- Gündem
- 05.07.2025 00:21
Psikolog Özlem Sena Depecik, evcil hayvanla birlikte büyüyen çocukların diğer çocuklara göre zihinsel ve psikolojik açıdan çok daha hızlı ve sağlam geliştiğini belirtti
AYSELİN UZUN-ÖZEL HABER
Çocuklu ailelerin hayvan sahiplenmelerinin birçok avantajı bulunduğunu belirten Psikolog Özlem Sena Depecik, evcil hayvanla birlikte büyüyen çocukların erken yaşlardan itibaren sorumluluk duygusuyla tanıştığını ve ilerleyen yaşlarda yaşıtlarına nazaran karakteristik açıdan güçlü bir yapıya sahip olduklarına dikkat çekti. Depecik, öte yandan çocukların yapısına uygun seçilen evcil hayvanlar sayesinde çocukların sevgiyi şefkati ve kabul duygusunu da deneyimlemeleri sebebiyle çevresine karşı da anlayışlı ve sevgi dolu olduğunu vurguladı.
ÇOCUK GELİŞİMİ İÇİN SON DERECE ÖNEMLİ
Çocukların bilişsel gelişimine destek vermesi için danışanlarına birçok kez evcil hayvan beslenmesini önerdiğini dile getiren Depecik, bu öneriye uyulduğu taktirde çocuklarda olumlu açıdan gözle görülür değişiklikler izlendiğini söyledi. Doğru hayvanı seçmenin de önemine değinen Depecik, “Çocuk hayvan ilişkisi çocukların sosyal, duygusal ve aynı zamanda bilişsel gelişimi açısından oldukça önemlidir. Evlerinde bir hayvanla büyüyen çocuklar sevgiyi şefkati ve kabul duygusunu da deneyimleme fırsatı bulur. Bunun dışında çocukların empati kurma ve problem çözme yeteneklerini geliştirmeye yardımcı olduğunu ve çocukların sorumluluk duygularını geliştirdiğini de söyleyebiliriz. Çünkü evcil hayvanı beslemek, gezdirmek, oynamak ve veterinere götürmek bir sorumluluk istiyor. Fakat şöyle bir durum da var; her evcil hayvan her çocuğa uygun değildir ve ona iyi gelmeyebilir. Bu yüzden aileler çocukları için bir evcil hayvan sahiplenmek istiyorlarsa, öncelikle çocuğun karakteristik özelliklerine uygun hayvanı seçmeliler. Örneğin uysal çocuklar için kedi çok daha uygun olacaktır. Öte yandan çocuğun davranışları, hayvanlara olan yaklaşımı gözlenerek hangi hayvana daha fazla yakınlık gösterdiği belirlenebilir. Böylece çocuğun korkmayacağı duygusal bağ kurabileceği türden hayvan bulunabilir” açıklamasında bulundu.
BUNLARA DİKKAT EDİLMELİ
Hayvanların da tıpkı insanlar gibi mental sağlıklarının bozulduğu zamanlar olduğunu, bu nedenle hayvan sahiplenenlerin hayvan psikolojisi ve beden dilinden anlaması gerektiğini söyleyen Depecik, “Kimi zaman bazı ailelerin evcil hayvanım çocuğuma ya da bana saldırır mı zarar verir mi korkusu oluyor. Gerçekten de bu tür vakaların yaşandığı durumlar olabiliyor çünkü insanlar, hayvanların da tıpkı bizim gibi dönemsel ya da durumsal olarak psikolojik rahatsızlıklar yaşayabileceğini, bunalıma, depresyona ve strese girebileceğini bilmiyorlar. Tıpkı bizlerde olduğu gibi hayvanlarda da psikolojik rahatsızlıklar görülebilir ve hayvanın da ona göre hareketlerinde değişiklikler görülür. Öyle ki antidepresan kullanan hayvanlar bile var. Hayvan böyle zamanlarda olduğundan daha sakın ya da hırçın olur yani tepkilerinde tutarsızlıklar, değişiklikler görülür. Bu sebeple hayvan sahiplenenlerin hayvanların beden dilinden ve psikolojisinden anlaması gerekli. Öte yandan hayvanların ve insanların sevgi dili aynı olmadığı için, sarılmak ve sürekli sevmek hayvanda ters tepebilir. Dikkat edilmesi gereken beden diline örnek vermek gerekirse de şunları söyleyebilirim: Balina göz diye adlandırılan, özellikle köpeklerde görülen hayvanın gözlerinin beyaz kısmının fazla göründüğü bir bakış var. Bu tarz bir şeyle karşılaştığınızda hayvandan uzak durmalıyız kucaklamaya, sevmeye çalışmamalıyız. Bir diğeri ise hayvanın dudaklarının gergin, kuyruğunun ise bacakların arasında ya da dik ve hareketsiz olduğu zamanlar. Böyle olunca da gergin ve huysuz olduklarını anlayabiliriz. Tıpkı diğerinde olduğu gibi bunda da daha dikkatli davranmalı ve hayvanı kendi haline bırakmalıyız. Yani özet olarak hayvanların da tıpkı insanlar gibi psikolojik sıkıntılar yaşayabileceğini, travmalarının olabileceğini unutmamak gerekir. Aksi halde çocuğumuz da biz de istenmeyen şeyler yaşayabiliriz” şeklinde konuştu.