Sayfa Yükleniyor...
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümünde görev yapan Prof.Dr. Harun Uysal, eşek sütünün birçok hastalığı iyileştirdiğine yönelik çıkan haberler hakkında özel açıklamalarda bulundu
EMİNE YALÇIN
Türkiyede son zamanlarda eşek sütü elde edebilmek adına eşek çiftliklerin artması kafaları karıştırdı. Eşek sütünün birçok hastalığa iyi geldiğinin haberleri üzerine vatandaşın eşek sütüne rağbet etmesi ile eşek sütü fiyatları arttı. Eşek sütünün bazı hastalıkların iyileşmesinde yardımcı olabileceğine ancak iyileştiriyor demenin son derece sakıncalı olduğunu öne süren Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümünde görev yapan Prof.Dr. Harun Uysal, bunu söylemek için birçok tıbbi bilimsel çalışmaların yapılması gerektiğine dikkat çekti.
GELİŞMİŞ ÜLKELER İÇİN İYİ BİR YÖNTEM OLABİLİR
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümünde görev yapan Prof. Dr. Harun Uysal, Türkiyede özellikle internet yaygınlaştığından bu yana gıda-beslenme-sağlık ilişkisinden sıkça söz edildiğini ileri sürerek, Buna sağ olsunlar televizyonlarda devamlı boy gösteren üniversite hocaları da epeyce bir katkıda bulundular. Ancak programların çoğunda hocalar spekülasyon ağırlıklı bir seyir izlediler. Bu arada söz konusu hocalara televizyona çıkmaları için taahhütname imzalatmalarına da karşı olduğumu ifade etmek istiyorum. Bu konular ister gelişmiş olsun ister olmasın bütün dünyada benzer kişiler tarafından medyada dillendiriliyor. Bu uygulamaya sansür olarak bakıyorum. Kaldı ki söylediklerinin bazıları da gerçek. Örneğin gıdalara bol miktarda yasal olmayan katkı maddeleri katıldığını dile getirmeleri gibi. Geçtiğimiz haziran ayında Bursa Uludağ Üniversitesi Karacabey Meslek Yüksekokulunda yapılan bir toplantıda Avrupadan gelen ve gıda ile çalışan bilim insanlarına gıda spekülasyonları ile ilgili bir soru sorulduğunda kendi ülkelerinde bu tür aptalca sorulara yanıt vermediklerini söyledi. Gelişmiş ülkeler için bu iyi bir yöntem olabilir. Ancak Türkiye gibi ülkelerde bu tür sorulara mutlaka yanıt verilmesi gerektiğine inanıyorum diye konuştu.
TIBBİ BİLİMSEL ÇALIŞMALARIN YAPILMASI GEREKİYOR
Doğru bilgi için medyayla işbirliğinin şart olduğunu vurgulayan Uysal, her şeye rağmen medya-üretici-sanayici-bilim insanlarının işbirliği yapması gerektiğini söyledi. Uysal, Türkiye gibi nüfusun ancak yüzde yedisinin ana haber bülteni izlediği, günde sadece 4,5 milyon gazetenin okunduğu ülkelerde medya da bazen yetmeyebiliyor. Ayni şeyler eşek sütü için de geçerli. Medyada bol bol eşek sütünün faydalarından bahsediliyor. Bütün türlerin sütleri gibi mutlaka o da faydalı. Burada itiraz eşek sütünün faydalı olmasına değil, hastalıklara iyi geldiğiyle ilgili yayılan bilgilere. Eşek sütünün birçok hastalığı iyileştirdiği ileri sürülüyor. Bunu söylemek için birçok tıbbi bilimsel çalışmaların yapılması gerekiyor. Ondan sonra ancak bu tür şeyler söylenebilir. Bir de bunları söylemek için bilgilerin hangi bilimsel çalışmadan alındığının belirtilmesi gerekiyor. Bir zamanlar kefir için de öyle söylemişlerdi. Doktorlar birçok gıdanın birçok hastalığın iyileşmesine, ya da hastalık oluşumunun gecikmesine yardımcı olduğunu kabul ediyor şeklinde konuştu.
TÜKETİCİLER BİLİNÇ İÇERİSİNDE OLMALI
Uysal, eşek sütünün bazı hastalıkların iyileşmesinde yardımcı olduğuna ancak iyileştiriyor demenin son derece sakıncalı bulduğuna da dikkat çekerek, sözlerini şu şekilde bitirdi: Hastalar iyileşmek için çıkış yolu arıyor ve bu söylenenlere kolayca inanıyor. Hastaların bu duygularını ve çaresizliklerini para kazanma aracı yapmamak gerekiyor. Herhangi bir ürünün bu ister ilaç ister gıda olsun herhangi bir hastalığı iyileştirdiğini söylemek için uzun bilimsel araştırmalar yapılıyor. Bu araştırmalar sonucunda ilaçlar piyasaya sunuluyor. Gıdalar için ise yardımcı olur ifadesi kullanılıyor. Tüketicilerin bu bilinç içerisinde olmaları gerekiyor. Tüketiciler ayrıca konuşanın ya da beyanat verenin konu ile ilgili bir meslekten ve konunun uzmanı olup olmadığına bakmalı. Kaldı ki AB üyesi ülkelerde probiyotik ve prebiyotik terimleri 500 den fazla uygulama olmasına rağmen hala izinsiz sağlık beyanları olarak kabul ediliyor. Bu bağlamda eşek sütü ile ilgili yatırımlar sağlıklı farklı bir sütün toplumla buluşturulması açısından son derece önemli. Keşke bu sütle birlikte manda ve deve sütü de marketlerin raflarında yer alsa.
Haber Merkezi