Gıda israfı iklim krizi demek!

Dünyada milyonlarca ton gıdanın israf edildiğine dikkat çeken Başkan Toprak, gıda israfının aynı zamanda küresel iklim krizine de sebebiyet verdiğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 11.03.2021 07:24
  • Güncelleme Tarihi : 11.03.2021 07:24
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Gıda israfı iklim krizi demek!

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Gıda İsrafı Endeks Raporu’na göre, 2019 yılında yaklaşık 931 milyon ton gıda israf edildi. İsrafın yüzde 61’i hane halkı düzeyinde gerçekleşirken, yüzde 26’sı gıda hizmetlerinde ve yüzde 13’ü ise perakende aşamasında yaşandı. 2030 yılına kadar gıda atıklarını yarı yarıya azaltmaya yönelik küresel çabaları desteklemek için yürütülen yeni BM araştırmasına göre, gıda atığının sadece gelişmiş bir dünya değil, küresel bir sorun olduğunu ortaya koydu. Öte yandan dünya gıda israfı sıralamasında ülkemiz 3’üncü sırada yer aldı. Konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı İ. Uğur Toprak, “Gıda kaybı ve atıklar aynı zamanda su, toprak, enerji, emek ve sermaye, gereksiz ölçüde sera gazı gibi kaynakların büyük oranda boşa gitmesine ve küresel ısınma ile iklim değişikliğine katkıda bulunmasına sebep olmaktadır. Bugün açlık yaşanan dünyada yarın küresel iklim krizi yaşanacak. İkisinin de nedeni aynı. Gıda israfı ve atık” dedi.

İSRAFTA DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜYÜZ!

Gelişmiş ülkelerde gıda israfının daha fazla olduğuna dikkat çeken Toprak, “2021 BM Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre Türkiye’de her yıl kişi başına 93 kilogram, toplamda ise 7,7 milyon ton yiyecek çöpe atılıyor. Bu verilere göre ülkemiz Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Meksika’nın ardından üçüncü sırada yer alıyor. Gelişmiş ülkelerde gıda israfı gelişmemiş ülkelerden daha fazladır. Gelişmekte olan ülkelerde gıda atığının yüzde 40’ı hasat sonrası ve işleme seviyelerinde gerçekleşirken, sanayileşmiş ülkelerde kayıpların yüzde 40’ından fazlası perakende ve tüketici düzeyinde gerçekleşir. Perakende seviyesinde büyük miktarlarda gıda, görünümü gereğinden fazla vurgulandığı için kalite standartları nedeniyle atık olmaktadır. Gıda kaybı ve atıklar aynı zamanda su, toprak, enerji, emek ve sermaye, gereksiz ölçüde sera gazı gibi kaynakların büyük oranda boşa gitmesine ve küresel ısınma ile iklim değişikliğine katkıda bulunmasına sebep olmaktadır. Beslenme eksikliğinin ve dengesizliğinin önüne geçebilmek için gıda atıklarının en az yüzde 50 oranında azaltılması gerekmektedir. Gıda atığı sorununu ortadan kaldırmamız için depolama, taşıma ve paketleme ile etiketlemeden oluşan tüm gıda zincirini etkileyen düzenlemelere ihtiyacımız var. Sıfır atıklı bir gıda zinciri oluşturmak için hem yasaları hem de sektörün iş yapış biçimlerini değiştirmek gerekmektedir” ifadelerine yer verdi.

İKLİM KRİZİNE NEDEN OLUYOR!

Dünyada herkese yetebilecek kadar gıda varken birçok ülkede milyonlarca insanın açlık çektiğini anımsatan Toprak, gıda israfının aynı zamanda küresel iklimin nedenlerinde bir tanesi olduğunu da sözlerine ekledi. Toprak, “Sorunun en büyük nedenlerinden birini, üretim süreçlerinin ve mevcut kaynakların neo-liberal politikalar ile beslenmiş toplumun, oluşmuş tüketim algısına ve sahte ihtiyaçlarına yetmemesini gösterebiliriz. Şu an dünyada herkese kadar yetebilecek kadar gıda bulunuyor, fakat buna rağmen halen dünyanın azımsanmayacak kadar büyük bölgelerinde açlık yaşanıyor. Yeterli miktarda gıda bulunsa da adil dağılım olmadığı sürece dünyanın belli bölgelerinde ne yazık ki açlık yaşanmaya devam edecektir. Açlığın yanı sıra obezite sorununda da ciddi bir artış gözlenmektedir. Bunun nedeni de fazla gıda tüketiminin yanında sağlıksız gıda tüketimlerinin artmasıdır. Dünyanın belli bölgelerinde oluşan açlığı engellemek ve gelecek nesillerin obezite olma riskini azaltmak için sürdürülebilir gıda ve tarım sistemleri uygulanmaya başlanmalıdır. Sürdürülebilir tarım ve gıda sistemlerinin dünyanın birçok bölgesinde başarılı sonuçlar elde edildiği görülmüştür.

TÜKETİCİLERE SORUMLULUK DÜŞÜYOR!

Tüketici olarak herkesin sorumlu davranmasının son derece önemli olduğuna vurgu yapan Toprak, tüketicilerin neler yapması veya yapmamasını şu şekilde sıraladı: “Tüketici olarak; ihtiyacımızdan fazla ürünü almamız, ihtiyacımız olmayan gıdayı almamız, gıdaları uygun olmayan koşullarda saklamamız, tüketilecek miktardan fazla yemeği pişirmemiz ve tüketemememiz sonucu gıdanın bozulmasına ve çöpe gitmesine sebep oluyoruz. Tavsiye edilen tüketim tarihi ve son tüketim tarihi arasındaki farkı bilmememizden kaynaklı tüketilmesinde sıkıntı olmayan gıdaların da çöpe atılması da yaptığımız hatalardan biri. Oysa tavsiye edilen tüketim tarihi gıdanın kalitesi ile ilgilidir ve o tarihe kadar uygun koşullarda saklandığında gıdanın tüm özelliğini koruyacağı anlamına gelir. Son tüketim tarihi ise gıda güvenilirliği ile ilgilidir ve o tarihten sonra tüketilmesinin insan sağlığına zararlı olacağı anlamını taşır. Tüketici olarak bize düşen gıda alışverişimizi ve tüketimimizi her gün 13 milyar insanı doyurabilecek gıda üretilirken, buna karşın her 9 insandan 1’i açlık çektiğini, herhangi bir yiyeceğe neredeyse hiç erişemeyen 1,8 milyar insanın olduğu ve sayısının gün geçtikçe arttığını, çöpe atılan gıdanın bugün dünya çapında yetersiz beslenen yaklaşık 842 milyon insana yetecek miktarda olduğunu unutmadan yaparsak gıda israfını ciddi oranda azaltırız” diye konuştu.

Haber Merkezi