Sayfa Yükleniyor...
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne az bir zaman kala esnaf kadınlar ile konuştuk. ‘Sevgi karın doyurmuyor’ diyen kadınlar zorluklarla mücadelelerini bakın nasıl anlattı
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne sayılı günler kaldı. “Sen kadınsın yapamazsın” lafını duymaya alışık olduklarını belirten Bornova Altındağ Mahallesi’nin emekçi esnaf kadınları zorluklarla nasıl mücadele ettiklerini anlatarak tüm kadınlara cesaretli olmalarını söyledi. Bu emekçi kadınlardan bir tanesi doğum sırasında ebenin hatası yüzünden yüzde 85 engelli olan 51 yaşındaki Milli Piyango Bayisi Sevgi Öz, bir diğeri ise henüz 17 yaşında evlenerek 18 yaşında çocuk sahibi olan bardakta mısır satıcısı 29 yaşındaki Havva Mercan. Aralarında neredeyse 20 yaş fark olan bu iki kadın yaşadıkları hayat tecrübeleri ile sevginin doyurmadığını belirterek tüm kadınlara ‘Yapamazsın’ denileni yapma konusunda kendilerine güvenmeleri gerektiğini belirtti.
EBE HATASI YÜZÜNDEN YÜZDE 85 ENGELLİ KALDI
İzmir’in Kemalpaşa İlçesinin Bağyurdu Köyünde doğan 51 yaşındaki Sevgi Öz, doğum sırasında ebenin hatası sebebiyle yüzde 85 engelli olarak yaşamına devam ediyor. Doğum sırasında anne karnından ters gelen ve ebenin yanlış tutması sebebiyle morarmaya başlayan Sevgi Öz’ün bu tutma hatası yüzünden kalçası çıkmış. Doğumdan sonra ağlamayan Sevgi Öz’ü ağlatmak için ise yıkama esnasında soğuk su kullanışmış ve bu da beyindeki damarların kasılmasına sebep olmuş. Sevgi Öz, hayatına mal olan hataları ve eşinin kendisine nasıl şiddet uyguladığını şu ifadelerle aktarıyor: “3 yaşına kadar ailem bendeki bu sorunları fark etmemiş. Oturamıyormuşum ve sürekli ağlıyormuşum. 7 yaşına kadar benimle uğraşmalarına rağmen kendi başıma yürüyememişim. Birinin koluna girerek yürüyebiliyordum. Hayatım bu şekilde devam etti. Sonrasında büyüdüm, evlendim. Başlangıçta eşimle her şey güzeldi. Bir oğlum ve bir kızım olmak üzere iki tane de çocuğumuz oldu. Fakat eşim çok tembeldi. Her şeyi benden bekliyordu. Kısacası o bana değil ben ona bakıyordum. Eşim ile küstüğümüz zamanlarda neredeyse 1 hafta 10 gün boyunca benimle hiç konuşmazdı. Yine böyle küs olduğumuz zamanların birinde kendisine mesaj attım ve ayrılalım dedim. Bu mesajı attıktan sonra gece eve sarhoş bir halde geldi ve beni dövmeye başladı. Dinlenip dinlenip gelip bana vuruyordu. O zamanlar oğlum daha 9 yaşındaydı. Oğlum bu seslere uyandı. Eşim oğluma annemi babamı arayıp beni buradan almalarını söylüyordu. Annem ve babam yaşlı insanlar olduğu için oğluma telefonun fişini çekmesini söyleyerek arattırmadım. Tüm bu yaşananlardan sonra oğlum hiç babasını görmek istemiyor.”
Tüm bu yaşananlardan sonra eşim benden özür diledi ve tekrar barıştık diyen Sevgi Öz, “Belki düzelir diyerek tekrar çocuk yaptık ve bir kızımız oldu. Fakat yine aynı şeyler devam ettiği için artık yeter dedim. Daha önceden başkasının koluna girerek de olsa yürüyebiliyordum ama eşimle evlendikten sonra beni hiç dışarı çıkartmadığı için evde dura dura kaslarım daha da kasılmış ve yürüyemez hale gelmiştim. Sonrasında eş dost aramızda para toplayarak özel bir hastanede ameliyat oldum ve yavaş yavaş da olsa evde yürümeye başladım. Fakat dışarıya hala daha tekerlekli sandalye olmadan çıkamıyorum. Tüm bunlardan sonra 6 yıl önce eski eşimle boşandık ve ben 1 buçuk yıl önce başka biriyle tekrar evlendim. Şimdi ise bana ve çocuklarıma çok değer veren biri ile beraberim ve çok mutluyum. Kendisi mükemmel bir insan” dedi.
“ÇOCUKLARIM BENİ HAYATA BAĞLADI”
“Ben her şeyi oğlum İhsan ile başardım diyebilirim” diyen Öz, “Eskiden sayısal loto satıyorduk. Oğlum okuldan çıktığı zaman zarar etmeyelim diye kahvehaneleri gezip biletleri satmaya çalışıyordu. Hatta bir gün o kadar çok yağmur yağmıştı ki biletleri satabilmek için sırılsıklam olmuştu. Her konuda bana çok destek oldu. Ben burada satış yaparken eve gittiğimde her işi yapmış olurdu. Ben çocukken özellikle annem hep ‘Sen sakatsın yapamazsın’ derdi. Ama ben her şeyi azmimle başardım. Kendi çabalarımla bu günlere geldim. İlk evliliğimde eşimi çok sevdiğimi zannediyordum. Ben anneden sevgisiz büyümüş bir çocuktum ve eşim bana seni seviyorum dediğinde ona inanmıştım. Meğerse ben onu sevmiyormuşum bunu sonradan fark ettim. Eşimi bırakabilmek için psikoloğa gittim. Çünkü onu bırakamıyordum. Hayatımda sadece o varmış ve sadece onunla yaşıyormuşum gibi hissediyordum. O olmayınca hayatım sürekli karanlık oluyormuş gibi geliyordu. Zaten iki tane bakmam gereken çocuk varken bir de ona bakmakla uğraşıyordum. Çocuklarım asla bana bir yük olmadı. Oğlum benim yeri geldi annem, babam, arkadaşım, yeri geldi eşim her şeyim olmuştu. Oğlum şimdi askerde ve o gidince ben kendimi tamamen sakat kalmış gibi hissediyorum” diye belirtti.
“KENDİNİZE GÜVENİN”
“Kadınlar yapamaz diye bir şey yok. Yapamazsın dediler yaptım. Kadınların sadece kendilerine güven duymaları gerekiyor. Cesaret ile yapılmayacak hiçbir şey yok. Kendinizi asla bırakmayın. Ben kendimle ve çocuklarımla guru duyuyorum” diye konuştu.
“BİZİ ŞİKAYET ETMEYİN”
3 Yıldır Altındağ’da esnaflık yapan evli ve iki çocuk annesi 29 yaşındaki bir diğer emekçi kadın Havva Mercan, ise hayat hikayesini şu sözlerle anlattı: “Ben küçük yaşta evlendim ve hayatın zorluklarıyla karşılaştım. Şu an eşim çalışmıyor. Ben de mecbur olduğum için burada esnaflık yaparak bardakta mısır satıyorum. Kira, ev, çocukların okul masrafları derken mecburen bu işi yapmak durumunda kaldım. Fakat ne yazık ki burada bizimle uğraşan insanlar var. Mesela dün beni sadece burada satış yaptığım için zabıtaya şikayet etmişler. Halbuki hiçbir bardakta mısır satıcısı dükkanda satış yapmıyor. Zaten mısır dükkanı diye bir şey yok. Mısır bir sokak lezzetidir. Sanki çok para kazanıyormuşum sırf bu yüzden dün 187 lira ceza yedim. Ben ekmeğimi buradan kazanıyorum. Çocuğumu buradan kazandığım parayla okutabiliyorum. Eğer bu işi de yapmazsam çocuğumu okutamam. Bazen henüz 5 yaşındaki çocuğumu da buraya getirmek durumunda kalıyorum. Burası riskli 5 yaşındaki bir çocuk durmuyor, kaçıyor. Araba altında kalabilir. Ama kimse bunu rahatlıktan yapmaz. Çocuklarıma bakan kimse olmadığı için onlar büyüyene kadar bunu yapmaya mecburum. Ben istiyorum ki; insanlar bizi şikayet etmesin. Benim burada kimseye bir zararım yok. Bu işi mecburiyetten yapıyorum. Burada hiçbir kötü ve sağlıksız ürün de satmıyorum. Benim de çocuklarım var. Kendi çocuklarımı nasıl düşünüyorsam başka çocukları da düşünüyorum ve açıkta ürün satmıyorum.”
“Biz kadınlara destek verilmesini istiyoruz. Hepimiz çocuklarımız için bir hayat mücadelesi içerisindeyiz” diyen Mercan, “Ben 17 yaşında evlenip 18 yaşında anne oldum. Şuan 29 yaşındayım ama sadece çocuklarım için yaşıyorum. Bu devirde yaşamak çok zor. Önüne hep engeller çıkıyor. Genç kızlara önerim asla erken yaşta evlenmesinler. Sevgi karın doyurmuyor. Evet benim eşim kötü biri değil. Ama kötü de çıkabilirdi. Çocuklarım için güzel bir hayalim var. Kızım konservatuar tiyatro bölümü okumak istiyor. Daha sonra da oğlumu okutup herkese hayırlı bireyler olarak yetişmesini sağlamak. Bizim gibi özellikle sokaklarda çalışan kadın satıcılara herkes duyarlı olsun. Ben burada yağmurlu ve soğuk havalarda battaniyeye sarılarak satış yapıyorum. Benim gibi emekçi kadınları şikayet etmesinler. Bana gelen ceza parası benim dört beş günlük yövmiyem. Para ihtiyacım olmasa burada ne işim var” dedi.
Haber Merkezi