Sayfa Yükleniyor...
EÜ’ye son 1 yılda 10 kadavra bağışlanmasının farkındalığın artması açısından umut verici olduğunu söyleyen Çelik, Türkiye’deki kadavra sorununun aşılması için ise bilinçlendirmenin önemine değindi: “Vatandaş, ‘Kesip parçalayacaklar, mezarımız olmayacak’ sanıyor. Öyle değil...”
ÇAĞLA GENİŞ - ÖZEL HABER
Tıp eğitiminin temel taşı anatomi, anatomi eğitiminin de olmazsa olmazı kadavra uygulamaları… Ancak Türkiye’de beden bağışının az olması nedeniyle ciddi bir kadavra sıkıntısı yaşanıyor. Bu sebeple anatomi derslerinin çoğu, simülasyon ve plastik maket üzerinde işleniyor. Yeterli beceriyi kazanamayan tıp öğrencileri ilk deneyimlerini hastalar üzerinde kazanmak zorunda kalıyor. Bağışların düşük olması yurtdışından yapılan kadavra ithalatının da önünü açıyor. İthal kadavraların maliyeti ise oldukça yüksek... 15 Ekim Dünya Anatomi Günü’ne sayılı günler kala, Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği (TAKAD) Beden Bağış Komisyonu Üyesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Servet Çelik ile konuştuk. Çelik, son 1 yıl içerisinde Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı’na bağışlanan kadavra sayısının 10’a ulaştığını ve bu sayının farkındalığın artması açısından umut verici olduğunu söyledi. Çelik, üniversite olarak nispeten iyi bir durumda olsalar da en çok kadın kadavrası konusunda sıkıntı çektiklerini vurguladı. Türkiye’deki kadavra sorununun aşılması için kişilerin bilinçlendirilmesinin büyük önem taşıdığını anlatan Çelik, “İnsanlar kadavraların sonsuza kadar kullanıldığını zannediyor. Kadavra olmak dini vecibeleri yerine getirmeye engel değil. Ama vatandaş bunu bilmiyor. ‘Kesip parçalayacaklar, mezarımız olmayacak’ sanıyorlar. Öyle değil. Kadavralar bilimsel çalışmaların ardından mutlaka defnediliyor” dedi.
EĞİTİMİNİN OLMAZSA OLMAZI
Bağış azlığı nedeniyle az sayıda üniversitenin kadavra üzerinde uygulamalı eğitim yapabildiğini belirten Çelik, her tıp öğrencisinin mezun olmadan önce insan bedenini iyi tanımak için kadavra üzerinde anatomi dersi alması gerektiğini söyleyerek, “Hastanelerde verilen sağlık hizmetinin kalitesini fakültede verilen eğitimler belirliyor. Kadavra bağış sayısı ne kadar artarsa, doktor adaylarının alacağı eğitimin kalitesi de artacaktır” diye konuştu.
EÜ’YE 1 YILDA REKOR BAĞIŞ
Yapılan eğitimlerin yanı sıra medya üzerinden kurulan iletişim ve etkileşimin de kadavra bağışını artırdığı dile getiren Çelik, “Asistanlık yıllarım boyunca sadece 1 tane kadavra bağışı geldiğini hatırlıyorum. 2019 yılında beden bağışı sayısı sadece 3’tü. Fakat aradan geçen zamanda 3 kat artış yaşandı. Bu yıl Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı’na yapılan kadavra bağışı sayısı 10. Son 1-2 yılda kayıtlı bağışçı sayımız ise bin 500’e ulaştı. Her üniversiteye beden bağışı yapılabilir. Fakat bazı üniversitelere, büyükşehirlerde olmalarına rağmen hiç bağış yapılmıyor. O zaman da kadavra ithal etmek zorunda kalınıyor. Almanya’da çocuk kitapçılarının önünde anatomi kitapları satılıyor. O kadar indirgemişler ki bu konudaki farkındalığı... Bugün baktığımızda kadavra diye bir sorunları yok. Bu bir toplumun bilime verdiği önemin de göstergesidir” ifadelerini kullandı.
250 ÖĞRENCİYE 1 KADAVRA!
Ülke genelindeki bağış kısırlığının öğrencilerin aldığı eğitimin kalitesini düşürdüğü gibi yeni teknikler üzerindeki bilimsel çalışmaları da yavaşlattığını kaydeden Çelik, Türkiye’deki tıp fakültelerinde 2013 verilerine göre 250 öğrenciye bir kadavra düştüğünü, bunun idealinin ise 5 öğrenciye bir kadavra olduğunu söyledi. Çelik, “Dünyadaki modern standartlara göre 5 öğrencinin 1 kadavrayı birebir açması ve incelemesi gerekir. Bizde ise yalnızca seyrediyorlar; bırakın açmayı ve incelemeyi” dedi.
TIP UYGULAMALI BİR ALAN
Üniversite olarak nispeten iyi bir durumda olunsa da en çok kadın kadavrası konusunda sıkıntı çektiklerini dile getiren Çelik, şunları söyledi: “Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak eğitim standardından taviz vermemeye çalışıyoruz. Tıp uygulamalı bir alandır. Sadece sözel bir alan haline getirilmemeli. Biz her derste kadavra ile eğitim vermeye çalışıyoruz. Öğrencilerimiz, dokunun, kasın, organın gerçeğini görmeli. Bunların hiçbirini görmeyen hekime muayene olmak ister misiniz? Kimse istemez.”
KULLANILDIKTAN SONRA DEFNEDİLİYOR
Türkiye’deki kadavra sorununun aşılması için kişilerin bilinçlendirilmesinin büyük önem taşıdığını anlatan Çelik, “İnsanlar kadavraların sonsuza kadar kullanıldığını zannediyor. Kadavra olmak dini vecibeleri yerine getirmeye engel değil. Ama vatandaş bunu bilmiyor. ‘Kesip parçalayacaklar, mezarımız olmayacak’ sanıyorlar. Öyle değil. Kadavralar bilimsel çalışmaların ardından mutlaka defnediliyor. Genellikle 1 yıllık bilimsel çalışmanın ardından defnedilen kadavralar, Türkiye’de bağışların yetersizliği nedeniyle, daha çok çalışma yapılabilmesi için en az 3 yıl sonra gömülebiliyor. Basın bu konuda çok etkili. Haberlerde bağış sıkıntısını görüp, buraya bağışçı olarak gelenlerin sayısı çok fazla” açıklamasını yaptı.
DÜNYA ANATOMİ GÜNÜ KUTLANACAK
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı ile Türk Anatomi ve Klinik Anatomi Derneği iş birliğinde “Dünya Anatomi Günü” dolayısıyla etkinlik gerçekleştirilecek. Anatomi bilimine katkıda bulunan beden bağışçısı ailelerin katılacağı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı öğretim üyesi merhum Prof. Dr. Lokman Öztürk anılacağı etkinlik, EÜ Tıp Fakültesi Recep Egemen Amfisi’nde 14 Ekim Cuma günü saat 10.00’da düzenlenecek.
Haber Merkezi