- Gündem
- 20.04.2025 10:07
Yaşanan vaka artışı ile beraber cumartesi yasakları başta olmak üzere tekrardan kısıtlamalara gidildi. Belini tam doğrultacakken yeniden zora düşen esnaf ise alınan karar ile adeta patlamaya hazır bomba
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Normalleşme süreci sonrasında iller risk durumlarına göre 4 farklı gruba ayrılmıştı. İllerin tamamında cumartesi kısıtlamaları kalkarken pazar günü ise bazı illerde sokak kısıtlaması devam etmişti. Bir il hariç tüm illerin vaka sayılarında risk durumunun artmasıyla birlikte gözler yeni Kabine toplantısına çevrildi. Toplantıda alınan karar neticesinde İzmir, İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 58 ilde cumartesi günleri sokağa çıkma yasağı geri getirildi. Haritada uzun süredir kırmızı alan olarak gösterilen İzmir’de esnafı ziyaret ettik.
ESNAF KARAR İLE YIKILDI
Pandemi dolayısıyla yaklaşık 1 yıldır kazanç elde edemeyen ve kredi batağına sürüklenen Kemeraltı esnafı, cumartesi yasaklarının kaldırılmasıyla belini tam doğrultacakken Kabinede alınan karar ile tekrar çıkmaza girdi. Yeme-içme sektöründen, giyime, sokak müzisyenlerinden, zücaciyecilere… Şu an hepsi adeta patlamaya hazır bir bomba. 2 bucuk aylık karantina döneminde yaşadıkları krizin açığını kapatmak için cumartesi yasaklarının kaldırılmasının kendileri için büyük fırsat olabileceğini söyleyen esnaf, alınan karar ile yıkıldıklarını belirtti. Hükümeti, belediyeleri ve odaları zor durumda bırakmamak için 1 Mart’ta yapılması planlanan ‘sivil itaatsizlik’ eylemine dahi katılmadıklarını kaydeden esnaf, kredileri ödeyemedikleri için her an haciz şokuyla karşılaşabileceklerini aktardı; halk sağlığı için doğru bir karar olarak düşünülen cumartesi yasaklarının geri getirilmesi ile virüsü değil, sadece esnafın kazancını engelleyeceklerini vurguladı.
HERKES PATLAMAYA HAZIR BOMBA
Karantinadan hemen sonra uygulanan yeni normalde tüm kafe ve restoranlar açılmasına rağmen ekonomik nedenlerden dolayı lokantasını açmayan bir işletme sahibi, “Aylar sonra dükkanımı açtım, biraz belimi doğrulttum derken yine aynı şeylerle karşılaştım. Tamam, elbette sağlık önemli ancak biz ne olacağız? Zaten kar elde ettiğimiz en önemli gün cumartesi ve pazar. Kredilerimiz o kadar fazla ki. Sadece benim değil, birçok esnafın… Dükkanlar zaten kira. Geri ödemeli ya da faizsiz krediler falan istemiyoruz biz. Hibe desteğinde bulunsunlar esnafa. Bakın, görün çoğumuza haciz gelecek. Elemanları işten çıkarmıştık zaten. Yeni normal ile geri çağırdık bir kaçını. Şimdi tekrar çıkarmak zorunda kalacağız. Herkes kurallara uysa, ‘tamam’ deyip biz de uyacağız. Ama kimsenin uyduğu yok. Kongreler, mitingler hak getire… Bunun ceremesini neden biz çekiyoruz? Günah keçisi miyiz? Çocuk oyuncağına çevirdiler iyice. Vakalar biraz düşünce sokağa dökülüyorlar, vakalar artınca da ‘kapatın dükkanları’. Ben size söyleyeyim herkes şu an patlamaya hazır bomba. Kaybedecek bir şeyimiz de kalmadı” dedi.
DALGA MI GEÇİYORSUNUZ?
Ülkede kriz yönetimi olmadığını kaydeden bir başka esnaf ise “Herkes sokağa dökülsün, alışveriş yapsın, sağlığından olsun tabii ki istemiyoruz. Ama bir tarafta tamamen mağdur olmasın. Temel derdimiz ortak bir çözüm. Elinizi alıp vicdanınıza koyun. Birkaç aydır yapılan kongreler normal mi? o kalabalıklar normal mi? Sonrasında hemen Kabine toplantıları yapılıyor ardından yasak. Gelip bir masada oturup çay içen mi virüsü yayıyor, yemek yiyen mi virüsü yayıyor? O iç içe girdiğiniz kalabalıklar yaymadı mı? Borçların ödemesi geldi. Diyorlar ki ‘Kredi desteği sağlarız yine’. Ben borcumu borçla mı kapatacağım? Dalga mı geçiyorsunuz? Daha birinci borcun ödemesi yeni başladı. Ümitliydik biliyor musunuz? Açığı kapatırız diye düşündük. Ama her an yasak gelecek diye de korkuyorduk. Geldi o da. Kriz yönetimleri yok. Sadece genel değil, yerel iktidar da kente fayda sağlamıyor. Ki tek mağdur esnafta değil, çıkın sokağa, girin birçok eve her yerde aynı sorun. Çözüm bence var ve uygulanabilir. Fakat kimsenin işine gelmiyor” ifadelerini kullandı.
HAKKIMI HELAL ETMİYORUM!
“O kongreleri biz düzenlemedik, o kalabalıklarda biz yer almadık. Fakat biz dükkanlarımızı kapatıyoruz” cümlelerini kullanan diğer bir esnaf da “Hakkımı helal etmiyorum. Çocuğumun rızkını yiyenlere varsa hakkım helal etmiyorum. Virüsü tüm dünyaya yayanlar bu illetten kurtuldu, ülkesini tekrar düzene soktu ama bizler daha da kötüye gidiyoruz. Sadece bir esnaf olarak konuşmuyorum, vatandaş, halk olarak konuşuyorum. Ölecekse ölelim, zaten şu an bir ölüden farksızız. Gençler intihar ediyor işsizlikten, evine ekmek götüremeyen baba intihar ediyor. Aynı sorunları temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar. Yanlış politikaların kurbanıyız. Başka hiçbir şey değil. Arkadaşım açamadığı kahvehanesini kapatıp inşaatta amele oldu. Daha nice böyle insan var. Ekmek kapılarına kilit vuran binlerce insan gördüm. Biz bu hale gelmeyi hak etmedik. Sadece merkezi iktidarın değil, yerel iktidarın da oturup mantıklı bir şekilde çözümü üretmesi lazım. Bizim hayatımız tek bir insanın ağzından çıkan kararlar mahvoluyor. Gerekirse oda başkanları, belediye başkanları hepsi oturup ilçe ilçe, mahalle mahalle sorunları tespit etmeli. Vergi denilen şeyin asıl amacını şu halka bir gösterin artık. Biz kimseden para pul dilenmiyoruz. Biz zaten hakkımız olan desteği görmek istiyoruz” çağrısında bulundu.