- Gündem
- 13.06.2025 17:39
İklim Krizi Zirvesi'nde konuşan Tunç Soyer, "2030’da İzmir, iklim nötr bir şehir olacak. Zor olduğunu biliyoruz ama yapacağız" dedi
KEMAL ÖZKURT
Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilirlik kalkınma hedefleri kapsamında; ESİAD iş birliğiyle Rotary 2440. Bölge tarafından “İklim Krizi Zirvesi” bugün yapılan konferansla gerçekleşti. 5 panel ve yuvarlak masa toplantılarının düzenleneceği zirve iki gün sürecek. Düzenlenen konferansa, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, 2440. Bölge İklim Krizi ve Çevreyi Koruma Ana Komite Başkanı İsmail Gökhan Çıtak, ESRAG Zone 21 Başkanı Şafak Özsoy, 2023-2024 GLDG Ayda Özeren ve Natural Rotary Kulübü Başkanı Meltem Onay, katılım gösterdi.
"GELECEKTE PLANLAYACAĞIMIZ KONU BAŞLIKLARI ORTAYA ÇIKACAK"
İklim krizine karşı iş dünyası ve toplumun tüm kademelerinde ortak hareket edilmesi açısından büyük önem taşıyan konferansta açılış konuşması yapan Natural Rotary Kulübü Başkanı Meltem Onay, "Karbon ayak izimizi azaltmaya çalıştığımız ilk konferansın ESİAD tarafından yapıldığı için çok mutluyum. İnanıyorum ki bu iki gün boyunca çıkacak olan bütün çalışmalar ve konuşmalar hepimiz için gelecekte planlayacağımız çok önemli konu başlıkları ortaya koyacak. Düzenlenen iklim krizi zirvesinin sonunda bir şey yapmış olmak lazım. Bu konferans aynı zamanda doğa dostu sürdürülebilir bir konferans olarak da çok değerli" diye konuştu.
"2030'DA İZMİR İKLİMDE NÖTR BİR ŞEHİR OLACAK"
Dünyamızın hasta olduğunu, hasta bir dünyadan insanoğlunun yaşayamayacağını ifade eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Daha çok depremler, seller ve yangınlar gibi doğal afetler yaşayacağız bundan kaçış yok. Asıl önemli olan biz bu afetlere karşı ne yapacağız da dirençli kentler kuracağız. Önceliğimizi dirençli kentler yaratmaya ayırmak zorundayız. Önemli yanılgılarımızdan biri de doğayı çevre olarak tarif ediyor olmalıyız önce dilimizi değiştirmemiz gerekiyor. Biz çevrenin sahibi değil dışardaki ağaç gibi nefes alıp veren bir canlı olarak doğanın parçasıyız. Bizim dünyayı keşfetmeye, yeniden anlamaya ihtiyacımız yok önce geçmişimizi, atalarımızı, kadim kültürün bize bıraktığı mirası anlamaya ihtiyacımız var. ESİAD ve Naturel Rotary kulübü tarafından düzenlenen bu zirvenin son derece önemli bir işlev üstlenebileceğini düşünüyorum. Buna ne kadar çok dikkat çekebilirsek o kadar çok yol alma ihtimalimiz var. 2030'da İzmir iklimde nötr bir şehir olacak. Çok zor olduğunu biliyoruz ama yapacağız. Bizim başka bir önceliğimiz olamaz" ifadelerine yer verdi.
"EKONOMİ VE EKOLOJİNİN BİRLİKTE DÜŞÜNÜLMESİ GEREK"
377 şehir arasından Avrupa Birliği’nin İklim Nötr ve Akıllı Şehirler Misyonu’na Türkiye’de seçilen iki şehirden birinin İzmir olduğunu vurgulayan Başkan Soyer, “2030’da İzmir, iklimi nötr bir şehir olacak. Zor olduğunu biliyoruz ama yapacağız. Bizim başka bir önceliğimiz olamaz. 15-21 Mart tarihleri arasında İzmir’de göğsümüzü kabartan bir kongre düzenledik. İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ne ev sahipliği yaptık. Çok önemli bir tespit vardı. Ekonomi ve ekoloji arasındaki ilişki bir ses uyumundan ibaret değil. Ekonomi ve ekolojinin birlikte düşünülmesi gerek. Bence o tespit İktisat Kongresi’nin en önemli çıktılarından biriydi. Aydınlık bir ülke inşa edeceksek ekonomi ve ekolojinin iç içe geçmesini, birbiriyle uyumlu bir gelecek tasarlamasını mecbur görüyoruz. Başka çaremiz yok” dedi.
"ZİNCİRLERİMİZİ SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA AMAÇLARINA GÖRE YAPMAYA ÇALIŞIYORUZ"
Ülkemize sıcaklıkların 4 - 5 derece oranında yükseldiğini ve bu sıcaklıklarla birlikte kuraklıkların baş gösterdiğini dile getiren ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, gıda kıtlığı ve göçlerle beraber kaynakların tükenmesi sorunlarıyla karşı karşıya olduklarını belirtti. Zorlu, "Dünya iklim krizine karşı çalışmalar yapıyor ama bunun iş dünyasına, çevreye yansımalarına bakıp sonuçlarını değerlendirmeliyiz. İklim değişikliğine uyum sağlamamız gerekiyor. Bunlarla nasıl başa çıkacağız dediğimiz anda ilk başta enerji konusu karşımıza çıkıyor. Gediz ve Menderes havzalarında yüzde 50 su kaybı var. Dirençli bir şehre kavuşmayı dört gözle bekliyoruz. Birbiriyle kesişen üç ana daireden bahsedebilirim. Bunlardan ekonomi, çevreye verdiği etki ve sosyal taraflardır. Bunlar birleşerek içinde olduğumuz bütün iletişimimizi oluşturan bir yapıya dönüştü. ESİAD ve bizler bu konuyla ilgili bir sürü çalışmalar yapıyoruz. Bunlardan en önemli olanı da klimatör'dür. Biz bütün iş dünyası olarak değer zincirlerimizi sürdürülebilir kalkınma amaçlarına göre yapmaya çalışıyoruz" diye belirtti.
"GENCİZ GÜÇLÜYÜZ VE BAŞARACAĞIMIZA İNANIYORUM"
Geçen 100 yılda ekonomi odaklı bir gelişimin söz konusu olduğunu ve bu 100 yılı ekonomik kaygılarla yönetebileceğimiz sürdürülebilir bir kalkınmayı hedeflediğiz bir 100 yıla çevirdiğimizi dile getiren ESRAG Zone 21 Başkanı Şafak Özsoy, "Aslında enerjnin karbondan arındırıldığı bir 100 yıl içindeyiz. Çünkü bütün geçmişteki politikaları, petrol ve kömür odaklı bir çevre işleriyle yürüttük. Bu artık değişti. 21. yüzyılın kaygıları ve beklentileri ekonomik kalkınma modeliyle iş yapmamızın fiili olarak mümkün olmadığını gördük. Bunun için ne lazım? İnsan, ekoloji, inovasyon ve iş süreçlerinin yerel ve ulusal hükümet yöntemlerine entegre edilmesi lazım. İklim baskısının artık azaltılma taahhütleriyle mesai harcamak yerine, direnç odaklı faaliyetler yürütmesi lazım. İhtiyaç aslında sistemlerin dönüşümden sürdürülebilir yönetime entegrasyondan geçiyor. Bunlar olmazsa işimiz zor fakat genciz güçlüyüz ve başaracağımıza inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"ONLARA GÜZEL BİR GELECEK BIRAKMAK ZORUNDAYIZ"
İklim kriziyle ilgili bir çok çalışma yaptıklarını söyleyen 2440. Bölge İklim Krizi ve Çevreyi Koruma Ana Komite Başkanı İsmail Gökhan Çıtak, "Küresel ısınma, karbon salınımı, ozon tabakasının delinmesi ve kuraklık gibi çok büyük sorunlardan bahsediyoruz. İnsanlık üretim ve tüketim biçimiyle doğaya hoyrat davranmaya başladı. Sorun artık bölgeselden çıkıp ulusal boyutlara ulaştı. Malesef tüm dünya olgunluk gösterip kararlı bir biçimde organize olup siyasi iradeleri ve iş dünyasını dönüşüme zorlamadıkça adaletsizlik ve felaketler katlanarak geleceğe taşınacak. Biz büyükler az bir süremiz kaldığı için kısa vadeli çözümlere odaklıyız ama arkamızda bir gelcek var. Bizden beklentiler iklim krizinin nedenleri değil bu krize nasıl çözümler bulunduğudur. Onlara güzel bir gelecek bırakmak zorundayız" dedi.