- Gündem
- 02.06.2025 13:26
Türkiye Gençlik Birliği İzmir İl Başkanı Ozan Özaslan, İl Sekreteri Doğa Dursun, gündemden siyasete, TGBnin yapısından teşkilatlanmasına kadar sorduğumuz soruları içtenlikle yanıtladı
ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL RÖPORTAJ
Türkiye Gençlik Birliği (TGB) herkes onları Amerikan askerlerinin başına çuval geçirmesi ile tanıdı. Bu eylemleri Türk halkından büyük destek gördü. İlk kez 2006 yılında Ankarada Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde Atatürkçü Düşünce Topluluklarının birleşimi ile kurulan bu topluluk, çok sayıda önemli etkinliğe imza attı. Gündeme göre hareketini belirleyen ve daima milletin değerlerine sahip çıkan gençlerin İzmir Teşkilatı da oldukça aktif. Her günü faal geçen bu teşkilatın İzmir İl Başkanlığında Ozan Özaslan, İl Teşkilatı Sekreterliğinde Doğa Dursun bulunuyor.
Seni kısaca tanıyalım.
Doğa Dursun: TGB İzmir İl Sekreteriyim. 1995 senesi İstanbul doğumluyum. Liseyi Zonguldakta okudum. TGB ile tanışmam da burada oldu. Lise 1den bu yana yaklaşık 8 senedir TGBnin içerisindeyim. Zonguldakta TGBnin Lise Kolu Başkanlığını yaptım. Sonrasında İzmire geldim. Üniversiteyi Dokuz Eylül Üniversitesinde okuyorum. Kampüs Başkanlığı ve Türkiye Liseliler Birliğinin İl Sorumluluğunu yaptım.
TGBnin temelleri kaç yılında atıldı?
Doğa Dursun: TGBye olan ihtiyaç eskiden beri geliyor. Ta ki sağ-sol çatışmalarının yaşandığı dönemden beri. İşte tam bu dönemde birleştirici bir güce ihtiyaç vardı. O ihtiyaca çare de 2006 yılında TGBnin kurulması oldu. 62 tane Atatürkçü Düşünce Topluluğu ve bazı gençlik örgütleri üniversitelerde birleşerek birlik yarattılar. Bu birlik Türkiye Gençlik Birliği idi Türkiyenin tamamını kapsıyor. Her üniversitede yer alan bir gençlik örgütü
Ozan sana dönecek olursak, bu örgütün İzmir İl Teşkilatlanması ne zaman gerçekleşti? Bunu da senden öğrenelim.
Ozan Özaslan: 2006 senesinde TGBnin ilk kurulduğu zaman ile aynı zamanda burada da örgütlenme gerçekleşti. TGB İzmir kuruldu. Doğanın da söz ettiği gibi 62 topluluk içerisinde Ege Üniversitesindeki topluklar da dahildi. Sonrasında direk bu teşkilatta kuruldu. Teşkilatımızı, üniversiteli öğrenciler ve emekçiler olarak ayırıyoruz. Mesela siz teşkilata üye olursanız, teşkilatımızda emekçilere dahil olursunuz. Üniversiteler bazında şu anda 350 üyemiz var. Aktif olarak sahada çalışan 150 arkadaşımız var. Emekçiler olarak topluluğumuzda yer alan ve bize eylemlerde destek olan toplamda 3 bin destekçimiz var.
Anladığım kadarı ile TGBli olmak için belirli bir yaş kısıtlaması yok. Üniversite dışında da üye kabul ediyorsunuz.
Ozan Özaslan: Evet. Belli bir yaş aralığımız yok. Ancak genel anlamda işlerimizi üniversite öğrencileri ile yürütüyoruz. Bunun haricinde büyüklerimiz de bize destek olabiliyor. Eylemlerimize katılıyor. Oralarda görevler alabiliyorlar. Büronun açılıp, kapanmasından tutunda tadilata kadar bize destek veriyorlar.
AMERİKAN ASKERLERİNİN BAŞINA ÇUVAL!
Türkiye sizi ilk kez Amerikan askerlerinin kafasına çuval geçirmenizle tanıdı. Bu ve bunun gibi eylemlerin içerisinde yer aldınız. TGB olarak izlediğiniz yol, politika nedir?
Doğa Dursun: Konuşmamın başında da belirttiğim gibi Türkiyeyi sağ-sol demeden birleştirmek gibi bir derdimiz var. Çünkü; Türkiye 1950den bu yana ki bu zaman NATOya dahil olduğumuz zamandır. Bu süreçten beri özellikle Amerika eliyle etnik ve mezhepsel bölücülüğün içerisine sürüklendi. Alevi-Sunni, Türk-Kürt çatışmaları gibi Amerika eliyle de PKK gibi Türkiyeyi bölmek için bir taşeron örgüt kuruldu. Bu PKK 1980 (darbeden sonra) silahlı olarak boy göstermeye başladı. Bu silahlı örgüt ile Türkiye savaşın içerisine girdi. Bu savaş hala devam ediyor. Savaşın devamı olarak da TGBliler olarak şöyle bir politikamız var: Mehmetçik cephede sınır içerisinde ve dışında bu savaşa devam ediyor. PKKyı kazdıkları hendeklere gömüyor. Bizlerde cephenin gerisinde Türk milletini birleştiriyoruz. Yaptığımız bu Son dönemlere baktığınızda mezhepsel çatışmalar daha az. İnsanlar artık Mehmetçiğin arkasında daha çok birleşiyorlar. Çünkü; bu davayı da haklı buluyorlar. Biz o emperyalizme karşı verilen davanın arkasında Türk Milletini birleştiriyoruz. Bugünün esas çelişkisi ve siyaseti de bunun üzerine kurulu. Türkiyede her gün gündem değişiyor. Biz bu gündemin doğruluğuna ve yanlışlığına karar kılmadan önce bu işin Türkiyenin genel bölünmez bütünlüğüne karşı durumuna bakıyoruz. Durum: Türk askerinin karşısına bir durum mu? Ya da bu sayede Türk askerinin yanında mıyız? Burada Türk askerinden kastım sadece Türk Silahlı Kuvvetleri değil. Türk Milleti. Topyekün buna bakıyoruz. Amerikanın yanında mı? Yoksa karşısında mı? Esas çelişkiyi de bu oluşturuyor.
Türkiyede ne gibi ses getiren eylemlere imza attınız?
Doğa Dursun: Üniversitelerin bilim yuvası olması açısından 2012 yılında bir yürüyüş gerçekleştirdik. Yanlış hatırlamıyorsam 12 Marttı. İlk kitlesel yürüyüşlerimizin başında geliyor. İstiklal Caddesinde gerçekleştirmiştik. Daha sonrasında 19 Mayıs 2012, 29 Ekim 2012-2013 Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri. TGB, özellikle milli değerlerine sahip çıkan ve o değerler etrafında gençliği toplayan ve birleştiren bir örgüt olduğu için milli değerlerimize karşı bir saldırı olduğunda ilk cevabı da hep biz verdik. Bunun dışında büyük Mehmetçik eylemleri düzenledik. Açılım sürecinde PKKnın Amerika desteği ile Türkiyenin üzerine dalga dalga geldiği dönemde her gün şehit veriyorduk. İnsanlar bu duruma alışmaya başlamıştı. Öyle bir koşul içerisindeydik. O dönem içerisinde biz Mehmetçiğin arkasında büyük yürüyüşler düzenledik. Ancak gündem de en çok yer edinen hareketimiz Amerikan askerlerinin başına çuval geçirmemizdi. Hem Eminönünde hem de birçok yerde çuval geçirmiştik. Bu da bizim emperyalizme, topraklarımızda rahatça gezemeyeceği, hareket edemeyeceğini göstermekti. Onların bu topraklar üzerinde yeri olmadığı ve bir gün gideceklerinin mesajını verdik. Bu eylemlerle birlikte toplumun desteğini aldık. Halk bizi Amerikan askerlerinin başına çuval geçiren gençler olarak tanıdı. Hatta bunun sayesinde Pentagonda TGB konuşuldu. Amerika bu eyleme karşı bir bildiri yayınladı. Öyle bir ses getirdi. En son Pentagondan devletimize ultimatom geldi. Sonrasında davalar açıldı. Bodrumda Amerikan askerlerinin başına çuval geçiren arkadaşlarımız hakkında 16 yıl hapis istendi. Hala bu yargılama devam ediyor. Bizim mesajımız net: Süleymaniyede oranın valisini öldürmek gibi saçma sapan bir nedenle askerlerimizin başına çuval geçiren ve Irakta arkası açık arabada gezdiren bir zihniyete karşı durduk. Devlet, askerlerimizin küçük düşürülmesine karşı bir şey yapamamıştı. Biz bunu yaptık. Bugün olsa bugün yine yaparız. Hala emperyalizmin ülkemiz üzerinde emelleri sürüyor. 15 Temmuz hain darbe girişimini yaşadık. Böyle saldırılar devam ediyor. İncirlik üssüne kadar girdik. İki arkadaşımız üsse girerek Amerikan askerlerini kovaladı.
FETÖ AMERİKAN OYUNU
15 Temmuzdan sonra Türkiyede ne değişti?
Ozan Özaslan: Net bir Amerikan saldırısıydı. Fethullah Gülen elli yıldır bu ülkenin içerisinde örgütlendi ve yapılandı. Devletin kademelerine sızdı. Emperyalizm bunu destekledi. 15 Temmuzda bunun son aşamasını gördük. Vatan mücadelesi başladı. Fethullah Gülen son kozunu kullandı. Artık herkes bu kişinin emperyalizm tarafından desteklendiğinin farkına vardı. Türkiye emperyalizmi kavradı. Birleşime gitti. Bu süreçten sonra birlikteliğin önü iyice açıldı. Birlik olarak bir şeyler yapabilir hale geldik. 15 Temmuz saldırı haricinde bir birleştirici yönü de oldu.
Herhangi bir siyasi partiye bağlı mısınız? Ya da kendinize yakın gördüğünüz bir görüş var mı?
Ozan Özaslan: Sürekli merak edilen bir konu. TGB aktif bir gençlik örgütü olduğundan dolayı her zaman farklı bir partilerle adı yan yana geliyor, yazılıyor, çiziliyor. O günün siyasetine göre bir yerde eylemlere katılmamızla birlikte bizi farklı partilerle yakıştırıyorlar. Cumhuriyet mitingleri zamanı bizi sürekli AK Partililer, bizi Cumhuriyet Halk Partisinin çocukları olarak adlandırdı. CHPnin arka bahçesi olarak nitelendirdi. Bir süre sonra vatan savaşı eylemlerinde Vatan Partisinin gençlik kolları olarak değerlendirenler oldu. Bizim içimizde birçok siyasi görüşü farklı olan arkadaşımız var. Ancak buraya girerken herkes siyasi görüşünü kapının önünde bırakır. Birçok gençlik örgütü kurulup, dağılırken biz 12 yıldır ayaktayız. Bunun da en büyük sebebi temel ilkelerimizde belirttiğimiz hiçbir arkadaşımız hiçbir siyasi partinin burada siyasi propagandasını yapamaz ilkesidir. Burada ortak siyaset ve konular tartışılır. O gün ne gerektiriyorsa o yapılır. Hareket buna göre edilir.
Üyelerinizin çoğunluğu üniversiteli gençlerden oluşuyor. Sende bir üniversitede okuyan bir genç kardeşimizsin. Sana göre üniversitelerimizin sorunları nedir?
Doğa Dursun: Eksik kalmasın. Sadece üniversiteler değil liselerde de çalışmalar yürütüyoruz. Sadece üniversite bazlı değil. Üniversiteyi, besleyen liselerdir. Liseden çıkan gençler üniversiteye gidiyorlar. Üstüne eğildiğimiz ve değer verdiğimiz gençlik topluluğu liseliler. Ben liselerden başlayıp, üniversiteye dair sorunlardan bahsedeyim. Lise ve üniversitelerde ortak sorun: bilimsel eğitim ve ileriye dönük araştırma yapılabilecek eğitim alanı çok az. İnsanların kendi yeteneklerini keşfedebileceği alan yok. Lise çağında bir genç, herhangi yeteneğe sahipse veya olacaksa, kendini keşfedecek ortam yok. Bir sınava kilitlenmiş durumda. Sınavı geçmek ve üniversiteye girmek bütün dertleri. Kafaları da buna odaklı. Bu sebeple araştırma yapmak ve herhangi bir konuya eğilmek gibi bir dertleri yok. Ezberci eğitim mantığı var. Her şeyi ezberleyeyim, bileyim sistem bunun üzerine Bu yetenek değil. Genç, kendini keşfedemediği dönemden çıkıp, üniversiteye geliyor. Üniversiteye geldiği zaman da kendi yeteneğini, keşfedebileceği alanı çok az. Bilim, sanat, kültür, edebiyat dallarında kendilerini geliştirebilecekleri alan çok sınırlı. Üniversite de gelecek kaygısına düşüyorlar. Bu da öğrenci açısından baş çelişki. Geleceğimiz ne olacak? kaygısı öğrenciyi çalışacağı alana odaklıyor. Hayatı böyle devam ettiriyor. TGB olarak, bizim üniversite ve liselerde birinci hedefimiz; insanların kendilerini keşfedebileceği alanlar oluşturmak. Müzikse müzik, edebiyatsa edebiyat gibi alanlar yaratmak. Sadece bir alanda kilitlenmek değil de geniş bir alana yayılmak. Bu durum cumhuriyet devrimlerinin bize getirmiş olduğu bir gelişimdir. Bu devrimlerle beraber Türkiyeye opera, tiyatro, bale kısaca sanat girmiştir. Bugün baktığımızda bu devrimlerden sonra herhangi bir yol kat edilmediğini görüyoruz. Hala bunların eksikleri var. Üzerine gidilmeli. Siyaseten de 3-4 sene öncesine göre PKKnın yapılanmaları çok az. Artık yok denecek kadar azlar. Fırat Çakıroğlunu hatırlarsınız. Ege Üniversitesinde şehit edilmişti. Ülkücü bir arkadaşımızdı. PKKlı dağ militanları tarafından şehit edildi. Üniversiteleri topyekün bir PKK pagandaları haline getirmeye çalışıyorlardı. O günden itibaren yaptığımız çalışmalarla, Mehmetçiğin PKKya karşı göstermiş olduğu mücadele ile beraber şöyle bir sözümüz var; Mehmetçik, vurdukça üniversitelerde PKK bitiyor gerçekten de böyle oldu. Gücü kırıldı ve bitme noktasına geldi. Artık milletin ve Mehmetçiğin gücünün birleşmesi ile PKKnın gücü yok denecek kadar azaldı.
GENÇLER SİYASETTE GERİDE
Gençlere sence siyasette yeterince yer veriliyor mu?
Ozan Özaslan: Bu karmaşık bir soru. Belli kanunlar ve çerçeveler var. Türkiyedeki siyaset kavramı şöyle yürüyor; parası olanın milletvekili olduğu, milleti temsil ettiği bir durum mevcut. Bir partide milletvekili olabilmeniz için ciddi meblalar ödemeniz gerekiyor. Bir süreç var. Bu noktada gençler biraz geride kalıyor. 25-26 yaşında arkadaşlarımızı bu sebeple çok göremiyoruz. Gençliğin siyasete dair bir ilgisi var. Bu noktaya yoğunlaşıyor. Sistem her ne kadar buna yer vermesede. 1980lerden sonra gençlere aileleri sürekli siyasetten uzak durmalarını söyledi. Ciddi bir baskı ve korku vardı. Gezi sürecinden sonra gençler bunu üzerinden attı. Vatan savaşı olarak nitelendirdiğimiz dalgadan sonra da iyice Türk gençleri, vatansever bir çizgide siyaset yapmaya başladılar. Ama hala gençlerin siyaset yapmasına karşı belli başlı engeller var. Bunlarda zamanla aşılacaktır. Gençlik örgütleri, partilerin gençlik kolları var. Oralarda arkadaşlarımızı görüyoruz. Ama hala tam istenilen şekilde gençler siyasette aktif olamıyor.
Gazetemiz okurlarına son olarak ne söylemek istersin?
Ozan Özaslan: Şu an Türkiyenin içerisinde bulunduğu durum hepimizi ilgilendiriyor. Bu koşullar ve durumlarda Türk Milletinin sağduyulu bir şekilde emperyalizm odaklı siyasete bakarak, buna göre konumlanma almasını istiyoruz. Her şeyden önce TGB olarak, Türkiyenin çıkarına olan ne? Olmayan ne? bunu gözetiyoruz.. Vatansever olandan yanayız. Burası bir aile, okul her kesimiyle. Bizle tanışsınlar, konuşsunlar. Destek olsunlar. Gelin hep beraber daha güzel bir Türkiye için mücadele edelim.