Görme engelliler özgür ulaşım istiyor: Sesli anons çağrısı!

Toplu ulaşımdaki erişilebilirlik sorunları nedeniyle bir yerden bir yere giderken sürekli çevrede bulunan insanlardan yardım almak zorunda bırakılan İzmir’deki görme engelli bireylerin ortak talebi otobüslerde sesli anons sisteminin yaygınlaştırılması


  • Oluşturulma Tarihi : 22.11.2023 05:53
  • Güncelleme Tarihi : 22.11.2023 05:53
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Görme engelliler özgür ulaşım istiyor: Sesli anons çağrısı!

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

Günlük yaşantılarında birçok fiziksel engelle karşı karşıya kalan görme engelli bireyler için kent içi ulaşım da bitmeyen ve yıllardır çözülmeyen sorunlarla dolu. İzmir’de yaşayan ve toplu taşıma araçlarını kullanarak bir yerden bir yere gitmeye çalışan görme engelli bireyler, erişilebilirlik sorunları nedeniyle her defasında çevresinde bulunan insanlardan yardım istemek zorunda kalıyor. Kimseden yardım istemek zorunda kalmadan ‘özgür’ bir toplu ulaşım hakkı talep eden engelliler, İZBAN’daki refakatçi dayatmasından, otobüslerdeki sesli anons sisteminin yetersizliğinden ve geçtiğimiz yıllarda Büyükşehir tarafından hayata geçirilen ‘Duraktayım’ uygulamasının hala tam olarak çalışmamasından şikayetçi. Geçtiğimiz günlerde başlattıkları kampanya kapsamında toplu ulaşımda yaşadıkları mağduriyetlere dair dilekçelerini ESHOT Genel Müdürlüğü’ne ileten Eğitimde Görme Engelliler Derneği’nden (EGED) Şeyma Büyükurvay Şatay ve Ali Köse ile yıllardır ‘görülmeyen’ sorunları konuştuk.

kullan-1

İZBAN’DA ‘REFAKATÇİ’ DAYATMASI

Geçen yıl İzmir’e taşınan görme engelli Şeyma Büyükurvay Şatay, bir ilkokulda psikolojik danışmanlık yapıyor. Uzun yıllardır Eğitimde Görme Engelliler Derneği (EGED) üyesi olan ve dernek çatısı altında erişilebilir bir ülke için savunuculuk çalışmaları yapan Şatay, kent içi ulaşımda yaşanan sorunları anlattı. Ulaşımdaki erişilebilirlik sorunlarının özellikle İZBAN’da güvenlik görevlilerinin ‘yardım’ dayatması ile çözülmeye çalışıldığını dile getiren Şatay, “İZBAN istasyonuna gittiğimde güvenlik görevlilerine ‘Yardım etmenize gerek yok’ dememe rağmen kolumdan tutup merdivenlere götürmeye çalışıyorlar. Böyle bir talebim olmamasına rağmen! İtiraz ettiğimde de ‘Körler raylardan düşüyor’ ya da ‘Yardım etmek zorundayız’ gibi cevaplar alıyoruz. Bizlere yardım dayatılmaması lazım. Erişilebilirlik sorunlarını güvenlik yardımı dayatarak çözmeye çalışıyorlar” dedi.

Şeyma Büyükurvay Şatay

ORTAK TALEP: SESLİ ANONS

Çalıştığı okula gidebilmek için her gün toplu ulaşım araçlarını kullanan Şatay, otobüslerde sesli anons sistemi yaygın olmadığından dolayı her defasında çevresinde bulunan insanlardan ya da şoförlerden yardım istemek zorunda kaldığını söyleyerek, “Ben görmeyen bir insanım. Durakta beklerken gelen otobüse elimi kaldırabilirim ama elim direğe denk geldiği için şoför beni görmeyebilir. Kaldı ki gelen otobüs değil başka bir araç da olabilir. Araç içinde ve dışında sesli anons sistemi olması gerekiyor. İneceğim yeri sürekli birilerine sormak zorunda kalıyorum. 20-25 tane otobüse biniyorsam bunların yalnızca 1 tanesinde sesli anons oluyor. Engelsiz temalı birçok etkinliği oluyor belediyenin, bunlara çok fazla yatırım yapıyorlar. Bence onlara para vereceklerine otobüsleri, kaldırımları düzeltsinler. Şehrimizde engelsiz temalı birim ve birçok etkinlik de var ama erişilebilirlik konusunda hiçbir değişim yok” diye konuştu.

GÖRME

ENGELLİLER İÇİN DE ULAŞIM!

İzmir’in engelliler için erişilebilir bir kent olmadığının altını çizen Şatay, “Engelsiz İzmir, hak temelli ve çağının ilerisinde bir birim. Ama belediye içerisinde etki gücü sıfır. İzmir, engelsiz değil. Bütün hizmetlerin içerisinde engellilere ayrılmış bir bütçe olması lazım. Engelliler tek bir yerde yaşayan insanlar değil, hayatın her yerinde varlar ve var olmaya çalışıyorlar. Engelliler için erişilebilir hizmet sunmamak demek ulaşım hizmeti sunmamak demektir. Ben gelen otobüsü numarasını anlamadığım için kaçırıyorsam bu hizmetin dışında bırakılıyorum demektir. Engelliler sizlerin kardeşleri ya da şefkat duyacağınız vatandaşlar değil; herkesle eşit yurttaşlar. Dolayısıyla ulaşım hizmeti engelliler için de olmalı. Bu da gerçekten öncelemek ve planlara en baştan katmakla mümkün. Aralık ayında gerçekleştirilecek Engelsiz İzmir kongresini iptal edip onun bütçesini erişilebilirlik üzerine çalışmalara ayırabilirler. Belediye benim haklarımı teslim etmek zorunda. Kongrelerin kazanımları olarak Farkındalık Merkezleri’nden bahsediyorlar. Empati bu şekilde kurulmaz. Farkındalık merkezleri sadece acıma, şeffaf ve sevgi dağıtan yerler. Ama engeller bunlarla aşılmıyor” vurgusu yaptı.

ESHOT’A DİLEKÇELİ İSYAN

Yakın zamanda başlattıkları kampanya kapsamında toplu ulaşımda yaşadıkları sorunlara dair dilekçelerini ESHOT Genel Müdürlüğü’ne ilettiklerini belirten Şatay, “Çözümler yıllardır somut bir çıktıya dönüşmüyor hatta var olan şeyler de geriliyor. Sesli anonsun daha iyi olduğu dönemler olmuş İzmir’de. Şu an gelinen nokta bir gerilemedir. ‘Duraktayım’ uygulaması da yine yardımı ve insana bağlılığı teşvik eden bir uygulama. Bizleri şoföre bağlıyor ama onların zaten birçok iş yükü ve sorumluluğu var. Onlara böyle bir sorumluluk yüklemek yerine otobüslerin iç ve dış anonslarını sağlıklı şekilde yürütmek çok daha kolay. ‘Duraktayım’ uygulaması da bir yara bandıdır. Aslında tüm otobüslerde sesli anons sistemi olmalıdır. Ben her otobüse bindiğimde telefonu açıp uygulamayla uğraşmamalıyım çünkü bu çok karmaşık bir şey ve beni yine birine bağımlı kılıyor. Üstelik şoförlerin de bundan içtenlikle memnun olacağını düşünmüyorum. Erişilebilirlik ne yazık ki onlar için atıl bir mesele. Umarım dilekçe sayısı daha da artar” dedi.

Ali Köse

YARDIM ALMAK ZORUNDA KALIYORUZ

İzmir’de bir ortaokulda Türkçe öğretmenliği yapan görme engelli Ali Köse ise kent genelinde ulaşım konusunda çok fazla sorun yaşadıklarına dikkat çekerek “Bir yerden başka bir yere gideceğimiz zaman birilerine sormadan gidemiyoruz. Otobüslerin iç ve dış anonsu yok, raylı sistemlerde de başka sorunlar mevcut” dedi. Toplu taşımayla yolculuk yaparken çok sayıda kaygıyı bir arada yaşadıklarını dile getiren Köse, “Öncelikle durağa gittiğimde ‘Acaba otobüsüm geldi mi, gelmedi mi?’ kaygısıyla başlıyor. Bu kaygıyı durakta bekleyen birilerine sorarak gidermeye çalışıyoruz. Ama o kişi de size haber vermeden duraktan ayrılabiliyor. Siz o esnada onun zaten söyleyeceğini düşünerek uzun süre durakta bekleyebiliyorsunuz. Bu arada beklediğimiz durakta bizden başka kimse de olmayabilir. Geçen gün ıssız bir durakta otobüs bekledim. Gelen bütün otobüsleri durdurup numarasını sormak durumunda kaldım. Otobüse bindikten sonra bu kez inme kaygısı başlıyor. Onda da yine diğer yolculardan ya da şoförden yardım istemek zorunda kalıyorsunuz. Yani sürekli yardım almak durumunda bırakılıyoruz. Şöyle uygulamalarla da karşılaştık. Şoförlerin anons sesinden rahatsız oldukları için hoparlör kısmını bantla kapattığını gördük. Hatta yolcuların da bu sesten rahatsız olup şikayet ettiğini biliyoruz” ifadelerini kullandı.

‘DURAKTAYIM’ TAM ÇALIŞMIYOR

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin görme engellilerin toplu ulaşım sistemlerine erişimini kolaylaştırmak için iki yıl önce hizmete soktuğu “Duraktayım” uygulamasının ise hala tam olarak çalışmadığını belirten Köse, “Büyükşehir’in ‘Duraktayım’ uygulamasını kullanıyorum ama şoförün otobüs beklediğimden haberi olmuyor. Bu uygulama hala eksiksiz çalışıyor diyemeyiz. Uygulamanın son 3 durak kala bildirim göndermesi gerekiyor ama bu bildirim kimilerine geliyor kimilerine gelmiyor. Şoförlerin ‘Duraktayım’ uygulaması konusunda eğitildiklerinden de bahsedilmişti ama ‘Öyle bir şey mi varmış?’ diyen şoförler de gördüm. Yaşadığımız ulaşım sorunlarının çözümü noktasında EGED olarak bir eylemlilik süreci başlattık. İlk ayağını dilekçelerimizi ESHOT Genel Müdürlüğü’ne ulaştırarak gerçekleştirdik. İzmir’de yaşayan engelli ve engelsiz tüm yurttaşlardan bu konuda destek bekliyoruz. Özgürce, kimseden yardım istemek zorunda kalmadan bir yerden bir yere gidebilmek istiyoruz. Bu özel bir talep değil, temel bir hak. Ulaşımda yaşanan sorunlar engelli bireyleri evlere hapsediyor ya da taksiye binmeye mecbur kılarak ekonomik külfet oluşturuyor. Herkes bilişim okur yazarı olmayabilir. Telefonu vardır belki ama o kadar uygulama kullanmıyordur. Yolda şarjı bitebilir. Ya da direkt telefon kullanmıyordur. Telefona bağlı kalmadan sesli anons ile yolculuk yapabilmek istiyoruz” açıklamasını yaptı.

BU HABER DE İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: İzmir Barosu, çocuk yoksulluğuna dikkat çekti

HABER MERKEZİ

Yazarımız Kim ?

HABER MERKEZİ