Engelliler o kelimelerden değil hakaretten rahatsız!

Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu, engellilerin kendilerine ‘kör, sağır, topal’ denmesinden değil, insanların bunları hakaret amaçlı olarak kullanmasından rahatsız olduklarını belirtti

  • Oluşturulma Tarihi : 11.05.2020 21:34
  • Güncelleme Tarihi : 11.05.2020 21:34
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Engelliler o kelimelerden değil hakaretten rahatsız! haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Konserlerde, etkinliklerde, toplantılarda engelliler hep en öndedir. Siyasi partilerin seçim dönemlerinde odak noktası haline gelirler, sorunları masaya yatırılır ve sözler verilir. Belediye başkanları ‘engelli kardeşlerini’ anlayabilmek için tekerlekli sandalyeye oturur, gözlerini bağlar, kulaklarını tıkar. Ama bunların hiçbiri erişilebilirlik, eğitim, çalışma hayatı ve sağlık alanındaki sorunları çözmez. Türkiye nüfusunun yüzde 12’sini oluşturan engelli bireyler, hem yasaların uygulanmaması hem de toplumun duyarsızlığı nedeniyle pek çok alanda ötekileştirilmiş durumdalar. Her yıl 10-16 Mayıs Engelliler Haftası’nda verilen sözlere, vaatlere karşın engellilerin yaşama katılabilmeleri için yeterli adımlar atılmıyor. Bugünün, hak temelli bir savunuculuk günü olduğunu ve ‘kutlanacak’ bir şey olmadığını ifade eden Engelsiz Hayat Dayanışma Derneği Başkanı Adem Kuyumcu, engelli bireylerle iletişim konusunda yaşanan sorunlara dikkat çekti. Engellilerle ilgili toplumda yanlış bilinen yargılar olduğunu aktaran Kuyumcu, birçok engellinin kendisini ‘kör’ ya da ‘sağır’ olarak tanımlamaktan rahatsız olmadığını söyleyerek, “Kör, sağır, topal gibi ifadeleri kullanmak geçmişten geldiği için ayıp değildir. Ayıp olan bu ifadeleri hakaret içerikli olarak kullanmaktır” dedi.
KUTLAMA MESAJI YAYINLAMAYIN
Engelli bireylerle iletişim kurarken dikkat edilmesi gerekenleri sıralayan Kuyumcu, “Engelli olmak keyfi bir tercih değildir. Zorunlu bir yaşam durumudur. İnsan engelli olduğu için kutlanmaz. Bu nedenle engellilere özel günlerde yapacağınız konuşma, yazışma ve paylaşımlarda kutlamadan bahsetmek yanlış olur. Geçmiş olsun demeyiniz! Engellilik hastalık değildir geçmez, engellilik bir yaşam biçimidir. Engelliler de ayrıca hasta olup iyileşebilirler ancak engellilik iyileşecek bir durum değildir. Sözlü ve yazılı iletişimde engelliler ve sağlıklı kişiler şeklindeki tanımlamalar yanlıştır. Engelli bireyler ve engelli olmayan bireyler olarak ifade etmek doğrudur” ifadelerini kullandı.
HEPİMİZ ENGELLİ ADAYIYIZ DEMEYİN
Her insanın birbirinden farklı olduğunu ve engelli bireylere durumlarının nedeninin sorulmaması gerektiğin altını çizen Kuyumcu, şunları söyledi: “Tedaviden bahsetmeyin, çevrenizden örnekler vermeyiniz. Engellilerin bulunduğu ortamlarda engelli olmanın doğurduğu sorunlardan bahsetmeyiniz.  Engelli birey ve ailesi sizin uzmanlık alanınızdan faydalanmak için size başvurmuşsa sadece kendi uzmanlık alanınızda bilgileri aktarınız. Her insan farklıdır ve sizin yakınınıza iyi gelen başka bir kişiye zarar verebilir. Engellilik keyfi bir durum veya tercih değildir, zorunlu bir yaşam biçimidir. Bu nedenle engelliliğe aday olunmaz. Hepimiz engelli adayıyız ifadesi engelli olmayı korku unsuru olarak kullanmaktır. Engelleri kaldırmak için bir şeylerden korkmanıza gerek yok.”
ENGELLİ TAKLİDİ YAPMAYIN
Yöneticilerin engelli bireylerle ‘empati’ kurabilmek amacıyla yaptıkları bazı eylemlerin yanlış olduğunu vurgulayan Kuyumcu, “Devleti ve belediyeleri yönetenlerin empati diye tekerlekli sandalyeye oturması, gözlerini bantlaması gibi eylemlerde bulunması yanlıştır. Sorunların çözümünden sorumlu ve yetkili olarak çözüm için dezavantajlı insanların veya canlıların taklidini yapmanıza gerek yoktur. Kanunları uygulamak ve görevi doğru yapmak gerekir. Ayrıca bu taklidi yapanlarında deneyimledikleri alanlarda engelleri kaldırmadıklarını defalarca gördük. Bir engelli veya engelli derneği yöneticisi veya federasyon yöneticisi istese bile bu bir empati şekli olarak görülse bile yanlıştır, konunun ciddiyetinden uzaktır” dedi.
HAKARET İFADESİ OLARAK KULLANMAYIN
Kör, topal, sağır gibi kelimelerin hakaret içerikli kullanılmamasını gerektiğini savunan Kuyumcu, “Kör, sağır, topal gibi ifadeleri kullanmak geçmişten geldiği için ayıp değildir. Ayıp olan bu ifadeleri hakaret içerikli olarak kullanmaktır.  Körlük ve sağırlık yaşam biçimidir. Sağır kültüründe ana dil işaret dilidir ve hayatı görsel olarak yaşarlar. Kör kültüründe hayat duyumsayarak yaşanır ve brail alfabesi kullanılır. Durumunu kabullenmiş sağırlar kendilerini sağır olarak ifade ederler, körler kendilerini kör olarak ifade ederler. Engelli birey değilseniz geneli kapsıyor olduğu için işitme engelli birey ve görme engelli birey ifadesini kullanınız. Durumunu kabullenmiş ve kendisi ile barışmış engelli bireyler ve yakınının durumunu olduğu gibi kabul etmiş aileler durumu değiştirmeyeceği için ifadelere takılmazlar” diye konuştu.
ENGELLİLİĞİ ACINASI OLARAK GÖRMEYİN
Türkiye’de kayıtlı 10 milyon 500 bin engelliden sadece 1 milyon 800 bin civarının devletten engelli aylığı ve bakım yardımı gibi nakdi destek aldığını ifade eden Kuyumcu, şöyle konuştu: “8 milyon engelli devletten nakdi destek almayıp kendi imkanlarıyla yaşamakta ve ekonomik olarak toplumun diğer kesiminin dağılımıyla aynı durumdadır. Engellilerin tamamını yardıma muhtaç görmek, acıma kökenli yaklaşımdır ve ayrımcılık içerir. Duyarlı, farkında ve engel kaldıran insan olmak erdemdir. Ortopedik engellilere veya görme engellilere yardım etmeden önce sadece onun duyabileceği şekilde size yardım etmemi ister misiniz diye sorun. Yardımınızı isterse ‘Nasıl yardım edeceğimiz bana tarif eder misiniz’ ikinci sorunuz olsun. Kendisinden öğrenip destek olmanız iki tarafın da olumsuz durumlar yaşamasını önler. Görme engellinin kolunu girip çekiştirmeyiniz, bir adım önünde durun ve kolunuzu uzatın o sizin kolunuza girecektir. Yürürken çevreyi sesli olarak betimleyiniz.”
SANDALYE YARDIMLARINA DİKKAT EDİN
Tekerlekli sandalyelerin mutlaka kişiye özel ölçüde olması gerektiğine dikkat çeken Kuyumcu, “Bireye özel uygunlukta manüel ve akülü sandalyenin sosyal devlet tarafından sağlanması gerekir. Manüel tekerlekli sandalye kullanan birine akülü sandalye alıp rahat hareket etmesini sağlamak yanlıştır, ölümcül sebepleri vardır. Akülü sandalye kullanımı uzman hekimlerin kararıyla olur. Hekim önermemişse kullanılmamalıdır. Kollarını yeterince kullanabilen engellilerin manüel tekerlekli sandalye kullanmaları yaşam sürelerini uzatır ve sağlıklı yaşamalarını sağlar. Türkiye’de hekimler tarafından raporunda yazması halinde standart tip manüel tekerlekli sandalyeler ve standart tip akülü sandalyeler devletin farklı kurumları tarafından karşılanmaktadır. Ucuz fiyat unsuruna göre temin edildiği için bireye uygun olmamaktadır. Devletin zaten karşıladığı ucuz ve bireye uygun olmayan ucuz sandalye yardımlarının sürekli yapılması engelli bireylerin talebi olan bireye özel sandalye ihtiyacının devlet tarafından karşılanmasının da önüne geçmektedir. Bu yardım kampanyalarının tamamına yakınının organizasyonu yapanların kişisel menfaatini içerdiğini deneyimledik. Engellilerin eğitim, iş hayatı, sosyal hayata katılım, sanat ve spor hayatına katılım, başka birine bağımlı olmadan yaşam, ulaşım, erişilebilirlik gibi çok konuda sorunlarının çözümü için 2005 yılında yürürlüğe giren kanun ve yönetmeliklere rağmen geçen 15 yılda özellikle erişilebilirlik ve iletişim konularında bir arpa boyu yol alınmadığını görüyoruz. Engellilerin hayatın her alanına eşit katılabildiği, erişilebilirlik ve iletişim engellerine takılmadığı saygın ve adil bir yaşama kavuşmayı diliyorum” şeklinde konuştu.