EŞİK platformu: Yoksulluk nafakasına saldırılar sürüyor

Bugün, medeni hakların, kazanımların ve laik toplumsal yaşamın açık bir tehlike altında olduğunu kaydeden EŞİK, “Medeni Yasa medeni hayatın anayasasıdır, dokundurmayalım!” dedi 


  • Oluşturulma Tarihi : 22.02.2025 12:37
  • Güncelleme Tarihi : 22.02.2025 12:37
  • Kaynak : SULTAN GÜMÜŞ KAYA
EŞİK platformu: Yoksulluk nafakasına saldırılar sürüyor

Yoksulluk nafakasına saldırıların sürdüğünü, okula gönderilmeyen, meslek edinmesine ve çalışmasına izin verilmeyen, evlilikleri boyunca evine ve eşine çalışan kadınların, boşandıkları takdirde derin yoksulluğa mecbur bırakılmak istendiğini vurgulayan Eşitlik İçin Kadın (EŞİK) platformu, Medeni Kanun’un önemine dikkat çekti. 
EŞİK, yaptığı açıklamada, “Yıllar içinde Türkiye kadın hareketinin mücadelesiyle eşitlikçi felsefesi geliştirilen Medeni Kanun toplumsal gelişime, kadın haklarına ve eşitlikçi aileye daha duyarlı hale getirildi. 2002 değişikliği ile aile reisliği kalktı, evlilik içinde edinilen malların eşit paylaşımı, çocuk bakım yükümlülüğü dahil eşit sorumluluk ilkeleri derinleştirildi” ifadelerine yer verdi.


AÇIK BİR TEHLİKE


Bugün, medeni hakların, kazanımların ve laik toplumsal yaşamın açık bir tehlike altında olduğunu kaydeden EŞİK, şunları aktardı: “Kadın erkek eşitliğine inanmadığını ilan eden ve bunu hükümet politikası haline getiren siyasal iktidar, aileyi koruma bahanesi ile reisli aile modelini yeniden yasal hale getirmeye çalışıyor. Adalet Bakanı’nın ‘Aile hukukunu sil baştan ele alacağız!’ şeklindeki açıklamasının ardından Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Türkiye Yüzyılı Yeni Yargı Reformu Strateji Belgesinin hedefleri de Medeni Kanun içerisinde yer alan özellikle ‘Aile Hukuku’ alanında köklü değişiklikler yapılacağına işaret ediyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde kurulan Nüfus Politikaları Yüksek Kurulu ve Aile Enstitüsü, kadınları üreme, aileyi nüfusun çoğalması anlayışı ile sınırlayan yol haritasını hazırlıyor.” 


ÇOCUKLARIN CAN GÜVENLİĞİNİN OLMADIĞI… 


Açıklamanın devamında, “Kadının birey olarak görülmediği, eşitliğin olmadığı, kadınların, çocukların can güvenliğinin olmadığı, okullara sağlıklı gıdanın ulaştırılmadığı, kadın istihdamının düştüğü, kadın yoksulluğunun had safhaya ulaştığı, kaynağın eşit bölüştürülmediği, kreş imkanının olmadığı, esnek çalışma saatleri adı altında kadınların evlere kapatıldığı bir düzende, kadınlar daha fazla doğurduğunda aile birliğinin korunacağı ve güçleneceğine toplumu inandırmaya çalışan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Boşanma davalarının tarafları yıprattığı bahanesi ile mahkeme temelli aile arabuluculuğu getirilerek cinsiyetler arası tarihsel, toplumsal, ekonomik, politik güç eşitsizliği görmezden gelinip kadın ve erkek devlet eliyle aynı masaya oturtulmaya çalışılıyor” bilgisine dikkat çekildi. 


YOKSULLUK NAFAKASINA SALDIRILAR SÜRÜYOR 


Son olarak ise “Yoksulluk nafakasına saldırılar sürüyor. Okula gönderilmeyen, meslek edinmesine ve çalışmasına izin verilmeyen, evlilikleri boyunca evine ve eşine çalışan kadınlar, boşandıkları takdirde derin yoksulluğa mecbur bırakılmak isteniyor. Evli kadınlar eşitlikçi soyadı hakkından yararlanamıyor. Kadınlar Anayasa Mahkemesi kararının uygulanmaması suretiyle eşlerinin soyadını almaya zorlanıyor. Eril iktidar AYM kararını tanımıyor. Medeni haklarımızın gasp edilmesi girişimlerine karşı hep birlikte mücadele edelim. Medeni Yasa medeni hayatın anayasasıdır, dokundurmayalım!” mesajı iletildi. 

 

SULTAN GÜMÜŞ KAYA

Yazarımız Kim ?

SULTAN GÜMÜŞ KAYA