- Gündem
- 02.07.2025 00:55
Gema Vakfı tarafından İGC Uluslararası Basın Merkezi’nde düzenlenen toplantıda, Gediz Nehrinde yaşanan ve yıllardır çözüme kavuşturulamayan kirlilik konuşuldu, çözüm önerileri sunuldu
SULTAN GÜMÜŞ KAYA
Gema Vakfı (Gediz Havzası Erezyonla Mücadele, Ağaçlandırma, Çevre ve Kalkınma Vakfı) Genel Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu, Gediz ve Ege Havzası’nda kirliliğin önlenmesi için alınacak yaşamsal kararlar, Gediz ve Ege Havzası çevre sorunları, çözümleri ve kuruyan Gölmarmara Gölü konulu bir basın toplantısı düzenledi. İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Uluslararası Basın Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıda, Kasım ayında İzmir’de düzenlenecek International Gedizsymp 2022 İzmir sempozyumu konusunda da bilgilendirme yapıldı.
NE YAZIK Kİ ÇÖZÜME KAVUŞTURULAMADI
Gema Vakfı’nın 27. kuruluş yıldönümünde toplantıyı düzenleyen Başkan Kilimcigöldelioğlu, kürsüye çıkarak yaptığı sunumda şunları kaydetti: “Gema Vakfı’nın 27. Kuruluş yıldönümünü kutlamaktayız. 27 yılda Gediz Havzası çevre sorunları ve Gediz Nehri kirliliği ne yazık ki çözüme kavuşturulamadı. Uzun zamandır üstünde çalışmaları sürdürdüğümüz Gediz Havzası çevre sorunları ve çözüm önerilerinin yer aldığı Gediz Havzası için yaşamsal kararları düzenledik ve sizlere sunuyoruz. Gediz Havzası için yaşamsal kararların alınmasında; Prof. Dr. Aleattin Taysun, merhum Prof. Dr. Nilgün Harmancıoğlu, Prof. Dr. Bülent Okur, DSİ emekli genel müdür yardımcısı Ahmet Alparslan, Prof. Dr. Mehmet Sıkı, Prof. Dr. Şenay Aydın, Prof. Dr. Huriye Uysal, Prof. Dr. Ferit Turanlı, Prof. Dr. Hayriye İbrikçi ve Florıda Üniversitesi’nde koordinatör Tom Wichman, Doçent Mark Clark, Doçent Gail Hansen, Dr. Esen Momol çalışmalar yaparak destek olmuşlardır. Gema Vakfı olarak destek olan bilim insanlarına teşekkürlerimizi sunuyoruz. Gediz Havzası için yaşamsal kararlar ile Gediz Havzasına ve Türkiye’deki tüm nehir havzalarının korunmasına bir ümit olacağına inanıyoruz. Toprak, su, hava ve çevre insan yaşamının temel unsurlarıdır. Topraksız ve susuz yaşamın mümkün olmadığı bu dünyada elimizdekilerin değerini bilmeli ve bunları korumalıyız. Türkiye ve dünya topraklarını bereketle kullanalım. Nehirlerimizi, göllerimizi, barajlarımızı temiz tutalım.”
TEMİZ VE BERRAK BIRAKILMALIDIR
“Gediz, Büyük Menderes, Küçük Menderes ve Bakırçay ölmesin! Devlet içme suyunu kontrol ettiği gibi tarımsal sulamayı da aynı özende kontrol etmelidir” diyen Başkan Kilimcigöldelioğlu, “Gediz Havzası Koruma Eylemi Planı ve Gediz Nehri yatağı ıslahı acilen bitirilmeli ve ağaçlandırılmalıdır. Ayrıca nehir yatakları yerli ve yabancı turizme kazandırılmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından projeler hayata geçirilmelidir. Gediz Nehrine paralel kanalizasyon kolektör hatları yapılmalı ve Menemen ilçesi Maltepe Beldesinde büyük bir arıtma tesisi kurulmalıdır. Sanayi ve belediyeler için ortak ileri atık su arıtma tesisleri kurulmalı ve evsel ve sanayi atıkları Gediz Nehrine dökülmemelidir. Gediz Nehri temiz ve berrak bırakılmalıdır” ifadelerini kullandı.
BİRÇOK KURUM KATILAMIYOR
Başkan Kilimcigöldelioğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Demirköprü Barajından Menemen’e kadar bölgemizde yapılan arıtma tesislerinin atık suları deşarj kanallarıyla Foça veya Maltepe’de yapılacak büyük bir arıtma tesisi ile sular arıtıldıktan sonra tarımsal sulamada kullanılmalıdır. Ergene Havzasında yapılan çalışmaların Gediz Havzasında da yapılması sağlanmalıdır. Gediz Havza Yönetim Kurulunun çalışmalarına Kütahya, Uşak, Manisa, İzmir Valileri, İzmir ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkanları, Kütahya ve Uşak Belediye Başkanları, rektörler ve birçok kurum katılamıyor. Gediz Havza Yönetim Kurulunun düzenli çalıştırılması, en az yılda 2 defa toplantı yapılması ve kurumların toplantılara katılması sağlanmalıdır. Kurulan Havza yönetimleri aktif hale getirilmelidir.”
EN KİRLİ NOKTALARINDAN BİRİ
Alaşehir Çayı’nın Gediz Nehrinin en kirli noktalarından bir tanesi olduğunu vurgulayan Şener Kilimcigöldelioğlu, “Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Alaşehir ve Sarıgöl Belediyesi’nin arıtma tesislerinin inşaatları bitirilememiştir. Alaşehir’de 40’a yakın tarımsal işletmenin, Salihli’de kurulu olan fabrikaların bir kısmının evsel sanayi atıkları, Alaşehir ve Salihli’deki jeotermal tesislerinin atık suları Alaşehir Çayına ve Gediz Nehrine dökülmektedir. Alaşehir Belediyesi arıtma tesislerini faaliyete geçirmeli ve bu sorunun önüne geçmelidir” dedi.
CİDDİ TEHLİKE SAĞLANIYOR
Jeotermal enerjinin, birinci sınıf tarım arazilerinde yapılmaması gerektiğini vurgulayan Başkan Kilimcigöldelioğlu, “Havzada alternatif enerji kaynakları araştırılmalı, güneş, rüzgar ve biyolojik atıklardan yararlanarak elektrik enerjisi sağlanmalıdır. Gediz Havzasında yüzlerce jeotermal sondaj kuyusuna izin verilmiş ve atık suların havzaya bırakılmasının denetlenmesinde eksikliklerin olduğu saptanmaktadır. Havzadan sulanarak üretim yapan bölgede yükselen bor oranı ile ciddi tehlike sağlanıyor. Böyle devam ederse başta üzüm olmak üzere sebze ve meyve üretiminde verim alınmayacaktır. Bunun için yeni jeotermal kurulara izin verilmemelidir” bilgisini paylaştı.
MADEN FAALİYETLERİNE İZİN VERİLMEMELİ
Başkan Şener Kilimcigöldelioğlu, son olarak, şunları aktardı: “Murat Dağı 2309 metre yüksekliği ve 500 Km’ye yayılan alanı ile Ege Bölgesinin ekoloji ve yağış rejimini düzenleyen öneme sahip bir dağdır. Volkanik olması nedeniyle zengin toprak ve bitki örtüsü barındırır. Gerek yüksekliği, gerek bitki örtüsü zenginliği sayesinde yeraltı kaynakları çok bereketlidir. Nitekim Gediz Nehri ile Porsuk, Banaz ve Susurluk Çayları bu dağdan doğar. Ayrıca Sakarya ve Menderes Nehirleri bu dağdan beslenir ve Murat Dağı Anadolu coğrafyasının yeraltı su kaynaklarının birçoğuna ev sahipliği yapar. Bu nedenle ülkemizin ve bölgenin su ihtiyaçları ve verimli tarım arazileri dikkate alındığında, bu dağda altın başta olmak üzere hiçbir maden faaliyetlerine izin verilmemelidir.”