Sayfa Yükleniyor...
Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Onur Oral, 16-22 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen “Avrupa Hareketlilik Haftası” etkinliklerini değerlendirdi
ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL HABER
Avrupa Hareketlilik Haftası etkinliklerinin oldukça katılımlı ve yoğun geçtiğini kaydeden Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Onur Oral, etkinliklerin sadece 1 haftaya sığdırılmaması ve hayat tarzı haline getirilmesi gerektiğini ifade etti. Oral, “Etkinlik kapsamında Avrupa ve Türkiye’de çok sayıda etkinlik gerçekleştirildi. Etkinlikler sayesinde insanlar ulaşımı karşılayan arabalardan ziyade daha farklı ulaşım biçimi olan bisiklet kullandı. Bu süreçte, yapılan etkinlikler yıl içerisinde farklı ülkelerde devam ettiriliyor. Türkiye bir Avrupa ülkesi olarak bu çalışmalara uzak kalmıyor. Katılım gösteriyor. Ülkemizde hafta içerisinde yoğunlaşan ancak tüm yıla yayılan birçok etkinlik yapıldığını biliyoruz. Ancak Avrupa Hareketlilik haftası etkinliklerinin Türkiye’de daha yoğun bir şekilde yapılmasında fayda var. Avrupa Hareketlilik Haftası’nın bu seneki teması güvenli ulaşım tedbirleri ve bisiklet kullanımı üzerine yoğunlaştı. Özellikle Danimarka, Hollanda gibi Avrupa ülkelerinde bisiklet çok yaygın bir ulaşım biçimi. Genellikle arabaya alternatif olarak kullanılıyor. Türkiye’de de son dönemde bisiklete yönelindiğini görüyoruz. Avrupa, yollar ve park yerleriyle bisiklet kullanıma uygun. Ulaşımda arabanın vazgeçilmezliğini ortadan kaldırıyor. Avrupa bu sayede hem yakıt tüketimini azaltıyor hem de yakıtın vereceği doğa kirliliğini minimum düzeye indirgiyor. Ancak bunların arasında en önemlisi sağlıklı bir yaşam ortamı insanlara sunuyor” dedi.
BİSİKLETE YÖNELİM ARTTI
İzmir’in bisiklet kullanımına oldukça elverişli bir şehir olduğunu ifade eden Oral, “İzmir’de son 10 yıl içerisinde bisiklete yönelim arttı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin buna yönelik projeleri var. Bisiklet kullanımı artıracak yönde uygulamalar yapılıyor. Ancak yeterli değil. Bu bağlamda bisiklet kullanımına yönelik alanlar arttıkça gençlerde bisiklet kullanımı daha yaygınlaşacaktır. Gençlerin bisiklet kullanmaları hem onlara fizik aktivite bağlamında katkı sağlayacak hem de ulaşım adına bir katkı sağlayacaktır. Bisiklet kullanıma yönelik İzmir Büyükşehir ve diğer belediyeler ortak çalışmalarını artırırsa, İzmir bisiklet kullanımına çok daha elverişli bir şehir olabilir. Bununla ilgili çok güzel bir örneği çalışmakta bulunduğum Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesinde yaşıyoruz. Bir öğretim üyesi olarak, üniversite içerisinde artan bisiklet yürüme yolları sayesinde öğrencilerimin bisiklete ve yürüyüşe olan teşvikinin arttığını gözlemliyorum. Varmak istediğim nokta; yatırım olmadan hareketlilik eylemi hayata geçirilemez. Eğer insanlara “yürüyelim” diyeceksek, yollar yapmalıyız. Bisiklet kullanımı “sağlıklıdır” diyorsak bu sözde kalmamalıdır. Bisiklet için yollar, parkurlar yapılmalıdır ki verdiğimiz mesaj yerine gitsin” diye konuştu.
FİZİKSEL AKTİVİTENİN FAYDALARI
Fiziksel aktivitelerin vücuda sağladığı faydalardan söz eden Oral, “ Fiziksel aktivite sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez ön koşuldur. Hepimizin çok rahat bir şekilde gözlemlediği dünyada ve Türkiye’de artan obezite, hareketsizlikten kaynaklanan bir hastalıktır. Son dönem teknolojinin artarak gelişmesi beraberinde ekran bağımlılığı ve hareketsizliği beraberinde getiriyor. Ekran başında geçirilen zaman fizik aktiviteden kaybedilen zamandır. Ulaşımda bisiklet veya yürümeyi ön plana taşırsak, fizik aktiviteyi artırırız. En başta bireyin kalp ve damar sağlığı gelişir. Özellikle yürüme ve bisiklet bu açıdan bir tedavi aracı gibi kullanılmalıdır. Çağımızın hastalığı olarak adlandırılan “Stres” in önlemesinde yürüme ve bisiklet sürmenin katkısı vardır. Spor ve fiziksel aktivite ile vücutta salgılanmaya başlayan seratonin, endorfin ve dopamin gibi hormonlar direkt olarak insanın mutlu olma halini tetikleyen önemli hormonlardır. Fizik aktivite ile kassal hareketler ile bu hormonlar salgılanır. Bu anlamda fizik aktivitenin depresyon veya anksiyeteye de önlem olacağı açıktır. Fiziksel aktivitenin kemik erimesine engel olduğu ispatlanmıştır. Özellikle açık havada yapılan fizik aktivitenin kişinin oksijen tüketimini artırdığı bilinmektedir. Oksijenlenen kanın yaptığı metabolik başarı çok daha verimlidir. Özellikle gıdaların tüketilerek enerjiye dönmesi konusunda oksijenin yeri tartışılmazdır” dedi.
AVRUPA’DA İLK 5’TEYİZ
Hareketsizlik ile birlikte ortaya çıkan Obezite hastalığında Avrupa’da Türkiye’nin ilk 5’e girdiğine dikkat çeken Oral, “Dünya’da ilk 30’a girmiş durumdayız. Türkiye yüzde 25 oranında genç bir nüfusa sahip. Bu genç nüfusun ruhsal ve bedensel olarak sağlıklı gelişmesi fizik aktivite ile gerçekleştirilebilir. Aksi takdirde gençlerin oyunlarla ve kapalı ortamda hareketsiz bir biçimde vakit geçirmesi hem sağlıklarını hem de metabolik gelişmelerini engeller. Bu bağlamda ülke olarak fizik aktivitelere önem vermemiz gerekmektedir. Bizlerin en büyük beklentisi bakanlık ve belediyenin spor için daha fazla alan yapmasıdır” dedi.