Geçmişin mimarı antikacılar “Bitpazarları denetlensin”

Profesyonel olarak 22 yıldır antikacılık yapan Erkan Sert, mesleğin önemini ve zorluklarını anlattı. Sert, antikacılar için önemli bir yer olan bitpazarlarının ise Büyükşehir tarafından denetlenmesi gerektiğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 19.08.2019 08:20
  • Güncelleme Tarihi : 19.08.2019 08:20
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Geçmişin mimarı antikacılar “Bitpazarları denetlensin” haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Kültürün bir dönemden başka bir döneme taşınmasını sağlayan antikacılar, hem geçmişe ayna tutuyor hem de bugünü geleceğe aktarıyor. 22 yıldır profesyonel olarak antikacılık yapan Erkan Sert, kendisi ve meslektaşları adına mesleğin önemini, katkılarını ve zorluklarını dile getirdi. Aynı zamanda antikacılar için önemli bir kaynak olan bitpazarında yaşanan sıkıntılara da değinen Sert, pazara özen gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Antikacılığa başlamasında İzmirli olmasının büyük etkisi olduğunu dile getiren Sert, “İzmir’in en önemli simgelerinden biri olan efe kültürü hayatımda önemli bir yere sahip” dedi. Bir insanın antikacı olabilmesi için öncelikli olarak mesleğini sevmesi gerektiğini söyleyen Sert, “Antika denilince akla yalnızca tarihi eserler gelmesin. Son beş yıldır yiyecek ve içecek kültürüne ait pek çok obje toplanıyor ve koleksiyonculuğu yapılıyor. Geçmişte kullanılan tepsiler, promosyon olarak verilen bardaklar ve buna benzer pek çok materyal günümüzde toplanır oldu. Yiyecek ve içecek kültürüne ait en kapsamlı müze Bozcaada’da bulunmaktadır. Her döneme ait sakızları toplayarak kurulan müze, Sakız Müzesi’dir. Kimileri tarafından basit görünse de, geçmişe ait sakızlar da bizim kültürümüzün bir parçasıdır” ifadelerini kullandı. Antikacı Sert, ayrıca bitpazarlarının kendileri için önemli bir kaynak olduğunu dile getirerek buraların İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından denetlenmesini istedi.



MERAK VE ARAŞTIRMA ÖNEMLİ
Antikacılık yapanların meraklı ve araştırmacı olması gerektiğini söyleyen Sert, “Bizler de merak edip araştırarak birçok obje topluyoruz. Bulduğumuz materyallerin üzerinde tarih belirtilmemişse, ne zaman ve nerede yapıldığı, malzemesine, modeline, renklerine ve yapımındaki ustalığa bakılarak uzmanlar tarafından anlaşılıyor” dedi. Antikacılığın geçim sağlamak için yapılacak bir iş olmadığını vurgulayan Sert, ekonomik anlamda bakıldığında riskli bir sektör olduğunu söylerken “Düzenli bir işiniz olduğunda yeme, içme, barınma gibi temel ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek parayı kazanırsınız. Bizim işimizin ise düzenli bir getirisi yok. Bazen hiç kazanamıyoruz, bazen de bir parçayla bir yıllık ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek parayı kazanıyoruz. Ama genel olarak baktığımızda kazancımız iyi oluyor. Özellikle teknoloji, işimizi çok kolaylaştırdı. Şehir dışından koleksiyonculara istedikleri materyalleri satabiliyoruz” diye konuştu.



YELPAZESİ ÇOK GENİŞ
Antikacılığın yelpazesinin oldukça geniş olduğunu sıkça dile getiren Sert, “Bulabildiğimiz en eski ürünler diye bir şey yok. Son 6 padişahtan öncesine ait materyalleri satmamız yasak. O kadar zengin bir kültüre sahibiz ki çok fazla materyal bulunuyor. Orijinal kehribar ağızlıklar, Katalin ağızlıklar, kıyafetler, paralar ve birçok obje geçmişten bugüne geliyor. Osmanlı gösterişe çok meraklıydı ve çok iyi gümüş işçiliği vardı. Savatlı gümüş dediğimiz bu işçiliğin günümüzde yapılması imkansız. Bizim işimizde sanat ön plana çıkıyor. Bir ürünün değerli olabilmesi için üzerindeki sanat önemlidir. Mesela Tombak sanatı Osmanlıda çok ayrı bir yeri vardır. Rivayet edilen odur ki o dönemde en iyi ustalar 40 yaşına kadar yaşıyordu. Çünkü tombak siyanürle yapılıyordu” dedi.



60 İHTİLALİ BENİM İÇİN İLGİNÇ
Kendisi için 27 Mayıs 1960 tarihinin kendisi için ilginç bir konu olduğunu dile getiren Sert, o tarihe ait bilgileri barındıran materyallerden bahsetti: “1960 İhtilali ile ilgili materyalleri araştırıyorum. Bu dönem ile ilgili materyal çok. Örneğin ihtilal döneminde çıkarılan gümüş ihtilal parası, adaya girmek için şart olan Yassıada giriş kartları gibi. Adnan Menderes dönemi ile ilgili çok fazla bilgi olmadığını düşünüyorum, Bu sebeple araştırmak istedim. O döneme ait haritalar, broşürler, gazeteler pullar ve benzeri belgeleri saklıyorum. O dönemde Yassıada’ya özel haritalar yapılmış, kimin nerede kaldığına kadar her şey haritalar ile belirlenmiştir. Elimde bulunan, Aydın’ın ilk kadın milletvekili Piraye Levent tarafından Yassıada’ ya gönderilen mektuplar tarihi belge niteliğindedir” dedi. Antikacılığın, geniş alanından bahseden Sert, kazandığı birikimler ile geçmiş toplumların üreticilikte sınır tanımadığını, bizim ise tüketici bir toplum olduğumuzu dile getirdi. Sert, “Sanat günümüzde de para ediyor ama geçmiş dönemlerde, kısık şartlar altında yapılan işçilikler daha kıymetliydi” dedi. Kendisinde bulunan bir kaç antika materyalin hikâyesini paylaştı.
İNGİLİZ ROM ŞİŞESİ’NDEN
Sert, “Büyük bir pazar olan Osmanlı’ya, Fransa, Almanya, Belçika başta olmak üzere dünyanın birçok yerinden gelen ürünler giriyordu. 1908 yılında satılan gazoz, kapak olmadığı dönemlerde çocuklar için oyun aletiydi. Üzerinde Osmanlıca ve Latince yazan Hasan Bey Gazozu, kapak olmadığı dönemlerde üretildiğinden, basınç ile bilye kullanılarak kapatılırdı. Çocuklar, gazozu içip, bilyeyi çıkartmak için şişenin ağız kısmını kırarlardı. Kurtuluş savaşında İngiliz ordusu, askerlerine barut yetiştiremediği için ellerindeki Rom, su, asit mürekkep taşımak için kullanılan şişelerinin üzerine, ‘S.R.D’ ibaresi basarak içerisine kara barut doldurup, gemilerle savaşa getirmişlerdir” ifadelerini kullandı.
BİTPAZARLARI DENETLENSİN
Bitpazarlarının kendileri için önemli bir kaynak olduğunu dile getiren Sert, “Bitpazarında 2 bin tane tezgah açılıyor ve eski eşya toplayıcılarının elinde bulunan ve değeri antikacılar tarafından anlaşılan pek çok tarihi objeyi içinde barındırıyor” şeklinde konuştu. Bitpazarının düzensiz olması nedeniyle birçok değerli eşyanın kaybolduğuna ve çalındığına dikkat çeken Sert, “Kaybolan, sıradan eşyalar değil, tarihimizdir” diyor. Yetkililerden bitpazarı için düzen istediğini dile getiren Sert, antika eşyalara sahip çıkılması gerektiğini, çünkü tarihin bugünü aydınlattığını vurguladı. Pazardaki denetim eksikliğini vurgulayan Sert, “İzmir’de pek çok kapalı pazaryeri var. Bunlardan bir tanesi pazar kurulmadığı gün bitpazarı için ayrılabilir, diğer şehirlerde düzenli şekilde bitpazarları kuruluyor. Eski zamanlardan kalan pek çok eşya ben ve meslektaşlarım tarafından, değeri anlaşılarak bugüne ve geleceğe aktarılıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinden düzen sağlaması açısından kapalı pazar yeri istiyoruz” dedi.