi çerçevesinde İzmir Gönü Elçileri Merkez Buluşması gerçekleştirildi. Buluşmaya; Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un eşi Rana Selçuk, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un eşi Pervin Ersoy, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ile kaymakam eşleri ve İzmir’in iş, sanat ve siyaset dünyasından birçok davetli ile gönül elçisi katıldı.



İZMİR KORUYUCU AİLE SAYISINDA TÜRKİYE İKİNCİSİ
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Ayyıldız, projenin yaklaşık 10 yıl önce Emine Erdoğan’ın himayesinde başlatıldığını vurgulayarak şunları söyledi: “Gönül Elçileri Projesi’nin kuruluş amacı koruma altındaki çocuklarımıza uygun koruyucu aileler bulmak ve onları sıcak bir aile ortamına kavuşturmaktı ama daha sonra işleyişin ne kadar güzel olduğunu, bununla ilgilenen insanların ne kadar büyük bir manevi haz ve mutluluk duyduğunu gördükçe her yıl minik minik adımlar atarak projemize yeni başlıklar ekledik. Biz gönül elçileri olarak merkezdeki projelerin ilimizde takipçiliğini yapıp, duyarlılığı arttırmaya çalışırken, ilimizin ihtiyaçlarına yönelik valilik olarak da projeler yaparak, çalışmalara devam ediyoruz. Koruyucu aile projemizde toplam 154 aile var. 154 ailenin yanında 400 çocuk kalıyor. 65 engelli çocuğumuzu koruyucu aile ile buluşturduk. İzmir’de devlet koruması altındaki 52 sevgi evinde 309 çocuk bulunuyor. İzmir, koruyucu aile sayısında Türkiye ikincisi, engelli çocuk aile sayısı olarak ise Türkiye birincisi.”



2019 HEDEFİ: ÇOCUK İŞÇİLİĞİYLE MÜCADELE
Ayyıldız, 18 yaşın altındaki çocukların evlilik yapmaları ve çocuk işçi olarak çalıştırılmalarıyla ilgili olarak da “Bu çocuklarımızın yapacakları en büyük iş, annelerine yardım etmek için tabaklarını mutfağa götürmek olmalıdır” diyerek, “Çocuk işçiliği konusunda 2019 yılında farkındalığı arttırarak buna neden olan faktörleri araştırıp, çözüme ulaştırmak konusunda faaliyetler göstereceğiz. 2019’daki ilk hedefimiz, çocuk işçiliğiyle mücadele” ifadelerine yer verdi. İzmir Gönül Elçileri olarak öğrenmenin hayat boyu devam edeceğine inandıklarını da sözlerine ekleyen Ayyıldız, halk eğitim kurslarına verdikleri önemin altını çizerek “Okuma yazma kurs ve kursiyer sayısında son üç yılda yüzde yüz artış sağlandı. Son on yılın rekorunu kırdık. Okuma yazma seferberliğine önem verdik. Okuma yazma bilmeyenlerin oranı ilimizde yüzde bir. Bu bizim için yeterli değil. Bu oranı daha da aşağı düşürmeyi amaçlıyoruz” dedi.
“AİLE HAYATI EN ÖNEMLİ ŞEYDİR”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un eşi Pervin Ersoy da konuşması sırasında İzmir Gönül Elçileri Projesi kapsamında koruyucu aile bölümünün çok dikkatini çektiğini söyleyerek, “Ortak yüksek kültürümüze sahip çıkıyoruz. Bizler Anadolu’da farklı mimari estetik anlayış ve inançlarla uyum içinde yaşadık. Dünyanın en eski medeniyeti arasında Türk kültürü yer alıyor. Aile hayatımız bizi birlik içinde tutan en önemli şeydir. Yoksulluk, kadın, çocuk, engelli ve yaşlılar ile kuşakların uyumu da sosyal yaşantımızda çok önemli bir yere sahip. Bu proje kapsamında sahip olduğumuz değerlerin günümüzde korunması ve gelecek nesillere ulaştırılması hedefleniyor” şeklinde konuştu. Koruyucu aileleri süper kahramanlar olarak nitelendirdiğini belirten Ersoy, aileleri tebrik etti.



 “ÇOCUKLARIN GİDERLERİNİ DEVLET KARŞILIYOR”
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, ise, “Gönüllülük kavramı ve farkındalığın geliştirilmesi, toplumsal kalkınmaya katkı sağlayacak gönüllü sayısının artırılması amacıyla gerçekleştirilen Gönül Elçileri Projesi’nin alt projesi olan koruyucu aile hizmeti, ilk olarak Ankara’da başlatılmıştı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca yürütülen tanıtım ve yaygınlaştırma amaçlı toplantılar sonucunda, koruyucu aile hizmeti kapsamındaki aile ve çocuk sayısında artış sağlandı. Bakanlığın, en az 5 bin çocuğun aile ortamında yaşamasına yönelik hedefi, koruyucu aile hizmetinden yararlanan aile sayısının 4 bin 223’e, çocuk sayısını ise 5 bin 140’a yükselmesiyle gerçekleşti. Koruyucu aile sayısında ilk sırada yer alan İstanbul’da 382 koruyucu aile bulunuyor. İstanbul’u, 310 koruyucu aile ile İzmir, 250 koruyucu aile ile de Ankara takip ediyor. Hizmet kapsamında koruyucu ailelere birçok imkan sağlanıyor. Koruyucu aile yanına yerleştirilen çocukların bakım, eğitim ve yetiştirilmelerine ilişkin harcamalarına karşılık talepte bulunan ailelere, çocuk başına net ödeme yapılıyor. Engelli çocuklar için ise aylık bakım ödemesi yüzde 50 oranında artırılarak uygulanıyor. Çocukların okul masrafları için her yıl eylül ayında üç kat aylık bakım ödemesi, ayrıca giyim masrafları için de her yıl nisan ve ekim aylarında iki kat aylık bakım ödemesi yapılıyor. Çocukların okul yemek ücretleri ve servis giderleri, kurs bedelleri de devlet tarafından karşılanıyor” açıklamalarında bulundu.



“MİRASI SÜRDÜRMELİYİZ”
Bir öğretmen ve anne olarak sosyal sorumluluğun önemine değinen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un eşi Rana Selçuk ise şöyle konuştu: “Bir dokunuşun kaç hayatı kurtardığına defalarca şahit oldum. Bu sosyal seferberliğin dokunduğu alanlara bakıyorum aile, tabiat, dezavantajlı gruplar. Önümüzdeki dönemlerde refakatsiz çocuklar ülkemizde sorun oluşturabilir. Bu çocuklara yönelik sağlıklı bir destek sunulmazsa ülke olarak biz zarar görürüz. Ne mutlu ki koruyucu aile çalışmalarında İzmir’in öncü il olduğunu memnuniyetle öğrendim. Tabiat zaman zaman hor kullanılıyor. Doğa da insanla hesaplaşıyor. Siz bu emanete yeniden sahip çıkmak için girişimde bulundunuz. Ülkemize yeni ağaçlar dikilerek, hem tabiata hem ekonomimize katkı sağlanıyor. Sosyal sorumluluk çalışmalarını sosyal zorunluluk olarak görmemeliyiz. Sosyal sorumluluk çalışmalarında en ufak bir çıkar düşünürsek işin ahlakına ters düşer. Bizim medeniyetimizden gelen muazzam mirası sürdürmeliyiz.”