Kurban Resmi

Evleri başlarına yıkılmak üzere!

Menemen İlçesi’nin Yanık Köyü’nde yaşayan 67 yaşındaki Miyase Demir’in toprak evi, aşırı yağışlar nedeniyle çökme tehlikesi altında. Kolonlarında ve duvarlarında yarıklar oluşan ev acilen onarılmayı bekliyor

  • Oluşturulma Tarihi : 28.01.2019 10:29
  • Güncelleme Tarihi : 28.01.2019 10:29
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Evleri başlarına yıkılmak üzere! haberinin görseli

BURCU YANAR/ÖZEL HABER
İzmir’in Menemen İlçesi’nin Yanık Köyü’nde yaşayan 67 yaşındaki Miyase Demir’in evi başına yıkılmak üzere. Kerpiç evin alt katında bulunan odunluk ise her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Miyase Demir, yardım bekliyor. Kızı Meltem Demir ile birlikte yaşayan ve başka kimseleri olmayan anne kız evlerinin acilen onarılmasını aksi takdirde bu kışı çıkartamayacaklarını söyledi. 1972 yılından beri bu evde yaşayan ve pek çok hastalıkla mücadele eden anne Miyase Demir’in kızı Meltem Demir, yaşadıkları zorlukları şu şekilde anlattı: “Yaklaşık 11 senedir evimiz bakıma muhtaç halde. Evimiz topraktan olduğu için her yağmur yağdığında duvarları göçmeye başladı. Aynı zamanda İzmir-İstanbul Otoban çalışması bizim köyümüzün çok yakınında yapılıyor. Aramızda 1 kilometre bile yok diyebilirim. Yolun açılabilmesi için de dağı patlatmak zorundalar ve bu durum deprem etkisi yarattığı için bizim evimiz ve köydeki diğer evler bundan zarar görüyor. Zaten emanet duran ve yürürken bile sallanan evimiz her taş patlatmasında daha çok zarar görüyor. Kolonlarında ve duvarlarda bu yüzden çatlaklar oluştu. Evin her odasında çatlaklar var. Karşımızda gidip konuşabileceğimiz de bir muhatap yok çünkü işi yürüten zaten taşeron firmalar. Birkaç kişi evimiz hasar gördü diyerek iletişime geçmeye çalıştı fakat ‘Siz yaptırın faturasını bize getirin biz size ödeyelim’ cevabını aldılar. Fakat burası bir köy ve ustaların çoğu fatura kesmiyor” diye konuştu.



ÇATISI YOK
“Evin altında bir odunluk bulunuyor fakat orası da topraktan yapıldığı için aşırı yağışlardan dolayı çökmek üzere” diyen Demir, “Evimiz bu yerin üzerinde bulunduğu için her an yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyayız. Aşağısı çökerse bu kışı çıkartamayabiliriz. Evimizin tam yanından da bir dere geçiyor ve bu dere de eve zarar veriyor. Derenin aktığı yer ise aslında normal bir yol fakat bir dere yatağı olmadığı için sokağın ortasından akıp gidiyor. Bu dere çağladığı zaman topraktan olan evimiz sallanmaya başlıyor bunu hissedebiliyoruz. Burası 67 yaşında bir kadını bırakın, genç ve sağlıklı bir bireyin bile yaşayabileceği bir ev değil. Çünkü çatısı yok. Sürekli akıyor ve yarıklardan soğuk giriyor. Bu korkuyu yaşamayan durumun vahametini anlayamaz” ifadelerine yer verdi.



“600 TL YETMİYOR”
Annesinde bel ve boyun fıtığı, iki dizinde sıvı kaybı, hipertansiyonu, kolesterol, kolesterole ve yüksek tansiyona bağlı olarak her an kalp krizi geçirme riski olduğunun altını çizen Demir, “Annem eve çıkan yüksek taş merdivenleri emekleyerek çıkabiliyor. Bir yere gitmeye kalktığımızda 5 dakika yürüyüp 15 dakika dinlenmemiz gerekiyor” dedi. Evlerinin kömür sobasıyla ısındığını da belirten Demir, “Devletten kömür yardımı da alamıyoruz. Çünkü maaşınız var deyip bize yardım yapmıyorlar. Babamdan kalan BAĞKUR maaşı ile geçinmeye çalışıyoruz. Benim babam koyun çobanıydı. 2015 yılında böbrek kanseri olduğunu öğrendik. Hastalığın son evresindeydi ve yapılabilecek hiçbir şey yoktu, 2016 yılında da tedaviye cevap vermeyince vefat etti. Çok eskiden zamanında köyün muhtarı çiftçi BAĞKUR’una tüm köylüleri kaydettirmiş bundan bizim bile haberimiz yoktu. Bu yüzden yıllarca ödenmedi ve yıllar sonra bir borçla mevzuya uyandık. Tarlası olan tarlasını satıp emekli oldu. Babam da oradan emekli oldu 900 TL maaş alıyordu vefat etmeden önce. Babamdan bize 600 TL kadar bir emekli maaşı kaldı bu parayla evimizin duvarlarını onarmanın gerçekten imkanı yok çünkü 600 TL ile yalnızca faturalarımızı ödeyebiliyoruz. Annem bazen 1,5 ay pazara bile gitmiyor. Köyde konu komşunun verdikleriyle yemek yapabiliyor. Oradan buradan topladığımız odunlarla ısınmaya çalışıyoruz. Evimiz tahta olduğu için evin altında oluşan yarıklardan çok soğuk geliyor. Bu sebeple yerlere keçeden yapılmış kilimler, naylon ve halı sermek zorunda kaldık” diyerek yaşadıkları zorlukların ayrıntılarını anlattı.



Meltem Demir; Ben muhasebecilik yapıyordum. Mayıs ayında kriz gerekçesiyle işime son verildi. Kiramı ödeyemediğim için çoğu zaman annemin yanında kalıyorum. Bir kısır döngü içerisindeyiz. Biz kimseden yeni bir ev istemiyoruz. Para verin demiyoruz. Sadece evimiz insani şartlarda yaşamaya hiç müsait olmadığından sadece evimizin onarılmasını istiyoruz” sözlerine yer verdi.