Gençler sordu, Başbakan yanıtladı

Başbakan Binali Yıldırım, “Ben bakanım bir tane genel müdür yardımcısı değiştireceğim başbakan imzalıyor, cumhurbaşkanına gönderiyor cumhurbaşkanı imzalamıyor, geri gönderiyor. O genel müdür yardımcısı kararnamesi döndükten sonra benim karşıma geçti sırıtarak ‘Naber Bakan Bey’ dedi” diye konuştu


  • Oluşturulma Tarihi : 07.04.2017 07:17
  • Güncelleme Tarihi : 07.04.2017 07:17
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Gençler sordu, Başbakan yanıtladı haberinin görseli

AHMET TOPRAK

Başbakan Binali Yıldırım, İzmir programının finalini Tarihi Saat Kulesi önünde yaptı. Habertürk TV - Bloomberg HT ortak canlı yayınında “Türkiye'nin Referandumu-Gençler Başbakana Soruyor” adlı programa katıldı. Hazırladıkları yeni sistemin, vesayet sistemlerini, darbeleri ortadan kaldıracağına inandıklarını belirten Yıldırım, vatandaşlara güvendiklerini sandıktan 'evet' çıkacağına da inandığını kaydetti. Bazı vesayet odakları ile sıkıntılar yaşadıklarını belirten Yıldırım, şunları kaydetti: “Biz Ahmet Necdet Sezer ile çok problem yaşadık. Ama biz sorumluluk sahibiyiz, ülke yönetiyoruz, yutkunduk yutkunduk aman kriz çıkmasın diye hep alttan aldık. Çok basit örnek vereyim. Ben bakanım, bir tane genel müdür yardımcısı değiştireceğim, başbakan imzalıyor, cumhurbaşkanına gönderiyor. Cumhurbaşkanı imzalamıyor, geri gönderiyor. O genel müdür yardımcısı kararnamesi cumhurbaşkanından döndükten sonra böyle sırıtarak ‘Naber Bakan Bey?’ Bu ne demek biliyor musun, 'Benim patronum cumhurbaşkanı, sen değilsin' demek.”

SEN AĞA BEN AĞA

Yıldırım, “Sorun sistemde mi ?” sorusuna da, “Sorun; iki tane irade var mevcut sistemde, bunun bire inmesi lazım. Bir direksiyonda iki tane şoför olmaz, bir fabrikada iki tane patron olmaz. İşin sahibinin belli olması lazım. Öbür türlü hata olunca, ‘Ben yapmadım, senin yüzünden oldu.’ Sonunda bedeli millet ödüyor. Bizim memlekette bir laf var, ‘Sen ağa ben ağa; bu davarları, koyunları kim sağa?’ Bir tane iş yapacak adam lazım. O da milletin seçtiği, karar verdiği, sandıkta seçtiği bir tane irade olacak. Bu başbakan olabilir veya cumhurbaşkanı olur, ikisi birden olmaz. Bugün iyi gidiyor ama biz bugünü düşünmeyelim, geleceği düşünelim” cevabını verdi.

BUNUN BİR ANLAMI VAR

“Başbakanlığın olmayacağı bir sistem için bir başbakan olarak neden bu kadar canla başla çalışıyorsunuz?” sorusunu Yıldırım, şöyle cevapladı: “Doğru ve çok güzel bir soru sordunuz. Kılıçdaroğlu da diyor ki ‘Biz Binali Bey için çalışıyoruz.’ Niye benim için çalışıyorsun kardeşim, çalış da iktidar ol. 7 seçim olmuş hala iktidar olamamışsın. Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin 65. Hükümeti'nin Başbakanı olarak eğer temsil ettiğim makamdan vazgeçiyorsam bunun bir anlamı var gençler. Türkiye için bir anlamı var. Türkiye'nin geleceği size emanet olacak. Yaşadığımız olaylar, acı tecrübeler en son 15 Temmuz böyle bir değişikliğin şart olduğunu ortaya koydu.”

MİLLİ GELİR 14 BİN DOLAR OLACAKTI

Türkiye'nin kuvvetli bir iktidara sahip olması gerektiğini söyleyen Yıldırım, geçmişte yaşanan hükümet krizlerinden örnekler verdi. Siyasi krizlerin ekonomik krizleri beraberinde getirdiğine işaret eden Yıldırım, 2001 ekonomik krizine işaret ederek, “En son rahmetli Ecevit çok aradı, buldu, 'Ne kadar iyi bir adam', Ahmet Necdet Sezer'i 'Dünyada eşi benzeri yok' dedi, getirdi. Bütün parti liderlerini ikna etti. Bir gün anayasa kitabını bir fırlattı Ecevit'in kafasına, Türkiye yerle bir” diye konuştu. Türkiye'nin o krizde 638 milyar lira kaybettiğini, AK Parti iktidarında bunu ödediklerini ve 2011 yılında zor bitirdiklerini anlatan Yıldırım, bu faizler ödemeseydi bugün kişi başına milli gelirin 11 bin değil 14 bin dolar seviyesinde olacağına dikkat çekti.

NABER BAKAN BEY DEDİ

“14 yıllık iktidarda hangi vesayet odaklarıyla, kimlerle sıkıntı yaşadınız?” sorusunu da Yıldırım, şöyle yanıtladı: “Biz Ahmet Necdet Sezer ile çok problem yaşadık. Ama biz sorumluluk sahibiyiz, ülke yönetiyoruz, yutkunduk yutkunduk aman kriz çıkmasın diye hep alttan aldık. Ne oldu; yapmamız gereken işlerin üçte birini ancak yapabildik, üçte ikisini engellediler. Çok basit örnek vereyim. Ben bakanım, bir tane genel müdür yardımcısı değiştireceğim, başbakan imzalıyor, cumhurbaşkanına gönderiyor. Cumhurbaşkanı imzalamıyor, geri gönderiyor. Bir tane genel müdür yardımcısı... Benim bakanlığımda yüzlercesi var. O genel müdür yardımcısı kararnamesi cumhurbaşkanından döndükten sonra böyle sırıtarak ‘Naber Bakan Bey?’ Bu ne demek biliyor musun, 'Benim patronum cumhurbaşkanı, sen değilsin' demek.”

VATANDAŞ İSTEDİĞİ OYU VERSİN

Halk oylamasında kararsızların olmadığını, kararını paylaşan ve paylaşmayanların bulunduğunu aktaran Yıldırım, “59 milyon teorik olarak oy kullanacak yurt içi, yurt dışı vatandaş var. Ben kimin nereye oy vereceğinin peşinde değilim, değişikliği doğru biçimde anlatmak zorundayım. Rakam açıklamak oy vereceklere haksızlık olur. Bildiğim şeyler var ama o bir dayatmadır, yönlendirmedir, bu vatandaşa hadsizliktir. Vatandaş rahatça istediği oyu versin” ifadelerini kullandı. Halk oylamasının ardından “evet ve hayır" diyenlerin aynı platformda bir araya gelebilir mi? Kucaklayabilir misiniz?” sorusu üzerine Başbakan Yıldırım şunları kaydetti: “Herkesin başımızın gözümüzün üstünde yeri var, başımızın tacıdır. Vatandaşımızın vereceği oy o gün bitmiştir, ondan sonra o defter kapanmıştır. 80 milyon biriz, beraberiz, kardeşiz. Biz ancak bu şekilde yolumuza devam edersek alçak bölücü örgütler FETÖ ile DEAŞ ile mücadele edebiliriz. İçerideki, dışarıdaki düşmanlarımızdan ancak baş edebiliriz. Farklılıklarımız bizi ayrıştıran değil bizi birleştiren özelliklerimizdir. Tabii ki farklı olacağız, bakın burada oturuyorsunuz hiç birbirimize benzemiyoruz, kimimiz esmer, kimimiz sarışın ama bir şeyimiz aynı gözlerimizden akan yaş hep aynı onun için birbirimizi yormayacağız.”

SEN KİMİ DÜŞMAN GÖRÜYORSUN

CHP Milletvekili Hüsnü Bozkurt ve Deniz Baykal'ın “İzmir'de düşmanı denize dökmüş kadar sevineceğiz” sözlerini anımsatması üzerine Yıldırım, “Bu ne nefret, İzmir'de biz denize kimi döktük? Burada ‘evet’ verenler bu ülkeyi işgal edenlerden daha mı kötü? Bir tane de milletvekili ismi lazım değil, ‘Yunan'ı nasıl Samsun'dan çıktık, Anadolu'yu dolanıp denize döktüysek ‘evet’ çıkanları da denize dökeceğiz.’ Densizlik... Lafın nereye gittiğinden haberi yok adamın. Bu adama sormak lazım, İzmir Marşı'nı sen biliyor musun? İzmir Marşı'nı okudun mu? Okusa bilse eminim ki bunları söylemez. Sen kimi düşman görüyorsun kardeşim. Bu ülkenin vatandaşı 'evet' de verir ‘hayır’ da verir sandığa da gitmez. Sandığa gitmek bir vatandaşlık borcudur, bizim tavsiyemiz herkes gitsin 'Bende geleceğimiz hakkında sorumluluk aldım' desin, biz bunu söylüyoruz” ifadelerini kullandı. Konuşmasının devamında İzmir Marşı'ndan bir bölüm okuyan Yıldırım, 16 Nisan halk oylamasının Türkiye için önemli bir gün olduğunu aktardı.