Gölgesi bir hayat okulu!

İzmir’de yaşayan konservatuar öğrencisi otizmli Özge Çeltik’e yaklaşık beş yıldır eğitim hayatında eşlik eden gölge öğretmeni Gülzade Alacı, ona sınıfta davranış ve derse katılım gibi birçok konuda yol gösteriyor


  • Oluşturulma Tarihi : 16.01.2020 05:50
  • Güncelleme Tarihi : 16.01.2020 05:50
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Gölgesi bir hayat okulu! haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Otizmli bireyler için kaynaştırma eğitimi çalışmaları, onları topluma kazandırabilmek adına en gerekli basamaklardan biri. Ancak ailelerin en büyük endişesi çocuklarının nitelikli eğitimden mahrum kalması… Onların ayrımcılığa uğramadan kaynaştırma sınıflarında yaşıtlarıyla birlikte olmalarını isteyen ailelerin en büyük yardımcısı ise gölge öğretmenler. İzmir’de yaşayan otizmli Özge Çeltik, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Türk Sanat Müziği Bölümü’nde eğitim görüyor. Onun sınıftaki en büyük desteği gölge öğretmeni Gülzade Alacı. Yaklaşık beş yıldır Özge’ye eğitim hayatında eşlik ediyor. Onunla birlikte derslere giriyor, sınıfta davranış ve derse katılım gibi birçok konuda yol gösteriyor. İlk zamanlar endişeli olsa da şimdi bu işin ona kattıklarını gözleri parlayarak anlatıyor: “Otizmli bir öğrenciye, bazen önünde durup yol göstererek bazen de ardında kalıp başarısını izleyerek rehberlik edilmesi zorunludur. Bu yüzden ismimiz ‘gölge öğretmen’… Gölge var oluşun kanıtıdır. Bu çocuklar da var ve gümbür gümbür geliyorlar.”



BUNDAN GÜZEL MESLEK Mİ OLUR!
İzmir’de yaşayan bir çocuk annesi 34 yaşındaki Gülzade Alacı, yıllarca muhasebe ve satın alma gibi kendi deyimiyle ‘sıkıcı’ işlerde çalıştı. Aslen işletme mezunu fakat çocuk gelişimi üzerine ikinci üniversitesini okuyor. Daha çok kazanmak yerine severek yapabileceği bir iş aradığı dönemde gölge öğretmenlik yapmaya başladı. Gölge öğretmenin, bir eğitim yardımcısı olduğunu belirten Alacı, “Hiçbir zaman kendimi bakıcı olarak görmedim. Ama bakıcı diye tanıtanları da düzeltmedim. Bakıyorum çünkü. Bakarken öğreniyorum, öğretiyorum. Bir çocuğa altı ay boyunca kaşık çatal tutmasını, elindeki çöpü kovaya atmasını öğretmek, başardığında ya da başarmadığında -ki çoğunluk başaramadığında- sarılmak için sevgiye ihtiyacınız vardır. Çocuğa bağımsızlığını kazandırıp sınıf öğretmenine transfer etmek ve kendini tamamen geri çekmek gölge öğretmenlerin başlıca görevidir. Çocuk, aile ve öğretmen arasında köprüdür, araya giren değil arayı yapandır. Evlat, kardeş, abla, öğretmen arası bir konum bulup yerleşir oraya. Gölge öğretmen ya da kolaylaştırıcı kişi, kurtarıcı, bakıcı, öğretici, sevici, kucaklayıcı… Ne derseniz deyin adına, ben oyum. Bunlar sadece bizim etiketimiz” dedi.



ÇEVREMDEKİLER İŞİ BIRAKMAMI SÖYLEDİ!
Baştaki endişelerinden bahsetse de şu an bu işin ona kattıklarından gözleri parlayarak bahseden Alacı, “Önceleri otizmin hayatları bu kadar etkilediğinden haberim yoktu. Onların gözünden hayatı sorgulamaya başladım ve içselleştirdiğim için başlarda zorlandım. Çevremdekiler işi bırakmamı, ilgilenmem gereken bir çocuğum olduğunu, mizacımın bu işe uygun olmadığını bile söyledi. Karanlıkla uğraşmak herkesi korkutmuştu. Ailelerin hikayesi çoğunluk aynıydı. Kabullenemeyenler, bırakıp gidenler ki çoğunlukla babalar… Değişen akraba ve arkadaş çevreleri, maddi imkansızlıklar ve daha bir sürü şey. Bunları gördükten sonra zoru görüp kaçmayı kendime de yakıştırmadım” ifadelerini kullandı.

ÖZGE BENİM İKİNCİ KIZIM GİBİ…
Alacı, yaklaşık 5 yıldır gölge öğretmenliğini yaptığı Özge Çeltik’ten ‘ikinci kızım’ diye bahsediyor. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde okuyan Özge’ye her gün okul yolunda eşlik ediyor, onunla birlikte derslere giriyor ve sosyal davranış becerilerini geliştirmesine yardımcı oluyor. “Bazen görevleri değişiyoruz çünkü artık Özge beni sosyalleştiriyor” diyen Alacı, “Özge üniversiteyi kazandığında yaşadığımız sevinci anlatabilmem mümkün değil. Bölümdeki öğretmenlerin hepsi bize destek oluyor. Derslere girerek onu uzaktan takip ediyorum. Arkadaşlarıyla hep beraberiz. Hayatımın en sevdiğim dönemlerini tekrar yaşıyor gibiyim aralarında. Okuldaki konumumuz biraz öğrenci, biraz öğretmen, çoğunluk abla, az biraz da sınıf annesi gibi... Özge 2 yaşından itibaren özel eğitim almış, kaynaştırma öğrencisiydi. Zaten öz bakım becerilerini erken yaşlarda kazanmıştı sadece yanında bulunarak, bazı sosyal davranış becerileri kazandırmamız gerekiyordu. Hala da yaptığım işin adı bu. Ama arada görevleri değişiyoruz çünkü artık Özge beni sosyalleştirmeye başladı. O konserden, bu konsere gezip duruyoruz. Kendi başına işler başardıkça özgüven sahibi oldu. Severek yaptığı her işin üstesinden gelebiliyor. Otizmli bir öğrencinin, önünde yol göstererek bazen ardında durup başarısını izleyerek, ona rehberlik edilmesi zorunludur. O yüzden ismi ‘gölge öğretmen’… Var oluşun kanıtıdır deriz biz gölge için. Bu çocuklar var. Geliyorlar da gümbür gümbür.”



AİLELERİN YÜKÜ HAFİFLİYOR
Çocuklarıyla birebir ilgilenecek ve güvenecekleri bir kişiyi bulmanın her ailenin hayali olduğunu dile getiren Alacı, “Gölge öğretmen ailelerin yükünü hafifletir. Bu zamana kadar anne babasına bağımlı yaşamış çocuk, bağımsız yaşamayı kısmen öğrenir. Aile için bu ayrı bir mucizedir. Çocuk özel eğitime başladığı andan itibaren gölge öğretmene ihtiyaç duyulur. Çocuklarıyla birebir ilgilenen, güvenecekleri bir kişiyi bulmak her ailenin hayali... Ancak maalesef maddi imkansızlıklar sebebiyle çok mümkün olamıyor. Gölge öğretmenlik konusunda son çıkan uygulamadaki ‘kolaylaştırıcı kişi’ ismi oldukça açıklayıcı olmuş.  Gönül isterdi ki, bunu ailelere yüklemek yerine devlet üstlenseydi” dedi.

GÖLGE ÖĞRETMENİN ÖNEMİNİ ÖZGE’YE BAKINCA ANLIYORUM
41 yaşındaki anne Suna Ağı, gölge öğretmen sayesinde kızının hayatında önemli gelişmelerin yaşandığını anlattı. Ağı, deneyimlerini şöyle paylaştı: “Otizm genelde anneleri yalnız bırakıyor. Çocuklarımın özel eğitimleri oldukça masraflı. Anneler çalışmak ve çocuklarına bakmak arasında çaresiz kalıyor. Bu paradoksun kırılması için devletin gölge öğretmen dahil tüm eğitim giderlerini ödemesi gerekli. Kaldı ki annenin çalışması gerekmese dahi 7/24 çocuğuyla vakit geçirmesinin hem çocuğun hem annenin sağlığı için doğru olmadığını düşünüyorum. O yüzden gölge öğretmen, kaynaştırma eğitiminin bence olmazsa olmazı. Bazı velilerin, çocuklarımızın onların çocuklarına zarar vereceği gibi mesnetsiz korkularını da gölge öğretmenin varlığıyla giderileceğini düşünüyorum. Özge’ye çocukluğundan beri uygulamaya çalıştığımız eğitim modelinin aslında örnek olması gereken bir model olduğunu, Özge’nin geldiği noktayı görünce daha iyi anlıyorum.”

DÜZENLEME OLUMLU AMA EKSİK!
Yurtdışında yaygın olarak başvurulan ‘gölge öğretmen’ ya da ‘kolaylaştırıcı kişi’ olarak adlandırılan eğitmenler, özel gereksinimli bireylere okul yıllarında rehberlik ederek onların akademik ve sosyal davranış becerilerinin gelişmesine yardımcı oluyor. Türkiye’de de çocuklarının eğitimden geri kalmasını istemeyen veliler, bir süredir bu modele başvuruyor ancak bazı okullar mevzuatta madde yok diyerek bu kişileri okula kabul etmiyorlardı. Milli Eğitim Bakanlığının yeni düzenlemesi kapsamında gölge öğretmenler, artık sorun yaşamadan öğrenci ile birlikte derslere girebilecek. Ancak devlet, bu eğitmenler için velilere herhangi bir maddi yardımda bulunmayacak. Gölge öğretmenlerden memnun kalan aileler, öğretmen ücretlerinin devlet tarafından karşılanmasını istiyor.