Gıdacılardan, süt krizine çözüm

Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Reha Keskinoğlu, süt krizinin önüne geçebilmek için dönemsel stratejik planlar oluşturulması gerektiğine işaret ederek, “Planlamalar dahilinde hareket edilirse ne süt krizi yaşanacak ne üretici sütünü sokağa dökecek ne de hayvanlar kesilecektir” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 14.03.2016 09:02
  • Güncelleme Tarihi : 14.03.2016 09:02
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Gıdacılardan, süt krizine çözüm  haberinin görseli

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN 

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Reha Keskinoğlu, son günlerde gündemde olan süt krizinin önüne geçilebilmek için çözüm önerileri sundu.

Sütün içerdiği değerli besin öğeleri ile insan sağlığı açısından oldukça önemli bir gıda maddesi olduğunun altını çizen Keskinoğlu, “Süt, önemli bir protein, mineral madde ve vitamin kaynağı olup herkes tarafından sıklıkla tüketilmesi gerekmektedir. Türkiye’de kişi başına süt ve süt ürünleri tüketim miktarı 146 kg olup bu miktar ABD’de 292 kg ve AB ülkelerinde 342,5 kg’dır. Rakamlardan da anlaşıldığı üzere süt tüketimimiz gelişmiş ülkelere göre oldukça düşüktür. Sağlık açısından süt ve süt ürünleri tüketimimizin arttırılması gerekmektedir” dedi.

“BU DURUMDAN ÜRETİCİ ZARAR EDİYOR”

Keskinoğlu, bahar aylarında diğer aylara oranla süt üretim miktarında artışlar meydana geldiğini ve bu durumun genellikle üreticinin maddi olarak zarar etmesi ile sonuçlandığına dikkat çekerek, “Süt işleyen işletmeler stoklarının fazlasıyla bulunduğunu ve bu nedenle bahar aylarında ortaya çıkan bu fazla sütü işleyemeyeceklerini söylemektedirler. Bu durum sonucunda üretici elindeki sütün bir kısmını satamamakta ya da taban fiyatın da altına satmaya ya da hayvanlarını kesmeye mecbur kalmaktadır. Her yıl 3-4 ay boyunca yaşanan bu duruma acil olarak çözümler bulunmalı ve üretici mağdur edilmemelidir” diye konuştu.

“ORTAOKUL ÖĞRENCİLERİNE DE OKUL SÜTÜ VERİLSİN”

Süt krizinin önüne geçebilmek için 2012 yılından beri uygulanan Okul Sütü Projesi kapsamında Türkiye genelinde tüm ana okul ve ilkokullarda eğitim görmekte olan öğrencilere ek olarak ortaokul öğrencilerine de haftanın 5 günü boyunca süt dağıtılması gerektiğini söyleyen Keskinoğlu, “Süte alternatif olarak bahar aylarında küçük ambalajlarda meyveli yoğurtta dağıtılabilir. Ayrıca 0-6 yaş çocuklara da ücretsiz olarak süt dağıtılmalıdır. Et Süt Kurumu ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından bölgesel olarak süt toplama merkezleri ve süt işleme tesisleri ve süt tozu fabrikası kurulmalıdır. Ayrıca da kooperatif ve süt birliklerinin de bu işletmelerden faydalanması sağlanmalıdır. Üretim fazlalığı oluştuğunda üreticinin elinde kalan sütün taban fiyat üzerinden alınarak bu tesislerde süt ve ürünlerine işlenmesi sağlanmalıdır. Süt tozunun yanında diğer süt ürünlerinin (yoğurt, peynir, tereyağı vb.) ihracatına yönelik teşviklerin verilmelidir. Üretici ve işletme arasında sözleşme yapılması ve süt üretim fazlalığı bulunduğu durumlarda üreticinin bu sözleşme gereği sütünü yine anlaştığı işletmeye vermesi gerekmektedir. Bunun sonucunda da üretici mağdur olmayacak ve hayvanlarını kesme yoluna gitmeyecektir” ifadelerini kullandı.

HALK SÜTÜ BÜFELERİ ÖNERİSİ

Keskinoğlu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın süt ve süt ürünleri tüketimini teşvik edici kamu spotları hazırlamasını ve yayınlaması gerektiğine işaret ederek, “Süt ve ürünlerinin piyasa fiyatlarında devlet müdahalesiyle indirimler sağlanmalıdır ve bu indirimler sonucunda daha çok kişinin süt ve ürünlerine erişebilirliği artacak stoklar azalacak ve mevsimsel olarak ortaya çıkan süt fazlalıkları soruna yol açmayacaktır. Küçük üreticiler kooperatifleşme için teşvik edilmelidir. Bu şekilde hem üretici korunmuş olacak hem ürün kalitesi yükselecektir. Büyükşehir belediyeleri sütün halkın ayağına ucuz ve sağlıklı bir şekilde getirmesi amacıyla tıpkı ‘Halk ekmek büfeleri’ gibi ‘Halk süt büfeleri’ kurmaları, süt tüketimini arttıracaktır. Sonuç olarak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından süt sektörü için dönemsel stratejik planlar oluşturulmalı ve bu planlara göre hareket edilmelidir. Planlamalar dahilinde hareket edilirse ne süt krizi yaşanacak ne üretici sütünü sokağa dökecek ne de hayvanlar kesilecektir” şeklinde konuştu.