Gıdada hileye ‘ailece men cezası’ önerisi

EÜ Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Harun Raşit Uysal, gıdada hile yapan firmaların belli bir noktadan sonra bütün akrabalarıyla birlikte men edilmesi gerektiğini söyledi

  • Oluşturulma Tarihi : 24.10.2019 10:54
  • Güncelleme Tarihi : 24.10.2019 10:54
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Gıdada hileye ‘ailece  men cezası’ önerisi haberinin görseli

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
Her gün yediğimiz içtiğimiz ürünler hakkında sadece firmaların ürünlerinde yazdığı etiketlerdeki bilgileri biliyoruz. Peki, etiketlerde verilen ya da verilmeyen bilgiler ne kadar doğru bunu hiçbirimiz tam olarak bilemiyoruz. Gıda ürünlerinde taklit, tağşişin önüne bir türlü geçilemiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı, periyodik olarak taklit veya tağşiş yapıldığı kesinleşen, aralarında et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, bitkisel yağ, bal, takviye edici gıdalar, çikolata ve enerji içeceklerinin yer aldığı 618 firmaya ait 1211 parti ürünü kamuoyuna duyurdu. Açıklanan listeler ile vatandaşların kafasında yine soru işaretleri oluşurken, tehlikenin boyutu da bir kez daha ortaya konuldu.
YENİ HİLELER TÜREMİŞ
Ege Üniversitesi (EÜ) Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Harun Raşit Uysal, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, 2019’da hile yaptığı açıklanan firma sayısının, geçmiş yıllara göre çok fazla değişmediğini belirtti. Prof.Dr. Uysal, “Bakanlığın 2017 ve 2018’deki açıkladığı rakamlara baktığınızda bazı firmalar aynı fakat isim değiştirmişler. Mesela İzmir’de bir firma var, aynı firma. Her sene çıkıyor ama isim değiştirmiş. Geçmiş senelerde yapılan hileler, 2019’da da devam ediyor. Dolayısıyla hileler değişmiyor, hatta yeni hileler türemiş. Teknoloji nasıl gelişiyorsa, bu katkı maddeleri konusunda da teknoloji gelişiyor ve hileler artarak devam ediyor. Hile teknolojilerini fazlasıyla geliştirmişler. Hile yapan firma sayısı artmış. Mesela adam öyle bir hile yapıyor ki, analizlerde çıkmıyor. Mesela ne atıyor biliyor musunuz? Gübre atıyor. Bildiğimiz azotlu gübre. Mesela bunu süte atıyor, sütte azot tahlili yapıyorsunuz, oradan proteine ulaşıyorsunuz. Sütün azot miktarı yüksek çıkıyor. Protein miktarı yüksek çıkıyor analizde. Oo diyorsun bu süt çok iyi. Ama nedenini bulamıyorsun” diye konuştu.
BİLİNMİYOR
Türkiye’de ne kadar merdiven altı firma olduğunu bilmediklerini ve denetlenemediklerini belirten Prof.Dr. Uysal, “Çünkü adresleri yok. Bakanlık adresi olan firmalara gidip kontrol yapıyor. Ama merdiven altı çalışan bir sürü firma var. Onları denetleyemiyorsunuz, tehlike orada zaten. Bunu engellemek için birincisi çok yüksek para cezaları gelmeli. Mesela birinci seferde 100 bin TL para cezası. İkinci kez yakalandığında kapatma cezası, üçüncü yakalanmada ise men cezası gelmeli. Ama sadece kendisi değil, bütün akrabalarıyla birlikte gıda sektöründen men cezası gelmeli” ifadelerini kullandı.
Hileli gıdaların önüne geçebilmek için, Türkiye’de genel bir kooperatifleşmenin şart olduğunu söyleyen Prof.Dr. Uysal, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Tarımda girdi maliyetlerinin azaltılması, gıda katkı maddelerinin azaltılması, gıda güvenliğinin sağlanması ve ardından da tüketiciye daha ucuz ürünü ulaştırmanın tek yolu kooperatifleşme. Yani, bütün Türkiye’deki tarımla uğraşan bütün üreticiler, ilçe bazlı kooperatifler şeklinde, kooperatifleşmelidir. Bu devlet politikası olmalıdır, çünkü köylerde feodal yapı dolayısıyla insanlar girmiyor. Mesela, (X) sülale bu işe giriyorsa, (Y) sülale o işe girmiyor. Bu bir devlet politikası olmalıdır. Devlet şunu demelidir; ‘2021 yılından itibaren ben bütün desteklemelerimi kooperatife üye olanlara vereceğim. Onun dışındakilere destekleme vermeyeceğim. Önünüzde 1 yıllık süreç var, ilçe bazlı kooperatifler kurun ve üye olun.’ Bununla ilgili de ben olsam ilçelerdeki, tarım teşkilatlarındaki ziraat mühendislerini bu iş için görevlendiririm. Derim ki bunlara, siz ilçelerde kooperatif kurulmasına yardımcı olacaksınız. 2021 yılında tüm Türkiye’de TOBB örgütlenmesi şeklinde, yani ilçe bazlı kooperatifiler, onların il örgütlenmeleri, il temsilcileri ve en tepede Rifat Hisarcıklıoğlu gibi biri olacak ve Türkiye Kooperatifler Birliği gibi bir isim altında örgütün en tepesinde yer almalı. O şekilde bir örgütlenmeyle bu işin, bir tarımda girdileri azaltırsınız, iki tarımda ilaç ve gübre kullanımını azaltarak birinci üretimde gıda güvenliğini sağlarsınız. Siz kooperatif olarak, marka yaratarak, kendi gıda işletmelerinizi kurarsınız. Tire Süt Kooperatifi gibi. Kendi işletmenizi, kendi markanızla kurarsınız. Kooperatifler market açarak, bunları tüketiciye daha ucuz bir şekilde ulaştırırsınız. Daha önemlisi güvenli gıda ulaştırırsınız tüketiciye. Bunu yapmadıktan sonra, Türkiye’den bunların önüne geçmek mümkün değil. Tek kurtuluş yolu bu. Hem tarımın kurtuluşu, hem de tüketicinin kurtuluşunun yolu buradan geçiyor.”