Sayfa Yükleniyor...
Karşıyaka İlçesi’nden yaklaşık 10-15 yıl önce çıkarılarak Bayraklı’ya bağlanan gecekondu mahalleleri, hafriyat kumuna gömüldü; yeşil alan yok edilerek, heyelana davetiye çıkarıldı
İzmir Bayraklı’da Doğançay’dan gelen Yamanlar Deresi’nin aktığı bölge moloza boğuldu. Bir hafriyat şirketi tarafından Bayraklı Belediyesi Fen İşlerinden alınan izinlerle dereye boşaltılan molozlar, yeşil alanı yok ederek, sel baskınlarına da zemin hazırlıyor. 30 Ekim Cuma günü İzmir’de meydana gelen depremin ardından vatandaşlar, daha güvenli bölgelere taşınmayı esas alırken, bir kaya üzerine inşa edildiği söylenen Bayraklı İlçesi’ne bağlı Yamanlar Mahallesi’ne apartmanlar dikilmeye başlandı bile. Yamanlar Mahallesi’nin tam karşısında yer alan Onur Mahallesi sakinleri de yaşananlara şahit. İki mahalleyi birbirinden ayıran Yamanlar Dağı, hafriyat kumu ile yok edilirken, vatandaşlar büyük bir felaketin yaşanacağını söylüyor. “Gecekonduda yaşadığımız için kötü olan her şey bizlere müstahak mı?” diyen mahalle halkı, “Hiçbir plan, programa dayanmayan, isteyenin istediği yere kepçeyi sokup, göğe kadar yükselen binaları diktiği yeni bir mahalle. Park, bahçe, yeşil alan hak getire. Bir Yamanlar Dağımız vardı, o da gözümüzün önünde yok oluyor” isyanında bulundu.
YAMANLAR’DA KENT SUÇU İŞLENİYOR
Bizlere yaşanan olayı bildirerek bölgeye götüren Yüksek Şehir Plancısı ve Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Kurucu Başkanı Ahmet Tuncay Karaçorlu ise şunları söyledi: “Burası Doğançay’dan gelen Yamanlar Deresi’nin aktığı bölge. Bayraklı Belediyesi Fen İşlerinden alınan izinle hafriyat kumunun dağa, dereye boşaltılmasına izin verilmiş. Bu hafriyat kumu daha sonra dereyi yoğunlaştıracak, yağan yağmurlarla tıpkı yıllar önce yaşandığı gibi sel baskınları meydana gelecek. Böyle bir felaketin gerçekleşme ihtimali çok yüksek.” Yıllar önce yaşanan İzmir sel baskını olaylarını tekrar gündeme getiren Karaçorlu, o dönemde sel baskınlarına ilişkin rapor yazdığını, incelemelere katıldığını belirtti. Molozların bundan yıllar önce oluşan sel felaketinin izlerini bir kez daha hatırlattığını kaydeden Karaçorlu, “Çok katlı bir binanın inşaatı için oluşturulan kazılar sırasında ortaya çıkan hafriyat, vadi yatağına bırakılıyor. Bundan yıllar önce sel baskınından en çok etkilenen bölgelerden birisi de Yamanlar bölgesiydi. Sel felaketi sırasında derenin taşması sonucunda onlarca yurttaşımızı kaybetmiştik. Deprem felaketini daha yeni atlatmışken yine aynı belediyenin sınırları içerisinde kalan alanda bir kent suçu daha işleniyor” bilgisini paylaştı.
YENİ BİR FELAKETİN HABERCİSİ
Vadi yatağına boşaltılan molozların, kuvvetli yağacak yağmurlarla birlikte taşmalara, menfez yataklarının kapanmasına neden olabileceğini vurgulayan Karaçorlu, “Depremle sarsılan Bayraklı bölgesi bu kez de sel felaketi ile sarsılacak. İnşaat molozlarının, bir hafriyat şirketine verilerek, denetimsiz biçimde Doğançay Deresi’nin aktığı vadiye bırakılması yeni bir felaketin habercisi olabilir” dedi. Depremi fırsata çevirme gayreti içinde ki inşaat şirketlerinin, ‘Yamanlar Dağı’nın jeolojik yapısı depreme dayanıklı’ algısını toplumda yaygınlaştırdığını, 25-30 katlı gökdelenlerle karlı yatırımlara zemin hazırlandığını vurgulayan Karaçorlu, “Geleceğe dair hiçbir öngörüsü olmayan bu gelişmeler, başka felaketlerin de kapısını aralıyor. Bu konuda özellikle yerel yönetimlere büyük görevler düşüyor… Aziz Kocaoğlu döneminin kent yönetiminde de gündeme gelen bu bölge çöp depolama alanının konusu olmuştu. Uzmanların bir jeopark olarak önerdiği bu alan her seferinde yanlış bir uygulamanın konusu oluyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız da bu konuda taraf olmalı ve bu işlemi derhal durdurmalıdır” çağrısında bulundu.
VADİNİN DOĞAL DENGESİ BOZULUYOR!
Yamanlar Dağı’nın karşı tarafında yer alan Onur Mahallesi’nde oturan bir vatandaş ise “İçinden dere akan bir vadi düşünün, bu vadi zaten kendi doğal teraslamasıyla bir yandan görsel değer yaratırken aynı zamanda oluşmuş olan tabiat dokusu ağaçların meydana getirdiği kökleriyle de vadinin toprağını tutuyor… Şimdi ise vadinin bütün doğal dengeleri bozuluyor. İnşaat şirketlerinin yanlış ve haksız uygulamaları sonucu yerleşim için değer olabilecek olan bölge, yerleşim için bir felaket noktasına dönüşüyor. Burası yeni yapılanan bir dikey gecekondu semti. Hiçbir plan, programa dayanmayan, isteyenin istediği yere kepçeyi sokup, göğe kadar yükselen binaları diktiği yeni bir mahalle. Park, bahçe, yeşil alan hak getire. Bir Yamanlar Dağımız vardı, o da gözümüzün önünde yok oluyor. Belediyenin dere yatağına yaptırdığı koruma bariyerleri ise inşaat atıklarıyla yıkılıyor ve yerel yönetimlerden, hiç kimseden ses, seda yok. Gecekonduda yaşadığımız için kötü olan her şey bizlere müstahak mı? Sağlıklı bir çevre, burada yaşayan insanların hakkı değil mi?” cümlelerini kullandı.
Haber Merkezi