Farkında ol, elini uzat…

Disleksi nedir, her geç konuşan çocuk disleksi midir? Özel Eğitim Öğretmeni ve Psikolog Mine Ağır, en sık karşılaşılan özel öğrenme güçlüklerinden biri olan disleksi hakkında önemli açıklamalarda bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 01.10.2019 06:36
  • Güncelleme Tarihi : 01.10.2019 06:36
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Farkında ol, elini uzat…

SULTAN GÜMÜŞ/ÖZEL HABER
Disleksi özel öğrenme güçlüklerinden günümüzde en sık karşımıza çıkanlardan biri. Dislekside bebeklikten itibaren gözlemlenebilir belirtiler mevcut. Geç konuşma ise bu belirtilerden en sık rastlananı. Fakat ‘her geç konuşan çocuk disleksidir’ gibi genellenmiş yargılar tamamen yanlış ve sakıncalı. Özel Eğitim Öğretmeni ve Psikolog Mine Ağır, gözlemlenen belirtilerin miktarındaki artış veya daha bariz ortaya çıkışın çocuğun okul öncesi döneme başlamasıyla arttığını belirterek, disleksiye dair birçok konuyu bizlerle paylaştı.
Ağır, okul öncesi dönemle birlikte yeni beceriler edinmeye başlama evresine giren çocukta şu belirtilerin gözlemlenebileceğini söyledi: “Sağı ve solu ayırt edememe, renkleri ve sayıları öğrenmede zorlanma, hayvanları ve meyveleri öğrenmede güçlük yaşama, sebze ve meyve gibi terimleri karıştırma, bazen ince motor becerilerde zayıflık gözlemlenebilen birincil belirtilerdir.”


OKUL ÖNCESİ DÖNEM ÖNEMLİ
Okul öncesi dönemde gözlemlenen belirtilerin son derece önemli olduğunun altını çizen Ağır, “Çünkü özel öğrenme güçlüklerinde erken tanı uygulanacak destek eğitimlerin yeterliliğini belirgin miktarda arttırmaktadır” dedi. Asıl disleksi belirtilerinin ortaya çıktığı dönemin okula başlanılan dönem olduğunu söyleyen Ağır, “Okula başlayan çocukta; kelimeleri, harfleri ve sesleri öğrenmede güçlük, sınıf içerisinde verilen talimatları takip etmekte güçlük yaşama, öğrenilen kelimeleri harflerine ve hecelerine ayırmada güçlük yaşama, kelime ve ses bilgisinde zayıflık, ödev ve yazılı çalışmalarının çok zaman alması, zaman yetiştirememe, organize olmakta güçlükler yaşama gibi belirtiler aile, öğretmen ya da birincil bakım veren tarafından belirgin olarak gözlemlenebilmektedir” diye konuştu.


BELİRTİLERİN ARTMASI TEHLİKELİ
Bu belirtilerin ortaya çıkmasıyla birlikte günlük hayat içerisinde çocukta devamlı bir asabiyet hali, okuldan kaçmak için sürekli olarak çeşitli taktikler geliştirme, bazen ısrarla gitmek istememe gibi durumların ortaya çıktığını vurgulayan Mine Ağır, okuma dönemini geçen çocuklarda en sık karşılaşılan belirtilerin okuma ve yazmada yapılan yanlışlıklar olduğunu kaydetti ve şöyle devam etti: “Benzer harfleri karıştırma (d-b-p ya da m-n gibi yazımı benzeyen harfler), kelimelerdeki harf sırasını tersten algılama (en-ne ya da çok-koç gibi), aynı satırı okumaya devam etmekte güçlük yaşama ya da bir sonraki satıra geçerken sağ ve sol akışına dikkat etmekte zorlanma, harf ekleme, hece tekrarı (kafeterya- kafefeterya gibi)”
Günümüzde disleksinin hala zamanında teşhis edilemediğini hatırlatan Ağır, “Anne ve babalar mümkün olduğunca çok gözlemde bulunmalı ve belirtilerin artması halinde mutlaka uzmana başvurmalılardır. Unutmayın! Erken belirlenen teşhis dislektik bireylerin akademik, sosyal ve kişisel gelişimleri açısından oldukça önemlidir” diyerek sözlerini tamamladı.

Haber Merkezi