Sayfa Yükleniyor...
17 günlük kapanma kararının ardından esnafın ne yapacağı konuşulmaya başladı. ‘Yarın ne yapacağım?’ derdine düşen üretici için İzmir’in yetkili Oda başkanları kırmızı alarm verdi
SULTAN GÜMÜŞ - ÖZEL HABER
Son Kabine toplantısında alınan 17 günlük tamamen kapanma kararı özellikle esnafı ‘yarın ne yapacağım?’ derdine düşürdü. ‘Yarın’ endişesini sadece bu hafta değil, Kovid-19’un Türkiye’de görüldüğü Mart ayından bu yana taşıyan esnaf, kazanç elde edemediği günlerde nasıl geçineceğini düşünüyor. Özellikle dükkan kiralarını ve yapılandırması başlayan kredi borçlarını ödemekte zorluk çekeceğini her fırsatta dile getiren esnaf, ‘Kiralık Dükkan’ afişlerini asmaya başladı bile… Kuyumcusundan, lokantacısına, çiçekçisinden, mağazacısına kadar sorunlarını kamuoyuna duyurmaya çalıştığımız esnafın ardından onların sesini yerele aktarmakla hükümlü olan Oda başkanlarını da dinledik. Görüşlerine yer verdiğimiz Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin, “Tutunacak dal kalmadı. ‘Biz kapattık, Allah yar ve yardımcınız olsun’ demek ‘ne haliniz varsa görün’ demek. İnsanların artık ellerinde, evlerinde bir sermayesi kalmadı” derken, İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Turgay Baransel, “Bizim sermayemiz altın olduğu için bozdurup bozdurup sermayeden yiyoruz. Peki nereye kadar yiyeceğiz? Bekliyoruz işte, düğünler başlarda hareketlilik olur diye. O da bu gidişle zor görünüyor” ifadelerini kullandı.
Baransel aynı zamanda adil bir kapanmanın olmayacağını belirterek, “Bu 17 günlük kapanma sürecinde yanımdaki bankalar açık, çerezci açık, kömürcü açık, manav açık, pastane açık, karşımdaki dönerci açık, süpermarketler açık, bakkal açık. Şu sokakta kuyumcu olarak bir ben kapalıyım. Ne anladım ben bu işten? Ya tamamen kapat ya da aç” dedi.
HİÇ KİMSE MUTLU DEĞİL…
“Hiç kimse mutlu değil” diyerek sözlerine başlayan Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin, “Sadece kuyumcular değil, sadece lokantacılar değil… Mevzuata göre ilk önce kafeler, lokantalar kapatıldı. Biz suçlu bulunduk. Bunun sorumlusu neden biz olarak adlandırıldık anlamış değilim. Esnaf inanılmaz derecede zor günler yaşıyor. 17-18 gün ciddi bir kapanma. Keşke bunu kışın, işlerin daha da düştüğü dönemde, 10 günlük periyotlarla yapsalardı. Sorumluların sorumsuzlukları yüzünden bu haldeyiz. Bu kurullar, bu toplantılar, bu siyasi şovlar maalesef akla sığmıyor. Neyin şovuydu, neyin hazırlığıydı, neyi insanlara göstermeye çalışıyorlardı? Dünya büyük bir kriz içerisinde. Sağlıkla alakalı ciddi bir hengame varken, paranın değersizleştiği bir zamanda hala bu ülkede yanlış işler yapılıyor. ‘Ona ses çıkarmayalım, buna ses çıkarmayalım’ dedik ama karşılığında hep biz kapatıldık. Kapanma kararını uygulamadan önce bu insanlara; köylüye, çiftçiye, emekçiye, günlük yaşayana, esnafa ne vereceğinizi masaya yatırırsınız, ondan sonra insanlara ‘şu şartlarda kapatıyoruz’ dersiniz. ‘Biz kapattık, Allah yar ve yardımcınız olsun’ demek ‘Ne haliniz varsa görün’ demek. İnsanların artık ellerinde, evlerinde bir sermayesi kalmadı” çıkışında bulundu.
HAYAL SATMAYIN ARTIK!
Ciddi bir kira ve kredi yükünün olduğunu söyleyen Girgin, “Bu halk yapılandırmayı mı ödesin, 18 gün karnını doyuracağı ekmeği nasıl bulacağını mı düşünsün? ‘Güçlü Türkiye’ muhabbeti yapmasın kimse bize. Benim vatandaşım ‘yarın ne yapacağım?’ diye düşünüyorsa ve hiçbir şekilde çözümü yoksa kimse bana ‘güçlüyüz’ demesin… Kemeraltı’nda paket servis olayı devam edecek. Ancak, Çarşıda ya da semtte insan mı var? Paketi nereye götürecekler? O yüzden insanlarımıza yalvarıyorum, bizlerin 3 harfliler olarak adlandırdığı BİM, ŞOK, A101 gibi market zincirlerine gidildiği kadar sokaktaki bakkala da gidilsin. Vergisini ödeyen benim, borçlanan benim, gelecek yıllarını rafa kaldırıp da yıllar boyunca ‘bu borç ödenecek’ diye sıkıntı çeken benim esnafım. O market zincirlerinin çok affedersiniz ama ne sıkıntısı varmış? Onlar bu süreçte öyle büyük paralar kazandılar ki. Yatırım üstüne yatırım. Devlet bahsini ettiğim bu market zincirlerine ya da e-ticarete bu şansı veriyorsa benim esnafıma da vermek zorunda. Benim sokaklarımın güvenliği Allah’a emanet. Benim esnafım tek başına sıkışıp kaldı. Tutunacak dal kalmadı. Ne kira desteği var ne de geri ödemesiz kredi… Yakın zaman önce ‘Kiralarınızı ödeyeceğiz’ muhabbeti yaptılar ama biz kesin konuşulmadan bunları duymak, kandırılmak istemiyoruz. Hayal satmayın artık” ifadelerini kullandı.
SADECE TÜKETEN BİR TOPLUM YARATTINIZ!
17 günlük kapanmanın ardından çok sayıda esnafı kaybedeceklerini kaydeden Girgin, “Çok kişi dükkanını kapatacak. İzmir’in her yerinde ‘Kiralık Dükkan’ yazıları almış başını gidiyor. Sadece Kemeraltı’nda değil, Güzelyalı’da dahi var… Ben altı üstü esnafın başkanıyım, onlar gibi mağdurum, onlar kadar yalnızım, onlar gibi yarının derdine düşmüşüm. Ben ne yapabilirim onlar için. Onların sesini kamuya ve yerele duyurmak dışında ne yapabilirim? Benim bir yaptırım gücüm yok ki? Siyasi bir beklenti içerisinde asla ve asla olmadım. Sadece ekmeğimizin derdindeyiz. Ahilik kültürüyle hareket eden bir esnaf topluluğundan bahsediyorum. Bu kültürle beslenen bir topluluğun elinde, avucunda bir şey bırakmadılar. Şimdi söyleyin ben nasıl bir çözüm bulabilirim? Bu toplumu ayakta tutan, aile yapısını ayakta tutan benim esnafım. Şehrine, sokağına parayı kazandıran benim esnafım, benim zanaatkarım. ‘O zanaatkar yaşamasın, bu üretici yaşamasın’ deyip deyip her şeyi attınız. Üretimi olmayan sadece tüketen bir toplum yarattınız. Sadece tüketen, koca koca betonlar diken, borçlanan bir toplum. Bankalar, insanlar o kredilerini ödemesin diye dua ediyorlar, vatandaşın yakasına yapışmak için gün sayıyorlar” bilgisini paylaştı.
YA TAMAMEN KAPAT YA DA AÇ!
Kira fiyatlarının Kemeraltı’nda çok ağır olduğunu aktaran İzmir Kuyumcular Odası Başkanı Turgay Baransel ise şunları ekledi: “15-20 bin TL’nin aşağısında yok. Öte yandan kalifiyeli elemanlar var. Aylık değil, haftalık maaşlarını alan elemanlar bunlar. Sigorta ödemeleri de ayrı bir mesele. Zaten düğün yok, nişan yok, haliyle doğru düzgün bir kazanç yok. Benim de 4 tane perakende dükkanım var, sabahtandır siftah yapmadık. Kuyumculara hiçbir şekilde kira desteği vermiyorlar. Daha öncede yapmadılar, şimdi hiç yapmayacaklar. İmalatçılara dahi ayrıcalık tanımadılar. Bankadan 50 bin TL gibi bir kredi verdiler, onun da ödemeleri başladı, gerçi onu bile ödemekte zorlanıyor insanlar. 3 ya da 6 ay gibi bir ödeme süresi verdiler. Ardından tekrar kapanma. Esnafın nasıl ödeyeceğini düşünüyorlar? Bu 17 günlük kapanma sürecinde yanımdaki bankalar açık, çerezci açık, kömürcü açık, manav açık, pastane açık, karşımdaki dönerci açık, ŞOK açık, sokaktaki MİGROS açık, bakkal açık. Şu sokakta kuyumcu olarak bir ben kapalıyım. Ne anladım ben bu işten? Ya tamamen kapat ya da aç. 17 gün gerçekten kapanalım istiyorum. Adil bir işleyişin olması lazım. Bizim sermayemiz altın olduğu için bozdurup bozdurup sermayeden yiyoruz. Peki nereye kadar yiyeceğiz? Bekliyoruz işte, düğünler başlarda hareketlilik olur diye. O da bu gidişle zor görünüyor.”
Haber Merkezi