Gümrükçü’den iktidara ‘kurucu meclis’ çağrısı: Siz yapmazsanız biz İzmir’de yaparız

Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, deprem tehlikesine karşı siyaset üstü bir bakış açısıyla yaklaşılması gerektiğini söyledi. Hükümete kurucu meclis çağrısında bulunan Gümrükçü, “Bunu ulusal ölçekte yapamazsak İzmir ölçeğinde yapacağız” dedi

  • Oluşturulma Tarihi : 24.02.2023 09:46
  • Güncelleme Tarihi : 24.02.2023 09:46
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Gümrükçü’den iktidara ‘kurucu meclis’ çağrısı: Siz yapmazsanız biz İzmir’de yaparız haberinin görseli

AYLİN TOPALOĞLU

Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, İLKSES TV ekranlarında yayınlanan Siyaset Kulisi programında Gazeteci Erdal Erek’in sorularını yanıtladı.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından afet bölgesine giden Gümrükçü, bölgedeki izlenimlerini anlatırken deprem gerçeği üzerinden İzmir’in risklerini sıraladı.

Kentsel dönüşüm ve depreme dirençli kent konusunda yapılan çalışmalara da değinen Gümrükçü, özeleştiri yaptı ve hem yöneticilere hem de vatandaşlara çağrıda bulundu.

“İNSANLARI KİMLİKSİZLEŞTİREN BİR DEPREM”

Deprem bölgesindeki izlenimlerini aktaran Gümrükçü, İzmir üzerinden örnek verdi ve “13,5 milyon yurttaşı evinden işinden canından eden büyük bir felaket. Asrın felaketi demek çok da boş değil. Neden bu kadar etkilenildi, neden Türkiye salam yapılar imar edemedi bu ayrı bir boyut. O bölgeden diğer kentlere büyük bir göç var o göçle nasıl baş edeceğiz bu da ayrı bir boyut. Siyaseti ve mühendisliği değiştirecek bir felaket. Orada yaşananlar gitmeyenlerin çok anlaşılabileceği bir durum değil. Acı paylaşılabilir ama o insanların neyi kaybettiği çok anlaşılamıyor. Örnek verirsek… Mesela İzmir’in Göztepe, Kordon boyunda gezdiğimiz yerlerin, gezilecek görülecek, turistik bölgelerin tamamının, üretimhanelerin tamamının yıkıldığını düşünün. İzmir’in tamamının yıkılığın düşünün. Evinize giremediğinizi, arabada yattığınızı düşünün. İzmir’in bir harabe şehir olduğunu, gittiğimiz her yerin yıkıldığını, ailenizde kayıplar olduğunu düşünün. Oradaki insanları evsizleştiren, kimliksizleştiren bir deprem” dedi.

ÇAK MAHALLELERE İNİYOR

Depremle birlikte ortaya çıkan arama kurtarma gereksiniminde de uygulamayı mahalle bazına yayaya başladıklarını belirten Gümrükçü, “Ortalama 10 bin binanın etkilendiği söyleniyor depremlerde. Bir binada 10 uzman arama kurtarmanın çalışacağın düşünürsek. 100 bin kişi demek oluyor bu. 100 kişilik bir ihtiyaç vardı bölgede. 40 bin civarı da eğitim almış, profesyonel görevli arama kurtarmanın içindeydi. Dolayısıyla 6 bin binada hiçbir faaliyet yürütülemedi. Uzman arama kurtarma gerekli. Çiğli Belediyesinin arama kurtarma ekibi ÇAK bölgeye ilk giden ekiplerden. Şu an İzmir’de bir arama kurtarma ekibi kurma ihtiyacımız var Bu da belediyelerde, fabrika ve spor kulüpleri bünyesinde olabilir. Biz bu eksikliği gördük deprem bölgesinde. Bizim ayrıca mahalle aram kurtarma ekiplerimiz de var. Çünkü ÇAK’ın sayısı bin. Yani Çiğli’de kötü bir şey olsa ne olacak… Bu nedenle biz öncelikle halkımızı bilgilendirmek istedik. Afet, ilkyardım ve arama kurtarma konusunda. Gönüllülük esasıyla başlattık bunu. İlk yıl eğitimlerimizi tamamladık. Önümüzdeki haftalarda yeni eğitimler başlayacak Biz MAK’larla vatandaşlarımız eğitip profesyonel arama kurtarma ekibine dahil edeceğiz” diye konuştu.

“ARTIK HARMANDALI İÇİN KARAR VERMEMİZ GEREKİYOR”

Deprem denilince Çiğli’de akla ilk gelen Harmandalı tehlikesine de değinen Gümrükçü, ivedi çözüm çağrısı yaptı ve “Biz depreme engel olamayız, bu yüzden deprem riskini azaltmamız gerekiyor. Deprem riski sadece binanın yıkılması eğil. Yollar, barajlar, doğalgaz, elektrik… Deprem birçok sorun ve tahdidi içinde barındırıyor. Kurumları yöneten kişiler olarak deprem risklerini görüp azaltılması için katkı koymamız lazım. Hem İzmir hem de Çiğli için önemli bir nokta var. Harmandalı çöp tesisi. İzmir’in çöpünün yaklaşık yüzde 80’i bu tesise geliyor. Dolayısıyla bu tesise bir şey olduğunda çöpler gidecek yer bulamayabilir. Ayrıca bölge zaten bir heyelan riskiyle karşı karşıya. 30 Ekim depreminin ardandın neredeyse bir mahalle yer değiştirdi. Bu tesisi de hemen o toprak kayma riskinin olduğu bölgenin üstünde duruyor. Yani olası bir İzmir depremi de bu tesisi yok etme noktasına getirebilir. Harmandalı Katı Atık Bertaraf Tesisi önemli bir risk. Bunu biz de bakanlık da AFAD da herkes biliyor. Bu konu artık koku sorunun ötesine geçmiş bir konu. Herkes bu tesisin bir risk içerdiğini, ekonomik ömrünü tamamladığını ve İzmir’in çöpünü artık kaldıramadığını kabul etmiş durumda. Sorun şu oraya mı koyalım buraya mı koyalım? Harmanlı kapatılıp Yamanlara taşınsın tartışması 2012 yıllarında başladı. Biz 10 yıldır bunu tartışıyoruz ama artık bir karar vermemiz gerekiyor. Daha güvenli, daha az vatandaşı etkileyecek, su kaynaklarına karışmayacak bir yer bulacağız. Ya bu tesis bölüp birkaç yere böleceğiz. Mesela Menderes alternatifi vardı Bu konuda şu anda hemen karar verilmesi gerekiyor. İzmir olarak bu konuya siyasi bakmayarak hızlı bir şekilde karara bağlayıp risk altındaki Harmandalı tesisini kapatmamız şart” ifadelerini kullandı.

“ÇÖPÜ DÖKECEK YERİMİZ YOKTU SUYU DA ARITAMAYACAĞIZ”

Depremde Çiğli ölçeğinde tüm İzmir’e yayılacak başka bir riske de değinen Gümrükçü, “İkinci mesele arıtma. Artırma tesislerinin de çoğu Çiğli’de. Cemil Tugay Mavişehir, Bostanlı riskli bölge dedi ve taşıyalım dedi. Gediz nehri var. Nehir suyla birlikte toprağı da taşıyor. Binlerce yılda getirilen toprak Mavişehir, Bostanlı, Çiğli’nin büyük çoğunluğunu hatta İzmir körfezi dediğimiz çanak aslındanehirleringetirdiği toprak. Sadece Bostanlı,Mavişehir değil. Dağ etekleri dışındaki tüm alanlar gevşek toprak. Tarım için kullanılıyormuş o alanlar. Şimdi biz o tarım merkezinin içine gökdelen, AVM birçok şey yapmışız. 1950’lerden itibaren yapmamamız gereken ne varsa yapmışız. Bu bölgeye bir de arıtma tesis kurmuşuz. Yarın bir deprem oldu artma tesisi bozuldu. Zaten çöpü dökecek yerimiz yoktu. Şimdi de suyu arıtamayacağız. Deprem sonrasındaki salgın riskinin yanında onu da artıracak bir Körfez kirliliği sorunumuz olacak. Buna da önlem almamız gerekiyor” dedi.

“EN SON KONUŞMAMIZ GEREKEN ŞEY BİNALAR”

Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın Mavişehir ve Bostanlı’yı taşıma önerisini de değerlendiren Gümrükçü, bütüncül yaklaşımlı çözüm önerileri sundu ve şunları söyledi; “Bizim aslında en son konuşmamız gereken şey binalar. En zor ve en maliyetli değiştirilecek konu çünkü. ‘Mavişehir’i taşıyalım.’ Bu kolay bir şey değil. Başkan daha sonra yaptığı açıklamalarla hızlı bir süreci ifade etmediğini söylemiş. Aslında işin doğrusu şu ki bütün büyükşehirlerin nüfusunu azaltmamız lazım. En büyük risk faktörlerinden biri büyükşehirlerdeki nüfus. Yeni bir bina yapak evet bir çözüm ama binayı kurtarır. Eğer ki biz daha fazla insana faydalı olacak daha pratik, elimizdeki minimum kaynakla daha büyük bir şekilde çözüm oluşturmamız lazım. Bina yenileme çok büyük bir çözüm değildir. Kentsel dönüşüm, riskli bina tespiti… Biz binanız çürük dedikten sonra bir şey yapmayız. Oradaki insanlar bir araya gelip karar verecekler, çürük raporu alacaklar, kentsel dönüşüme girecekler vs. Bu süreçleri kısaltmamız ve mevzuatı hızlandırmamız lazım. En zor kısım binaları yenilemek. Bizim İzmir’de hep birlikte binamız güvenli mi değil mi ona bakmamız lazım. Bir binayı dönüştürmek 2 yıldan aşağı sürmez. Biz bir bölgeyi ele alıp revizyon imar çalışması yapıp bölgedeki kat sayısını plana işleyebiliriz. Bana kalsa Mavişehir bölgesinde Cemil Başkanla ikimiz o bölgenin eski zamanlarında burada olsaydık zemin artı 5 kat derdik. Çiğli’de imar planlarımızın çoğunu güncelledik. Belediye olarak 15-16 kat üzerinde izin verme hakkımız yo. O zaman da 10-12 katta bitirmelerini istiyoruz Bizde gökdelen sevdalısı bir yapılaşma yok. Bizim önerilerimiz her zaman zemin artı 5 kat olur. İzmir’de elbirliğiyle bir kentsel dönüşüm çalışması yapmamız lazım. Bunu bina değil bölgesel bazlı yapmamız gerekiyor. Nüfusu merkezlerden taşımamız gerekiyor. Bu noktada İZBAN’ın Bergama’ya taşınması çok iyi olur.”

“YAPI STOKU YENİLENEMESİNDE YOL ALAMADIK”

30 Ekim depreminin ardından yılan hikayesine dönen emsal artışına ilişkin “yürütmeyi durdurma” kararını da yorumlayan Gümrükçü, özeleştiri yaparken hükümete seslendi ve “Kenti yönetenler ve o evlerde oturan vatandaşlar olarak istediğimiz o işlerin minimum maliyetle yürümesi. Mesela kooperatif kurduğunuzda yüzde 18 olan KDV yüzde 1 oluyor. Ama bu tek başına bir şeye yetmiyor. Bunu emsal artışıyla desteklediğinizde… Bugün evinizi yenilemek istiyorsanız 1,5 milyon civarı bir maliyet oluyor. Eğer emsal artışı verirseniz bu meblağ sıfıra yakın olacak. Emsal artışıyla ilgili aslında çok da büyük bir tartışma yok. Artışın nasıl verilmesi gerektiğiyle bilgili bir şey var. Bayraklı özelinde açılmış ve yürütmeyi durdurma kararı verilmiş. Bu karar uygulanırsa başlamış ya da başlanacak birçok inşaatta sorun yaşanacak. Odalar gel bölgesel bir plan yap. Biz emsale karşı değiliz. Ama buna karşın sosyal donatıların da olduğu bir plan kuralım diyorlar. Bizim hızlı bir şey yapmamız lazımdı ama onların istedikleri daha uzun vadeyi alacak bir plan değil. İzmir depreminin ardından 2 yıldan fazla süre geçti ama biz yapı stokunun yenilenmesiyle ilgili yol alabilmiş değiliz. Herkesin takkesin önüne koyup düşünmesi gerekiyor. Uzmanlar İzmir depremi geliyor diyor. Bunu da en iyi odaları yöneten arkadaşlarımız biliyor. Bu sorunu bir an öce halletmemiz gerekiyor. Deprem ulusal bir güvenlik sorunu. Artık depremi siyaset üstü ele alacak, nasıl ki Anayasa için kurucu meclis oluyor deprem için de bir kurucu meclis gibi bir yapı oluşturulmalı. Bunu ulusal ölçekte yapamazsak İzmir ölçeğinde yapacağız” dedi.