Görmezden geliniyor!

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER
İzmir’in en önemli tarihi yapılarından bir tanesi olan ve yıllarca Konak Belediyesi tarafından görmezden gelindiği söylenen tarihi Karataş Köprüsü’nün yakasını talihsizlikler bir türlü bırakmıyor. Geçtiğimiz yıllarda Konak Belediyesi tarafından köprünün yanına inşa edilen ve köprünün tarihi dokusuna zarar verdiği bilinen beton merdiven kamuoyunda halen tartışılmaya devam ederken, Konak Belediyesinin tarihi köprünün önündeki dere yatağına inşaat izni vermesi bir başka tartışma konusu oluşturdu. Dere yatağına yapılan inşaatın ileride yaşanabilecek bir sel felaketi için büyük tehlike arz ettiği ifade edilirken, inşaatın tamamlanması ile tarihi köprünün önünün tamamen kapanacağı ve köprünün yenilenmesinin bir anlamı kalmayacağı ifade ediliyor. Konak Belediyesinden alınan bilgilere göre ise Karataş Köprüsü’nün önündeki dere yatağına Tarihi Anıtlar Kurulu’ndan alınan izin ile inşaat ruhsatı verildiği öğrenilirken, vatandaşlar bu alana her ne olursa olsun inşaat izni verilmemesi gerektiğini söyledi.
KENT TARİHİ ÖNEMSENMİYOR!
1891 yılında dönemin İzmir Valisi Halil Rıfat Paşa tarafından yapılan ve yıllarca bakıma ihtiyacı olan fakat Konak Belediyesi tarafından görmezden gelinen tarihi Karataş Köprüsü, geçtiğimiz aylarda İzmir Valiliği tarafından koruma altına alınmış ve önümüzdeki aylarda yenilenerek tekrar kent tarihine kazandırılacaktı. Karataş Köprüsü’nün yenileneceğini ise İLKSES Gazetesi olarak 31 Ocak 2018 tarihli haberimizle ilk olarak biz, siz değerli okuyucularımıza aktarmıştık. Köprünün yenilenmesi için gerekli ihalenin önümüzdeki günlerde yapılacağı bilinirken, köprünün önündeki alana yapılan inşaatın tamamlanmasıyla, bu önemli tarihi yapının önünün tamamen kapanacağı gözlemlendi. Bu durumda köprünün yenilenmesinin bir anlamı kalmayacağı aktarılırken, bu alana inşaat izni verilmesinin hiçbir anlam ifade etmediği belirtiliyor. Sosyal medyada da günlerce tartışma konusu olan Karataş Köprüsü’nün önünde yeni yapılan inşaat için, Konak Belediyesinin kent tarihine önem vermediğinin açık bir kanıtı olduğu ifade edildi.
DERE YATAĞINDA İNŞAAT
Öte yandan inşaat yapılan alanın dere yatağı olması, yapılacak yeni bina için ciddi tehlike arz ediyor. 2006 yılında çıkarılan ve Resmi Gazetede yer alan 26284 sayılı Başbakanlık Genelgesinde yer alan 4. Maddede “Kamu kurum ve kuruluşlarınca, köprü altındaki su akış kesitinin daralmasına sebebiyet veren ve su akışını engelleyen yapılar yapılmayacaktır. Özel ve tüzel kişilerce yapılmak ve yaptırılmak istenen bu tür yapılara da kesinlikle izin ve ruhsat verilmeyecektir. İlgili kurumlarca yapılan denetimler neticesinde su akış kesitinin daralmasına sebebiyet verdiği tespit edilen yapılar, imar mevzuatına göre mülki amirlerin sorumluluğunda yetkili belediye veya özel idare tarafından derhal kaldırılacaktır” ifadeleri yer alıyor. Mevzuata göre de yasak olan bu alana inşaat izni verilmesi şaşkınlıkla karşılanırken, bazı vatandaşlar bu durumun rant ile ilgili olabileceğini ifade etti. Konak  Belediyesinin bu yanlıştan bir an önce dönmesi gerektiğini söyleyen bazı vatandaşlar ise, tarihi köprünün İzmir için çok önemli olduğunu belirtti.
 “ÇOK MÜCADELE VERDİK”
Yaşamını Karataş’a adayan Araştırmacı Yazar Abdülkadir Hazman ise kent tarihine önem verilmemesine yakındı. Karataş Köprüsü’nün kent tarihi açısından çok önemli bir yeri olduğuna vurgu yapan Hazman, bu önemli tarihi yapının yetkililerce sürekli yok sayıldığını ve başına türlü türlü işler açıldığını ifade etti. Abdülkadir Hazman, “Hiç kimsenin bu köprünün varlığından haberi yokken ben bu köprünün bulunup ortaya çıkarılmasını sağladım Çünkü İzmir için çok önemli bir tarihi yapıydı. Halil Rıfat Paşa tarafından yapılmış olan bu köprü kent içindeki Kervan Köprüsü’nün küçük bir benzeriydi. Köprünün fotoğraflarını ve İngilizlerin yapmış olduğu suyolları haritasında işlenmiş hali ile birlikte tarihçesini yazarak 1.Nolu Anıtlar Kurulu’na müracaat ederek tescillenmesini sağladım. Karataş Köprüsü için sürekli medyada gündem oluşturup yetkililerin dikkatini çekmeye çalıştım. Bu çalışmaları Konak Belediye Başkanına ve diğer belediye yetkililerine defalarca aktarıp beton merdivenlerin kaldırılmasını istedim. Ama onlar tüm bu çabalarımızı kulak ardı ettiler. Cumhuriyet Eğitim Müzesi’nin açılışında Karataş Köprüsü’nün durumunu Milli Eğitim Bakanı’na ve İzmir Valisi’ne de aktardım. Sağ olsunlar, İzmir Valisi konu ile yakından ilgilendi ve hemen harekete geçerek köprünün restorasyon projesinin ihalesini yaptılar ve geçtiğimiz günlerde de bu proje ilgili birimlere görüş almak üzere gönderildi, sanırım en kısa zamanda da inşaat ihalesi yapılarak bu değerli tarihi eser kurtulmuş olacaktır” ifadelerini kullandı.
“FELAKETE YOL AÇABİLİR!”
Karataş Köprüsü’nün yıllardır görmezden gelinmesine anlam veremediğini de ifade eden Abdülkadir Hazman, dere yatağına inşaat izninin verilmemesi gerektiğini de söyledi. Dere yataklarına inşaat izni verilmesinin kanunen de yasak olduğuna vurgu yapan Abdülkadir Hazman, “Burası yüzyıllardır dere yatağıdır. Zaten, biraz üst tarafı halen ‘Dere Sokağı’ olarak anılmaktadır. Değirmen dağından gelen suların Dere Sokağı’ndan geçip bu köprünün altından İngiliz Bahçesini sulayıp Karataş Lisesinin yanından denize ulaştığını bilmekteyiz. Öyle ki halen şarıl şarıl akan suların sesini bu köprünün yanına gelince duyarsınız.  Dere yatağına ve Karataş Köprüsü’nün önüne inşaat ruhsatı verenlerin bu kentte geçmişte nasıl büyük sel felaketleri yaşadığını bilmemelerindendir. Gerçi dere yataklarına inşaat ruhsatı verilemeyeceği genelgelerde açık bir şekilde ifade edilse buna yerel yöneticiler yeterince dikkat etmiyorlar. Şimdi sormak lazım bir büyük sel felaketinde bu işten kim sorumlu olacaktır?  Diğer bir konu ise Karataş Köprüsü’nün ayağa kaldırılması kent turizmi için ne kadar öneli olduğunu anlamamış olmaları. Kentin tarihini ve coğrafyasını bilmeyenlerin kenti yönetmesi böyle çelişkilere neden olmaktadır. Konak Belediyesi artık ben yaptım oldu anlayışından vazgeçmelidir, çünkü bu tutumları Konak ilçesine zarar vermektedir” değerlendirmelerinde bulunarak, kent tarihi için çok büyük anlam ifade eden Karataş Köprüsü’nün kurtarılması gerektiğini söyledi.

Haber Merkezi