Sayfa Yükleniyor...
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun uygulanmasına ilişkin yönetmelik değiştirilerek toplantı ve gösteri hakkı kullanımının kapsamı daraltıldı
E. ÇAĞLA GENİŞ
Yeni yönetmelikle vali ve kaymakamlar bir toplantıyı veya gösteriyi açık ve yakın tehlike bulunduğu gerekçesiyle yasaklayabilecek. Toplantı ve yürüyüş basınçlı veya boyalı su kullanılarak dağıtılabilecek. Belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergahı yerel gazeteler ile valilik ve kaymakamlık internet sitelerinden ilan edilerek halka duyurulacak. Yönetmeliğe göre, il ve ilçelerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergahı, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde gerçekleştirilecek. Kanuna uygun olarak başlayan bir toplantı veya gösteri yürüyüşü, daha sonra kanuna aykırı durumlardan bir veya birkaçının vuku bulmasıyla kanuna aykırı hale dönüşürse, topluluğa kanuna uyularak dağılmaları, dağılmazlarsa zor kullanılacağını ihtar edilecek. Topluluk dağılmazsa zor kullanılarak dağıtılacak. Değişiklikler Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
BASKICI VE FAŞİZAN BİR POLİTİKA İZLENİYOR
Yeni düzenlemeyle ilgili görüşlerini açıklayan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Anayasanın 34.maddesinin çok açık ve net olduğunu ifade ederek gösteri ve yürüyüş hakkının demokratik bir hak olduğu vurgusu yaptı. Sarı yeni düzenlemeyi, AKP Hükümeti son dönemlerde özellikle seçimden sonra müthiş bir kan kaybı içerisine girdi. Sayın Cumhurbaşkanının da başkanlık sistemi hayal olunca hiç istemediğimiz olaylarla karşı karşıya kaldık. İnsanların büyük bir kısmının barış talebi varken şu anki meşru ve geçici hükümet doğal olarak bu tür önlemlerle hem ülkemizi kaosa sürüklemeye çalışıyor hem de insanların Anayasanın 34. maddesindeki Gösteriler ve Yürüyüşler Kanununu tamamen hiçe sayarak baskıcı ve faşizan bir politika izliyor. Baskı, şiddet, zulüm ve kanunlar birçok şeyden vazgeçirmeye çalışıyor. Ancak eğer baskıcı yasalar ve kanunlar işe yarasaydı, 32 gencin ölümüyle başlayan ardından askerin, polisin ve birçok insanın ölümüne neden olan olaylara engel olurdu. Oysa baskı ve şiddet ne kadar artarsa aynı şekilde karşılıklı şiddet olayları da tırmanır. Bunun tüm dünyada da örnekleri vardır. Ülkemize de bunu taşımaya çalışıyorlar. Anayasanın 34.maddesi çok açık ve nettir. Yasalar gösteri ve yürüyüş haktır der. Siz hem anayasanın koruma zırhına sahip olacaksınız ama bir yandan da bu yasanın öngördüğü demokrasi hakkını kendi çıkar ve menfaatleriniz uğruna yok edeceksiniz. Dolayısıyla şiddet yanlısı bir toplum yetiştireceksiniz. Bu düzeltmeyi doğru bulmuyoruz ve kabul etmiyoruz sözleriyle eleştirdi.
Haber Merkezi