“Gümrük Birliği yerine AB ile yeni ‘STA’ yapılmalı”

Türkiye ihracat yoğunluğunun belirli bölgelere sıkıştığını söyleyen Dış Ticaret Uzmanı Yılmaz, yıllardır güncellenmesi yapılmayan Gümrük Birliği yerine, AB ile yeni bir STA yapılmasının önemine dikkat çekti 

  • Oluşturulma Tarihi : 11.01.2020 08:53
  • Güncelleme Tarihi : 11.01.2020 08:53
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Gümrük Birliği yerine AB ile yeni ‘STA’ yapılmalı” haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-RÖPORTAJ
Türkiye, ekonomisinin bel kemiği olan ihracatta 2018 yılında kırdığı Cumhuriyet tarihi rekorunu 2019 yılında da sürdürdü. İhracatta Cumhuriyet tarihi rekorları kırılırken 2019 yılında aynı zamanda ihracat ile ilgili birçok gelişme de yaşandı. Dış Ticaret Uzmanı Mutlu Yılmaz, gazetemize değerlendirmelerde bulunurken Türkiye’nin ihracatta 2019 yılında yaşanan gelişmeleri, 2019 yılının ihracat rakamlarını ve 2020 ihracat öngörülerini paylaştı. Türkiye’nin Özel Ticaret Sistemi (ÖTS) ve Genel Ticaret Sistemi (GTS) ile ilgili bilgiler veren Yılmaz, ihracatta yaşanan bölgesel adaletsizlik sorununa dikkat çekti. Gümrük Birliği’nin şu an için sürdürülebilir bir model olmadığının altını çizen Yılmaz, “Gümrük Birliği yerine diğer ülkelerin yaptığı gibi AB ile yeni bir Serbest Ticaret Anlaşması (STA) yaparak eşit düzlemde yeni bir modelleme yapabiliriz” dedi. 



GÜMRÜK BİRLİĞİ GÜNCELLENEMİYOR!
Sizce 2019 yılında dış ticaretin en önemli gelişmeleri nelerdi? 

Ülkemiz özelinde değerlendirirsek; öncelikle 2019 yılının ilk aylarından itibaren dış ticaret istatistiklerinin hesaplanması ve kamuya duyurulmasında genişletilmeye gidildi. Mevcut sistem, ÖTS iken, bununla birlikte GTS’ye göre de dış ticaret istatistikleri açıklanmaya başlandı. Bir diğer önemli gelişme ise Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan ‘İhracat Ana Planı’ idi. Hazırlanan plan çerçevesinde; 17 tane hedef ülke, 5 tane de ana sektör belirlendi. Hedef ülkeler; ABD, Brezilya, Çin, Etiyopya, Fas, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, Irak, İngiltere, Japonya, Kenya, Malezya, Meksika, Özbekistan, Rusya ve Şili iken, hedef sektörler; makine, otomotiv, elektrik-elektronik, kimya ve gıda endüstrisi olarak belirlendi. Standart olarak her sene olduğu gibi Gümrük Birliği güncellemesi kısa süreliğine gündeme gelse de önceki yıllardaki alışkanlık değişmeden, tekrardan unutuldu. Küresel ticaret bağlamında bakarsak elbette ki ticaret savaşları, BREXIT süreci ve küresel ticaretteki riskler 3 temel unsuru oluşturmakta.  
2019 yılı ihracat rakamlarını değerlendirir misiniz? 
ÖTS sistemine göre; ihracatımız 2018 yılında 167,9 milyar dolar iken, 2019 yılı ihracatımız 171,5 milyar dolar olarak gerçekleşti ve önceki yıla göre artış yüzde 2,18 oranında arttı. GTS sistemine göre değerlendirdiğimizde ise 2018 yılında yapılan ihracat; 176,8 milyar dolar iken, 2019 yılında yapılan 180,4 milyar dolar. İhracat artış performansımızda yüzde 2,04 olarak gerçekleşmiş oldu. Her iki hesaplama yöntemine göre açıklanan ihracat değerlerinin, ülkemiz ihracat tarihinde rekor olarak kayıtlara geçtiğinin altını çizmekte de fayda var. 
VURGU ÖTS’YE GÖRE YAPILMALIYDI 
Bu iki farklı hesaplama yöntemi arasındaki fark nedir? 

En temel fark ‘Gümrük Sınırıdır’. ÖTS kapsamında; ülkemizden yine ülkemizdeki serbest bölgelere yapılan satışlar ihracat olarak değerlendirilirken, serbest bölgelerden diğer ülkelere yapılan satışlar ihracat olarak değerlendirilmez. Bu hesaplama yöntemi ithalat içinde aynı şekildedir. GTS kapsamında ise serbest bölgelerden diğer ülkelere yapılan satışlar ihracat olarak değerlendirilir. Kısaca Genel Ticaret Sistemi, bu bağlamda Özel Ticaret Sistemi/nin tam tersidir. Ayrıca bu konu ile ilgili kafalarında karışık olduğunu görüyorum. Özellikle ihracat istatistikleri resmi kayıtlara hangi hesaplama yöntemine göre sisteme işlenecek?  Konunun detaylarına girmeden kısaca şunu ifade etmek isterim ki mevcutta olan ve olması gereken elbette ki Özel Ticaret Sistemi’dir. Dolayısıyla geçen haftalarda verilen beyanatlarda ve gazetelerde manşet olan 180,4 milyar dolar yerine mevcut sistem olan 171,5 milyar dolar olarak ifade edilmeli ve genel olarak serbest bölgelerin performansını anlayabilmek ve karşılaştırabilmek için ayrıca GTS rakamları da paylaşılmalıydı. Çünkü her iki rakamda ülkemizin ihracat performansını bağlamında gelmiş geçmiş ihracat rekorlarıdır. 
Ülkemizin en fazla ihracat yaptığı ülkeler hangileri? 
Bundan sonraki değerlendirmeleri müsaadenizle Özel Ticaret Sistemi/ne göre analiz etmek istiyorum. İhracatımızdaki ilk 5 ülke sırasıyla; Almanya, İngiltere, İtalya, Irak ve ABD yer alırken, ilk 5 ülkeye olan ihracatımız geçen yıl ile karşılaştırdığımızda, Irak haricinde hepsinde düşmüş vaziyette. İhracattaki ilk 5’teki en yüksek düşüş yüzde 4,33 oranında Almanya’da gözüküyor. Irak’a ayrı bir parantez açarsak yıllardır ihracatımızda ikinci ve üçüncü sırada yer alan Irak’a yapılan ihracat geçen yıla göre artsa bile dördüncü sıraya düşmekten kurtulamadığını görüyoruz. 
Birazda ithalat tarafını değerlendirelim isterseniz?
Elbette ki, aynı ihracattaki yapmış olduğumuz gibi ÖTS ve GTS rakamlarına göre ayrıştırarak gidelim ve sonrasını ÖTS bağlamında değerlendirelim. ÖTS sistemine göre; 2018 yılındaki ithalatımız 223 milyar dolar iken, 2019 yılında 202,7 milyar dolara düştü geçen yıla göre ithalattaki yüzde 9,12 azalma oranı gerçekleşti. GTS sistemine göre ise; 2018 yılı ithalatımız 231milyar dolar iken, 2019 yılında 210 milyar dolara düşerek ithalatta yüzde -8,99 oranında azalma gerçekleşti. 
İthalat ülke sıralaması nasıl peki? 
ÖTS sistemine göre en fazla ithalat yapan ilk 5 ülke sırasıyla, Rusya, Çin, Almanya, ABD ve İtalya olarak gerçekleşirken, Rusya’dan yapılan ithalat artarken, diğer ülkelerde ise ithalatta azalma meydana geldiğini gözlemliyoruz. 
BÖLGESEL ADALETSİZLİK GİDERİLMELİ
2020 yılı ihracat öngörüleriniz nelerdir? Özellikle makro bağlamda düşünürsek neler söylemek istersiniz? 

Önümüzdeki 2020 ve tabi ki de sonrası için 4 temel parametre özelinde görüşlerimi aktarabilirim. Bunlar Gümrük Birliği, ihracat için yeni pazar modellemesi, devlet teşviklerinde performans kriterinin getirilmesi ve en önemli sorunumuz olan ihracatta bölgesel adaletsizlik sorununun çözümüne yönelik devlet politikalarıdır. Siyasi irade bu konulara odaklanırken, yapısal değişikliklerini yapacağını öngörerek yapmalıdır. Yoksa alınan sonuçlar kısa vadeli ve belirli bir iş çevresine yönelik olur ki belki de en büyük problemimiz bu bakış açısıdır diyebilirim. 
Gümrük Birliği’nden kastınız, gümrük birliğinin güncellenmesi mi? 
Samimi olmak gerekirse değil, çünkü 2012’den beri Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerekliliği her sene söylem olarak ifade edilir fakat bu yönde hem Türkiye hem de AB tarafında bir gelişme olmaz. Öncelikle Gümrük Birliği şu an için sürdürülebilir bir model değildir. Ticaretten öte ülkemizin dış ekonomik politikası maalesef AB’nin elinde diyebiliriz. Çünkü AB’nin belirlediği gümrük tarifelerini diğer ülkeler için uygulamak zorunda olduğumuz gibi kendi başımıza Serbest Ticaret Anlaşması yapamıyor bir de bunun üzerine AB’nin Serbest Ticaret Anlaşması yaptığı ülkelere taraf olamıyoruz. 
YENİ BİR ‘STA’ YAPILMALI
Peki, sizce Türkiye bu durumda ne yapmalı? 

Cevabı gayet pratik; Gümrük Birliği güncellemesi yerine ki, yıllardır zaten yapamıyoruz, Gümrük Birliği yerine diğer ülkelerin yaptığı gibi AB ile yeni bir serbest ticaret anlaşması yapılması yaparak eşit düzlemde yeni bir modelleme yapabiliriz. 
Yeni pazarlardan kastınız nedir? 
Dünya ticaretinde enler 2020 ve sonrası için Afrika ve Asya pazarları olduğu gözüküyor. Bunu sadece ben değil, dünya genelinde araştırma raporlarının yayımlayan kuruluşlar net bir şekilde ifade ediyor. Dolayısıyla bu pazarlara yönelik stratejileri hem ihracatçılarımız hem de devletimiz yeniden tasarlaması gerekmektedir.
İhracatta devlet teşvikleri ilgili ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle ülkemizde teşvik mekanizmasının en sorunsuz ve adaletli bir şekilde yürüten ve teşvik çeşitliliğin ihracat özelinde en fazla olduğu bakanlık, Ticaret Bakanlığıdır. Bunu özellikle ifade etmem gerekiyor. Fakat süreç teşvik mekanizmasının bunda sonra,  belirli bir seviyeden başlatılıp, bu teşvikleri kullanan firmaların kısa ve orta vadedeki performanslarına göre kademeli artırılması gerekiyor. 
İhracatta bölgesel eşitsizlikten kastınız nedir? 
Burada 2 farklı eşitsizlik var. Birincisi; ihracatı yüksek olan bölgelerimizde, ihracatın sadece belirli birkaç şehir ile sıkışması iken, esas problem ise ülkemizdeki bazı bölgelerin ihracatının çok düşük seviyede olmasıdır.