GıdaMO Başkanı’ndan gıda uyarısı: Bilinçli dayanışma yapalım

Türkiye’yi derinden yaralayan depremin yıktığı kentleri yerinde inceleyen GıdaMO İzmir Şubesi Başkanı Uğur Toprak, yapılan gıda yardımları konusunda vatandaşları uyararak “Dayanışma yaşatır ama bilinçli yapalım” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 16.02.2023 07:12
  • Güncelleme Tarihi : 16.02.2023 07:32
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
GıdaMO Başkanı’ndan gıda uyarısı: Bilinçli dayanışma yapalım haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası (GıdaMO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Toprak, beraberindeki ekip arkadaşlarıyla birlikte Türkiye tarihinin en büyük doğal afetlerinden birisi olan ve bütün ülkeyi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6’lık depremler sonucu oluşan 10 kentteki yıkımı yerinde inceledi. Toprak, deprem bölgesindeki izlenimlerini ve güvenli gıda yardımının nasıl olması gerektiğini gazetemize aktardı, bilinçli dayanışmaya dikkat çekti.

BU KEZ SADECE GEÇMİŞ OLMASIN!

Depremlerle yaşanan felaketi değerlendiren Toprak, “Ülke tarihimizin en büyük felaketlerinden birisini yaşadık 6 Şubat’ta. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde arka arkaya yaşanan depremler 15 milyondan fazla yurttaşımızın yaşadığı 10 ilimizde büyük bir yıkıma neden oldu. Şehirler yerle bir oldu. On binlerce canımızı kaybettik. Her birimizin yüreğine büyük bir ateş düştü.Yüz binlerce insanımız doğduğu, büyüdüğü topraklardan göç etmek zorunda kaldı. Benzer acılarla daha önce çok kez geçmiş olsun dedik ve sonra unuttuk. Bu kez sadece geçmiş olmasın. Derhal önlemler alınmalı, sorumlular hesap vermeli ve cezai işlemler uygulanmalı. Bilinmeli ki, imar aflarından, rant hırslarından vazgeçilmediği, bilimden, mühendislikten, doğadan, kamudan ve adaletten taraf olunmadığı müddetçe ne yazık ki enkaz altında kalmaya devam edeceğiz hepimiz. Bugün Nihat Hatipoğlu dahi çıkıp ‘Bilim adamlarının, işin uzmanlarının sözü, bizim için dini bir emir gibidir. Uzmanları dinleyeceğiz. Bundan sonraki süreçte onları dinlemek zorundayız. Geçmişte dinlemediğimiz için başımıza felaket gelmişse bunu kaderle ifade etmeyeceğiz’ diyorsa söyleyecek pek de bir şey kalmıyor aslında. Bu kez ders(ler) çıkarılmalı” dedi.

UYGUN OLMAYAN ÜRÜNLERİ İADE EDİYORUZ

Deprem bölgesine Türkiye’nin dört bir yanından iletilmek istenen gıda yardımlarının hangi şartlarla hazırlanması gerektiğini de anlatan Toprak, ürünlerin kontrolünün yapılmasına dikkat çekti. Toprak, “Bir anne bebeği için yapacağı mama için kar suyu kullanıyorken, bir baba bulduğu bir bisküviyi çocukları enkazdan çıkar diye onlar için cebinde saklıyorken bizim söylemlerimiz ne kadar anlam kazanır bilemiyorum. 30 Ekim İzmir depremi sonrası bir saha gözlem raporu hazırlayıp başta AFAD olmak üzere ilgili kurumlara iletmiştik. Bu büyük afet sonucunda da güvenli gıda ve su arzı konusunda Genel Merkezimiz kamuoyuyla Ön Değerlendirme Raporunu paylaşacak. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu’nun da bileşeni olduğu İzmir Deprem Koordinasyonu olarak Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde topladığımız yardımları tasnifleyerek bölgelere güncel ihtiyaç listeleri doğrultusunda gönderiyoruz. TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak da gelen gıda yardımlarını hazırladığımız yardım kabul kriterleri doğrultusunda kontrollerini yapıp kabul ediyoruz ve uygun olmayan ürünleri de iade ediyoruz. Aynı çalışmayı İzmir Büyükşehir Belediyesi İZFAŞ Fuar alanındaki yardım toplama merkezinde de yaptığımız çağrı sonucu gönüllü meslektaşlarımız ve öğrenci arkadaşlarımızla birlikte gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.

SON TÜKETİM TARİHLERİNE DİKKAT EDİLMELİ

Tüketim tarihi geçmiş ürünlerle karşılaştıklarını belirten Toprak, “Özellikle tüketim tarihlerine dikkat edilmeli. Çünkü ne yazık ki hala tarihi geçmiş ürünlerle karşılaşabiliyoruz. Ürünlerin mutlaka tasniflenerek gönderilmesi gerekiyor. Karışık olarak giden kolilerin orada dağıtılması büyük sorun yaratıyor. Örneğin makarnalar bir koliye, şekerler, çaylar ayrı, bisküviler ayrı vb. Depremin ardından tamamıyla iyi niyetle birçok bireysel ya da kurumsal destekçi yardımcı olmaya çalışıyor. Ancak bunların tam anlamıyla koordine olmaması sonucu oluşabilecek israfı önlemek adına yardımlar mutlaka tek merkezden yönetilmeli. Gıda ürünlerinin direkt yerle temas etmemesi gerekli. Zeminler genellikle tozlu, çamurlu ürünlerde küflenme başta olmak üzere birçok problem oluşabilir. Deprem bölgesinde gönüllü olan yurttaşlar imkanlar doğrultusunda bulabildikleri çözümlerle canla başla çalışıyor. İmkanı olan palet üzerine alırken bazı yerlerde branda üzerine konmaya çalışılıyor. Yardım gönderilirken bunlar da göz önüne alınmalı” ifadelerine yer verdi.

SALGINA SEBEBİYET VEREBİLİR

“Her zaman söylüyoruz evet ‘Dayanışma Yaşatır’ ama bilinçli yapılmalı” diyen Toprak, “Barınmayla birlikte en temel ihtiyaçlardan biri olan beslenme ihtiyacı karşılanırken gıda ve su güvenliğinin sağlanması elzemdir. Bunun için barınma alanları hazırlanırken beslenme noktaları da eşzamanlı oluşturulmalıdır. Bu süreçte gıda güvenliğini tehlikeye atmamak adına ilgili kurumlardan gıda mühendisi desteği alınmalıdır. Gerekli gıda ve su güvenliği şartları sağlanmadığı takdirde, depremin yaraları henüz sarılmaya çalışılırken olası bir gıda zehirlenmesi vakası sonucu can kaybı yaşanabilir. Can kaybı yaşanmasa dahi gıda zehirlenmesinin önemli belirtilerinden olan ishal ve kusma görülmesi bile, teknik altyapının eksik olduğu seyyar duş ve tuvalet imkanları dolayısıyla salgına sebebiyet verebilir. Bu durum çok önemli bir halk sağlığı sorununu doğurabilir. Bu gibi durumlara maruz kalmamak için gerekli önlemler derhal alınmalı. Sağlıklı, güvenilir gıda ve temiz suya erişimin bir insan hakkı olduğu unutulmamalı, doğal afetten sağ kurtulmuş insanlar ve afet alanlarında çalışan arama kurtarma ekipleri gıda güvenliği kaynaklı bir riske maruz bırakılmamalı” şeklinde konuştu.